Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
S a y f a | 89<br />
Orada zaman çarkının dönüşü durdu, mekân eriyip kayboldu. Kim olduğunu unuttu, yeni<br />
bir kimliğe ulaştı. Akıl denen o bağdan kurtuldu.<br />
Karşısında güzel mi güzel bir kız duruyordu. Güzel miydi gerçekten? Yoksa kendisine mi<br />
öyle görünüyordu? Kim bilir? Yanında, kapı açıldığında birbirlerine korkuyla sokulan iki nedimesi<br />
ile oturmuş gergef işliyordu. Genç kız da titredi, elindeki gergef yere düştü. Onun şaşkınlığı,<br />
karşısındaki bu delikanlıdan kat kat fazlaydı. Batur içeriye doğru birkaç adım girerken o da<br />
oturduğu sandalyeden kalkıp gerisin geri gitmeye başlıyordu, ayakları korkuyla çekiyordu<br />
kendisini odanın arka tarafına doğru farkında olmadan. Sanki hayatı boyunca hiç insan<br />
görmemiş gibi ya da korkunç bir varlığa rastlamışçasına geri geri gidiyordu ayakları. İçerideki<br />
kızlar sebebini çözemediği bir korku duymuşlardı kendisine karşı. Durumu farkeden gören Batur<br />
durdu, etrafa göz gezdirdikten sonra, öndeki kıza;<br />
– Kimsin? diye sordu kıza.<br />
22-23 yaşlarında ancak olan kız afallamış bakıyordu. Onun bu durumunu gören Batur’da<br />
şaşırdı; anlam veremiyordu, belki de kendisini bir düşman sanmıştı. Gelmesinden endişe ettiği<br />
bir düşman… Birşeyler söyleme gereği duyarak;<br />
– Korkma, dedi; “Benden sana zarar gelmez.”<br />
Baktı ki kız hâlâ susuyor, birkaç adım atarak yanına biraz daha yaklaştı. İkisi de<br />
karşısındakini kollayan birer savaşçı gibi, birbirlerinin hareketlerini ve davranışlarını gözleyerek<br />
temkinli davranıyordu. Batur avını ürkütmek istemeyen bir avcı gibi bu ceylana yaklaşıyordu.<br />
Yukarıya doğru kalkık burnu, hafif çıkık çenesi, dağılmış zülüfleri, kapkara kaşları ve pembe<br />
dudaklarıyla büyülemiş gibi çekiyordu delikanlıyı kendisine doğru kız; dal gibi uzun ince boyu,<br />
kuğu gibi ak ve uzun boynu ve düzgün vücudu aklını başından alıyordu Batur’un.<br />
Genç kız öylece bakıyordu sadece, korkmuştu ama ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra<br />
soğukkanlılığını yeterli düzeyde korumayı başarabiliyordu arkasına saklanmaya çalışan kızların<br />
aksine. Karşısında bir delikanlı duruyordu. Erkek denilen insan cinsini bir tek çocukluğundan<br />
hatırlıyordu, bir de odalarına yemek getiren o yaşlı adamdan. Bir de rüyalarından… Ama bu<br />
farklıydı, işte karşısında kanıyla canıyla duruyordu; bir iki adım ötesindeydi, elini uzatsa<br />
dokunabilirdi. Yıllardır bu odada bastırılmış olan, ket vurmak zorunda kaldığı tüm duygular ve<br />
dürtüler bir anda ve hep birlikte devinmeye başlıyordu.<br />
Batur Han;<br />
– Adın ne? diye sordu bu kez.<br />
Kız duraklayarak bekledikten sonra, artık kendisine de yabancı gelen bir sesle;<br />
D e n i z K a r a k u r t<br />
<strong>ELMA</strong>