Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
S a y f a | 49<br />
Boğazına kadar suya girdi, ayağı daha yere değmemişti; böylesi küçük bir derede bu<br />
kadar derin bir yer olması pek olanaklı değildi. Ama aslında gerçeği biliyordu.<br />
Burası başka bir âleme açılan bir kapı gibiydi.<br />
Kız onu, tuttuğu ellerinden suyun derinliğine doğru çekmeye başladı, bir türlü karşı<br />
koyamıyordu. Kafasındaki tüm soruları bir kenara bırakarak nefesini tuttu ve suya gömüldü.<br />
Sonra başlarını aşağıya doğru çevirerek dibe doğru dalmaya başladılar, düşsel bir derinliğe<br />
doğru iniyorlardı. Soluğu kesileceği zaman kız ağzını ağzına yapıştırıp gül gibi pembe renkli<br />
dudaklarının arasından çıkan kabarcıklar yüzeye doğru titreşerek yükselirken kendisine soluk<br />
veriyordu. Suyun içerisinde tüm benliğini bir uyku sarıyordu giderek artan bir etkiyle. Yukarıya<br />
doğru salınarak yükselen kalın sarmaşıklar gibi yosunların aralarından geçtiler; fosforla ışıyan bir<br />
balık sürüsü zigzaglar çizerek yanlarından kayıp gitti.<br />
Nihayet aşağıda pencerelerinden suya ışıklar vuran ihtişamlı bir saray gördüler. Su<br />
tabanına ulaştıklarında binanın yanında duran bir kuyuya doğru çekti kız kendisini, bu sefer<br />
kuyunun içine doğru daldılar. Dibine vardıklarında oradan sağa doğru giden bir geçide girdiler ve<br />
geçidin sonuna vardıklarında tekrar yukarıya çıktılar.<br />
Nihayet hava olan bir yere varmışlardı; derin derin soluyordu Uruk artık.<br />
Sarayın bir köşesinden içeriye çıkmışlardı ama içerisi bomboştu. Ne duvar, ne eşya, ne<br />
üst katlar, hiçbirşey yoktu; sadece çatıyla tavan arasına uzanan bir merdiven vardı, duvarları<br />
açık mavi üstüne işlemeli çinilerle kaplı yapıda. Uruk bu yorucu dalıştan sonra çok yorulmuş ve<br />
uykusu gelmişti, kendisi sebebini anlayamıyordu ama bu derinlik sarhoşluğunun<br />
mahmurluğuydu. Bir yerlere uzanıp uyumak istiyor fakat etrafta yatabilecek hiçbirşey<br />
görünmüyordu. Peri kızı birden yanından koşarak uzaklaşıp merdivenlerden yukarıya çıkarak<br />
çatıdaki bir kapağı açıp, tavan arasına girip kayboldu.<br />
Kolları dikkatini çekti Uruk’un. Belirgin biçimde göğermiş 78 olan damarları kabarıp<br />
şişmişti. Artık dayanacak durumda değildi, üzerindeki ıslak elbiseleri soyunup bu koca boş<br />
binanın bir köşesine, soğuk zemine uzandı. Bu şekilde bir insanın uyuyabilmesi çok zordu ama<br />
kan basıncı içinde bulunduğu derinlikten ötürü kendisine öyle bir oyun oynuyordu ki, gözlerini<br />
tutamayıp biraz sonra da uykuya daldı.<br />
Uyandığında afallayarak çevreye bakındı, nerede olduğunu bilmiyordu. Kim bilir ne kadar<br />
zamandır uyumuş kalmıştı burada. Alelacele elbiselerini giyindi ve köşedeki deliğe koştu. Fakat<br />
vardığında orada delik falan olmadığını gördü, oysaki emindi yukarıya buradan çıktıklarından.<br />
Diğer köşelere koştu telaşla koca alanda. Yoktu, çıkış kaybolmuştu, ne yapacağını bilemez bir<br />
hâlde şaşakaldı. Sonra peri kızının çıktığı merdivenler geldi aklına. Kenarları parmaklıksız kırmızı<br />
merdiveni çıkarak çatıdaki kapağı itti. Gıcırdayarak açılan kapaktan etrafa tozlar saçıldı, yıllardır<br />
78 Göğermek (Gövermek): Mavileşmek.<br />
D e n i z K a r a k u r t<br />
<strong>ELMA</strong>