17.09.2014 Views

ELMA DENİZ KARAKURT

Elma - Apple Roman - Novel

Elma - Apple
Roman - Novel

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

S a y f a | 28<br />

çarpışma alanlarda erleriyle birlikte yan yana vuruşmuş, defalarca yaralanıp ölümlerden<br />

dönmüş, hiçbir seferinde bir damla bile yaşın gözünden aktığı görülmemiş böylesi bir insanı<br />

şimdi bu hâlde görmek karşısında duran herkese değişik duygular yaşatıyordu.<br />

Hakanın suskunluğu devam ediyordu çünkü ağzını açtığında, artık derin birer kuyuya<br />

benzeyen gözlerinden sel gibi yaş boşalacağını bildiğinden, konuşmaya başlamadan önce onları<br />

içine akıtmaya uğraşıyordu. Ülkeleri dize getirip vergiye bağlamış, memleketinde dirliği düzenliği<br />

bir biçimde sağlamış bu ihtişamlı adam şimdi kendi dirliğini sağlayamıyor, artık miadını<br />

doldurmuş bir yıldız gibi kendi içine çöküyordu. Hazır olduğunu anladığı an’a kadar süren bir<br />

bekleyişin ardından hakan konuşmasını sürdürdü;<br />

– Bunu başarabilen olursa, bu dünyada elimden gelip de yapabileceğim ne varsa dilesin<br />

benden. Söz veriyorum.<br />

Sonra çocuklarına döndü;<br />

– Annenizin bana emaneti idi…<br />

Daha fazla konuşamadı, elleri gibi dudakları ve sesi de titriyordu çünkü. Orada<br />

bulunanların kimileri başları öne eğik, kimileri düşünceli, kimileri de ara sıra birbirlerinin<br />

gözlerine kısa bakışlar atarak suskunluklarının içinde beklemeyi sürdürdüler çeşitli nedenlerden<br />

ötürü. Aceleci davranmamak, tepki çekecek birşeyler konuşmamak gerekirdi böylesi<br />

durumlarda. İyi düşünmek, diğerlerinin dediklerini dinlemek, çok düşünüp az söylemek daima<br />

yarar sağlardı. Önce en büyüğün başlaması da bir gelenekti.<br />

Arkada, şu an açık olan pencerelerden sarayın bahçesi, avlusu, sonradan yükseltilmiş<br />

olduğu belli olan duvarları ve daha da ötede buraya göre biraz daha aşağıda kalan şehir<br />

görünüyordu. Dışarıdan kuş cıvıltıları doluyordu içeriye. Pencerenin önüne buralarda bol yiyecek<br />

buldukları için gayet semiz olanlarından bir serçe kuşu konmuş, gagasıyla kanatlarını kaşıyordu.<br />

Bazen başını kaldırıp etrafı yokluyordu. Birazdan yanına bir tanesi daha kondu, o da en az diğeri<br />

kadar besiliydi. Kuşlar pencerenin önünden kalkıp ilerideki küçük topluluğun arasına doğru<br />

uçarken salondakiler de dışarıya çıkıyorlardı.<br />

Dışarıda Tuğrul eski arkadaşı komutan Kayas’ın yanına yaklaşarak;<br />

– Seninle konuşalım bir ara, dedi.<br />

– Olur, görüşelim, diye cevapladı diğeri de.<br />

Onlar biraz ötede bu kısacık konuşmadan sonra ayrı ayrı yürümeye devam ederek<br />

koridorda uzaklaşırlarken başvezir de arkalarından düşünceli düşünceli bakıyordu kapının<br />

D e n i z K a r a k u r t<br />

<strong>ELMA</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!