12.07.2015 Views

Türk Basınında Dış Habercilik - SETA

Türk Basınında Dış Habercilik - SETA

Türk Basınında Dış Habercilik - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

G İ R İ Şve çok yönlü diplomasi tarzını okumakta yetersiz kaldığını, bunun yerine artıkBatı basınında bile izine az rastlanan bir tür oryantalist magazin anlayışına ağırlıkverdiğini düşündürmektedir. Bununla birlikte, gittikçe dünyaya daha açık halegelen <strong>Türk</strong>iye toplumu ve yönetiminde meydana gelen gelişmeler, medyayı da etkilemekte;habercilik ve dış habercilik alanları da bu durumdan olumlu biçimdeetkilenmektedir. Ticari dille ifade edilirse, izleyici/kitlenin bilinçlenmesi, kendisineyönelik ürünün kalitesi konusundaki beklentiyi de yükseltmektedir. Uluslararasındaki siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel ilişkileri bir biçimde ilgilendirendış habercilik, ulusal ve yerel haberciliğe göre daha ciddi bir alandır. Bu nedenle<strong>Türk</strong> basını da, okur açısından sıkıcı, mesafeli bir nitelik taşıyan dış haberleri dahacazip kılmanın yollarını aramaktadır. Mesela, Gordon Brown denince pek heyecanlanmayanbir muhabir, Nicolas Sarkozy’ye çok daha farklı bakmaktadır. Budurum, elbette <strong>Türk</strong>iye-İngiltere ilişkilerinin <strong>Türk</strong>iye-Fransa ilişkilerinden dahaönemsiz oluşundan değil, Sarkozy’nin renkli kişiliği ve “sansasyonel” eşi CarlaBruni’den kaynaklanmaktadır. Aynı “heyecanlanma” durumunun <strong>Türk</strong>iye’dekigazete okuyucusu açısından da geçerli olduğu varsayıldığı takdirde, ticari kaygılarlahareket eden basın için dış habercilik alanının ciddiyeti bazen bir engelhaline dahi dönüşebilmektedir.İdeolojik kaygılarla yapılan dış habercilik ise manipülasyon ve tarafgirlik gibidaha köklü etik sorunlara yol açmaktadır. Mesela, çok tartışılan “embedded” (iliştirilmiş)gazetecilik ürünlerinden biri olan, yere oturmuş bir Iraklı sivil ile ayaktasilahını ona doğrultmuş, tam teçhizatlı bir İngiliz askerini gösteren fotoğraf bunailginç bir örnektir. 4 Iraklı sivil, ellerini başına koymuş durumdayken, muzafferİngiliz askeri tehditkâr bir yüz ifadesiyle esirine bağırmaktadır. Irak’ın ve o bölgeyeyerleşen koalisyon güçlerinin tarihî, siyasî ve askerî gerçekliği hakkında bilgisahibi olan okuyucu, ilk anda işgalci bir askerle onun karşısında çaresiz kalmış birsivil Iraklı arasındaki eşitsizliği fark edecektir. Ancak, gazetenin fotoğrafa yaptığıyorum, fotoğrafta görünen gerçeklik ile açıkça çelişmektedir: “İkisi de çaresiz”.Iraklı sivilin neden çaresiz olduğu açıktır; çünkü esir alınmış ve silahsızdır. Silahlıİngiliz askerinin çaresizliği ise, daha derin sofistike duygularda yatıyor değilseeğer, bir hüsn-ü kuruntudan ibaret olmalıdır. Ayrıca metinde İngiliz askerin adı verütbesi (Onbaşı Steve Ritson) yazılıyken, Iraklı sivil ise isimsiz sunularak herhangibir nesne konumunda değerlendirilmektedir. 5 Bunun gibi birçok örnek, <strong>Türk</strong>basınındaki dış politika haberciliğinin niteliği konusunda daha çok mesafe katedilmesigerektiğine işaret etmektedir. Gazetecilerin dünyayı algılama biçimlerininadeta bir prizması olan dış politika haberciliği, <strong>Türk</strong> basınının bundan sonra dahafazla önem atfetmesi ve üzerinde düşünmesi/çalışması gereken bir konumdadır.4. “İkisi de çaresiz”, Hürriyet, 28 Mart 2003.5. Kürşat Bumin, “Demek ‘İkisi de çaresiz’...”, Yeni Şafak, 1 Nisan 2003.21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!