19.04.2016 Views

AramızdanAyrılanlar

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayfa 33<br />

K. Gediz Akdeniz - Ali Girgin<br />

(İstanbul Üniversitesi, Fizik Bölümü, İstanbul)<br />

Sait Akpınar 28 Mart 1913 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası kumaş ve fes imal edilen<br />

Feshane-i Amire’nin imamı Yahya Efendi’dir. Osmanlı İmparatorluğunun son günlerini yaşadığı<br />

yıllardır.<br />

Henüz çok küçük olmasına rağmen Sait Akpınar’ın ilk hatırladıkları Birinci Dünya Savaşına<br />

ait anılardır [1].“Uçakları hatırlıyorum. Uçaklar İstanbul üzerine geldiği zaman, evde bir telaş<br />

olurdu. Annemiz beni kardeşimle birlikte evimizin alt katına saklardı.”Sait Akpınar, 1920 yılında<br />

Hekim Kutbuddin adında bir mahalle mektebine gönderiler.“O yaşlarda ben, en modern<br />

çekirdek fiziği araştırma metotlarından birini kullanarak annemin saatini incelemiştim.<br />

Annemin altın, üzeri mineli, pırıl pırıl bir kol saati vardı. Saat evde çekmecede dururdu. Bahçede<br />

üzerinde ceviz kırdığımız yüksek bir taş vardı. Saatin içinden çarklar çıktı. Evvela içinde bir şeyler<br />

oynuyordu, sonra onlar da durdu. Bir ara “cizzt” diye bir ses çıktı, saatin yayı boşalmıştı. Sonra<br />

her şey bitti. Bilirsiniz, çekirdek fiziğinde hızlandırıcılar kullanılır; bunların hepsinin metodu<br />

benim kullandığım metodun aynısıdır.”<br />

Cumhuriyet ilan edildiğinde Sait Akpınar 10 yaşındadır ve bütün mahalle mektepleri<br />

kapatılmıştır. Evlerine en yakın olan ilkokula kayıt olmak için giden Akpınar’a, okulda yer<br />

olmadığı için biraz beklemesi söylenir [1]:“Yine de senin kaydını yapalım, yakında Defterdar’da,<br />

Balıkhane Nazırı’-nın konağında okul açılacak, oraya gidersin.” Birkaç ay sonra okulun<br />

açılmasıyla öğrenimine yeniden başlayan Akpınar, daha önce beşinci sınıfa gelmiş olmasına<br />

rağmen okulda ikinci sınıfa kadar ders açıldığı için ikinci sınıftan devam eder. Bu arada Yahya<br />

Efendi, feshane fabrikasında beraber çalıştıkları ve Fransa’da eğitim görmüş bir tekstil<br />

mühendisi olan Cevat Bey’den oğluna Fransızca dersleri vermesini ister. “Feshane fabrikası,<br />

Haliç’te deniz kenarındaydı. Cevat Bey odasına geldiği zamanlar ders yapardık. Gelmediği<br />

zamanlarda ise ben çok sevinirdim; fabrikanın içinde dolaşmaya çıkardım çünkü. Babam oranın<br />

imamı olduğu için bana ses çıkarmazlardı; ben de bir şeyler keşfetmeye çalışırdım. En çok da<br />

fabrikanın düdüğünün nerede olduğunu keşfetmek isterdim.”<br />

Sait Akpınar fiziğe ilgi duymasına neden olan ilginç rastlantıyla şöyle anlatır: “Bir gün<br />

annem beni bir şeyler almam için aktara gönderdi. Aktar, yanında duran kitaptan bir sayfa<br />

kopardı, onu külah yaptı ve aldıklarımı bunun içine koydu. Bizim evde okumak için yalnızca<br />

babamın kitapları vardı; onların da kimisi Arapça, kimisi Farsça’ydı. Ben ara sıra onlara<br />

Aramızdan Ayrılanlar<br />

Türk Fizik Derneği

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!