Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
S a y f a | 56<br />
soğuran bu ilkel ihtişamın içerisinde üveyikler, ötleğenler, kumrular ve çıvgınlar 83(*) evrensel bir<br />
koroya eşlik edercesine kendilerinden geçmiş şakıyorlardı. Kalın gövdeli ağaçlar yüzyıllardır<br />
oradaydılar, kim bilir kaç kez Güneş’in batışına tanıklık etmiş, ertesi gün yeniden doğuşunu<br />
görmüşlerdi. Deredeki balıkların sırtları bıçak ağzı gibi yanıp sönerken, yosunlar kız saçı gibi<br />
belikler hâlinde yemyeşil dalgalanıp duruyorlardı. Kıyıya yakın kesimlerde çamurun içini<br />
karıştıran küçük kuşlar görünüyordu. Ötedeki bir ağacın üzerinde analarının getirdiği yiyeceği<br />
yavruları uzanıp ağzının içinden alıyorlardı alelacele. Yeşil renkli bir yılan kuyruğuyla sarıldığı bir<br />
daldan aşağıya doğru sarkmış etrafa bakınırken, çekelezler 84 daldan dala atlayarak oyun<br />
oynuyorlar, kimileri de palamut taşıyorlardı yuvalarına.<br />
Yerde yapraklardan oluşan bir örtü bir yandan alt kısımlarda içten içe çürüyerek toprağa<br />
karışıyor ve ormanın loşluğundan kaynaklanan nemli ortama, kendine özgü bir humus kokusu<br />
yayıyordu. Bazı yerlerde sarmaşıklar ağaçlara sarılıyor bazen da bir elbise gibi giydiriyorlardı<br />
onlara kendilerini. Kimi yerlerde ağaçların kökleri sanki birşeyleri tutmak istercesine, kaslı birer<br />
kol gibi toprağın dışına çıkıyor, sonra tekrar içeri girip derinlere doğru inerek kayboluyorlardı.<br />
Ormanın derinliklerinde kuşlar dışında tüm mahlûkat susmuş ve sanki Güneş’in son<br />
ışıklarını içlerine çekmekte ve sindirmekteydiler hep birlikte. Ağaçlar, aldıkları ışığı bugün için<br />
son bir kez daha hep beraber bir bebek gibi emerlerken ve inanılmaz bir uyumla hep birlikte<br />
soluk alıp verirlerken ormandan gökyüzüne doğru ince bir nem tabakasına benzer temiz hava<br />
yükseliyordu. Derin bir huzur her yana tüm ağırlığıyla çökmüş ve bir daha kalkmayacakmış<br />
gibiydi. İçine girildiğinde bile anlaşılamayan ama duyumsanabilen, bir bütünün parçası olmanın<br />
huzuruydu bu, bütünün parçası olarak anlam kazanmanın…<br />
Ağaçların arasında usulca dolaşan esinti yaprakları o kadar hafif hışırdatıyordu ki, sesler<br />
sanki doğmadan geri ölüyor, arkasından yeniden doğuyor, yeniden ölüyorlardı içerisinde sınırsız<br />
sayıda hayvan türüne barınaklık eden ormanda. Yaşam yoluna devam ediyordu burada. Yaşam…<br />
Her yer, herşey yaşama kesmişti burada, ölüm bile yaşam için vardı. Tüm varlık yaşama<br />
durmuştu, zaman bile yaşam gibi, yaşam için akıyordu.<br />
Ağır ağır yürüyerek gelen, bir savaşçı ormanın alışılageldik sakinlerinin hemen dikkatini<br />
çekti; daha önce görmedikleri bu canlıya karşı tetikte, her an kaçmaya hazır hâlde bekleyerek<br />
bakıyorlardı. Genç adam kendisini izleyen bu gözlerin farkında bile değildi. Belindeki kılıcı,<br />
sırtındaki yayı ile heybetli bir görünümü olan genç adam uzun boyluydu. Artık ufka gömülmekte<br />
olan Güneş’in son ışıkları zırhından yansırken ağaçların kısmen seyreldiği bir yerde durdu, sağına<br />
soluna bakındı, nerede olduğunu anlamaya çalışan biri gibi ağaçlara göz gezdirdi. Sonra tekrar<br />
yürümeye devam etti. İleride ağaçların, ormanın başka hiçbir yerinde olmadığı kadar seyrelip<br />
azaldığı bir açıklıkta durdu. Karşısında toprağa gömülmüş ve bir at arabasından daha büyük bir<br />
kaya parçası duruyordu. Görünüşe göre toprak altındaki kısmı çok daha büyük olan kayaya<br />
yaklaşıp dokundu, yüzeyi soğuktu. Öylece bakınırken birşey dikkatini çekti; kayanın gölgesi sanki<br />
83 (*) Kuş türleri. –Editör.<br />
84 Çekelez (Çökelez): Sincap.<br />
D e n i z K a r a k u r t<br />
<strong>ELMA</strong>