17.09.2014 Views

ELMA DENİZ KARAKURT

Elma - Apple Roman - Novel

Elma - Apple
Roman - Novel

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

S a y f a | 100<br />

YEDİGER BURCU<br />

Sargun Emmi oturduğu sedirin üzerinde bacağını bir diğerinin altına katlayarak<br />

toparlandı, çevresindekilere bir göz attı. Bugün köy odasındaydılar ve civar<br />

köylerden iki korucu da konuklarıydı; adamlar öyle yorgundular ki oturdukları<br />

yerde uyuyorlardı. Arada bir önlerine düşen kafalarını tekrar kaldırıyorlardı.<br />

Odadaki köylülerden birisi tarlasına musallat olan bir köstebekten yakınıyordu. Toprağın<br />

altından açtığı tünellerden ilerleyip bitkileri kemirip bitiriyor, kurutuyordu ama kendisi birşey<br />

yapamıyordu bu kör hayvana karşı.<br />

Odanın ortasında duran bakır mangalın üzerindeki bir cezvede kahve pişiyordu, mangalın<br />

sivri tepeli kapağıysa yerde yanında duruyordu. Kahveyi pişiren çocuk;<br />

– Bu kahve yalnız Sargun Emmi’ye… İki üç fincan daha çıkar belki, isteyene veririm. Ama<br />

ondan gayrı yok, dedi.<br />

Biraz sonra Koca Sargun kahvesini yudumladıktan sonra;<br />

– İsterseniz bugün bir değişiklik olsun, farklı birşey anlatayım sizlere, dedi.<br />

***<br />

İki kardeş karşıda görünen süslü çadırlara hayranlıkla bakarak oraya doğru yürürlerken<br />

varsıl obanın içerisinden yanan ateşlerin dumanları yükseliyordu. Sağa sola gidip gelen, çalışan<br />

insanlar, iş gören kadınlar, oynayan çocuklar görünüyordu. Çadırlar çok geniş bir alana<br />

yayılmıştı. Yakınlarda, başlarındaki sığırtmaçların 180 güttüğü bir büyükbaş hayvan sürüsünden<br />

sesler duyuluyordu ara sıra.<br />

Kardeşler çadırların arasından geçerek en büyüğünün olduğu tarafa çevirdiler yönlerini.<br />

Yan yana yürürlerken de çevreyi dikkatle inceliyorlardı. Çadırın önüne vardıklarında girişin<br />

üzerinden öne doğru uzanan sayvanın 181 altında oturan oba beyini gördüler, yerdeki saman dolu<br />

kilim yastıkların üzerinde bağdaş kurmuştu. Yanında, bellerindeki hançerleri ışıldayan birkaç<br />

adamı kendisini bekliyorlardı. Giyimleri kuşamları yerlerinde bu iki genç esenlik dileyip beyle<br />

görüşmek istediklerini söylediklerinde yanındaki adamlar tarafından buyur edilip içeriye<br />

alındılar. Bey de sayvandaki yerinden kalkıp onlarla birlikte çadırın içine girdi. Söze güler yüzlü<br />

bey başladı;<br />

– Deyin hele ağalar ne görüşmek istersiniz? dedikten sonra yanındaki adamlardan<br />

birisine dönerek; “Söyleyin de ayran getirsinler,” diye devam etti.<br />

180 Sığırtmaç: Çoban. Sığır çobanı.<br />

181 Sayvan: Tente, gölgelik.<br />

D e n i z K a r a k u r t<br />

<strong>ELMA</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!