AramızdanAyrılanlar

Sayfa 101
Fizikçiler, olaylardan ilham alarak yaklaşık sistemler kuruyorlar. İkisi de beynin yaptığı
soyutlama olduğu için aynı mertebedeler. İyi matematik, iyi fizik gibi doğadan kaynak alan ve
doğanın çalışmalarına benzeyen sistem bulan matematik ve fiziktir.
Geçen yüzyılda fizikçilerle matematikçiler arasında pek fark yoktu. Geçen yüzyılın en
büyük matematikçileri, aynı zamanda büyük fizikçilerdi. Gauss, Klein, Riemann, Weber ve
Maxwell. Bunların hepsini, hem büyük matematikçi, hem de büyük fizikçi olarak tanıyoruz.
Çünkü hepsi matematiği doğayı anlama aracı olarak kullandılar. Bence, fizik ve matematik
hem aynı kaynaktan çıkıyor, hem de birbirlerine çok yakın. Aslında fizik ve matematiğe biraz
daha derinden bakılırsa, ikisinin de felsefenin birer kolu olduğu görülür.”
Temel bilimlerin ve bilim insanlarının amacını, temel bilimlerin insanlık için ve özellikle
gelişmekte olan ülkeler için değerini ve önemini, teknolojinin insan yaşamında ne anlama
geldiğini Barut şöyle vurguluyor: “Bilimin günlük amacı etrafımızdaki olayları dikkatle,
ayrıntılarıyla, sabırla incelemektir. Daha sonra bu incelemeleri insanlığın yığılmış deneyim ve
bilgi yapısına bağlamak ve sonunda en önemli olarak da bu yapıdan, olayların altındaki basit
fakat genel doğa kanunlarını bulmaktır. Özellikle fiziğin hedefi de fizik kanunlarının en kesin ve
kapsamlı şekillerini bulmak, onları en genel matematik ve fizik diliyle yazmaktır.
İnsanın derinde yatan ruhsal bir gereksinimi var: Etrafımızda olan bitenlere bir neden
bulmak ve doğada bir düzen görmek.
Etrafımızdaki, sürekli değişen, sonsuz sayıda, sonsuz türlü, sonsuz şekilli olayların temel
neden ve kurallarını bilmeseydik, şaşkın, yardımsız, kaybolmuş bir hayat sürecektik. Düzensiz
bir dünyada kim yaşamak ister? Bu nedenle merak ettiğimiz olayları denetlemek, ileriyi
görebilmek de yalnız onların temel kanunlarını keşfetmek ve anlamakla mümkündür. Bilim
tarihi de bunu kesinlikle gösteriyor. Eminim ki bütün bilim insanları, özellikle fizikçiler, doğanın
iyi yapıldığına, doğa olaylarının gayet basit ve güzel temellere dayandığına, madde ve
hareketin değişmez ve kesin kanunları olduğuna inanıyorlar. Yoksa neden bütün güçleriyle,
bütün düşünceleriyle bu ilkeleri arasınlar.
Bilim bitmiş bir iş değildir. İnsanlık tarihi çerçevesinde bakılırsa, bilim henüz başladı
diyebiliriz. Bilimin çözdüğü problemler, çözemediği, anlayamadığı veya henüz hayal edemediği
problemler yanında okyanusta bir kepçe su gibi. Bu hızla başlayan gelecek çağa, geçmişten çok
farklı bir amaç ve tutumla girmeliyiz.
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği