19.04.2016 Views

AramızdanAyrılanlar

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sayfa 68<br />

tipiyle karşı karşıya olduğumuzu bize gösterdi. Cahit Bey’in ne kadar büyük, özgün düşünebilen<br />

bir matematikçi olduğunu esas itibariyle o dersler boyunca algıladığımı söyleyebilirim.”<br />

ODTÜ Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Önder yurtdışındaki<br />

matematikçiler arasında ne kadar çok tanındığından, adının konuyla ilgili her türlü yayında<br />

geçtiğinden bahsediyor: “ Öğrencilik yıllarımda Cahit Arf’in yurtdışında da ünlü olduğunu<br />

duymuştum. Ama, bunun ne kadar doğru olduğunu doktora için yurtdışına gittiğimde ve daha<br />

sonraki yıllarda yaptığım yurtdışı temaslarda daha iyi anlayacaktım. Cahit Arf’in en önemli<br />

buluşlarından birisi, Arf değişmezi, aslında cebir sahasında yapılmış bir buluş olmakla beraber<br />

en önemli uygulama alanlarından birisini topoloji adlı matematik dalında bulmuş, cebirsel ve<br />

diferansiyel topolojide birtakım klasik ve çözülmemiş problemlerin çözümünde en önemli<br />

araçlardan birisi olmuştu. Örneğin, ünlü Poincare tahmininin diferansiyellenebilir<br />

versiyonunun beşten yukarı boyutlarda genel olarak doğru olmadığının ispatı John Milnor’ un<br />

ünlü egzotik kürelerinin varlığı gösterilerek yapılmıştı. Bunu gösterirken en önemli araçlardan<br />

birisi Arf değişmeziydi. Bu nedenle Arf değişmezi topolojiciler arasında çok iyi biliniyordu.<br />

Yurtdışındayken, Türk olduğumu söylediğim zaman bana mutlaka Cahit Arf hakkında sorular<br />

soruyorlardı. Bu da beni gururlandırıyordu. Arf değişmezi Cahit Arf’ ten daha ünlü olmuştu.<br />

Cahit Bey’in kendisi dahi, içinde topolojicilerin de bulunduğu bir toplulukta kendisini ‘Cahit Arf’<br />

diye tanıttığı zaman, heyecanlanarak ‘yani siz Arf değişmezi Arf’ misınız’ diye sorabiliyorlardı.<br />

Örneğin, böyle bir olayı Yale Üniversitesi öğretim üyelerinden Ronnie Lee’ den dinlemiştim.<br />

Princeton da iken Cahit Arf’ a bu soruyu sormuş o da arkasından topoloji ile ilgili sorular<br />

geleceğini sezip, o muzip haliyle zekice gülerek, ‘evet, ama ben Arf değişmezini hiç bilmem’<br />

diye cevap vermişti.”<br />

Cahit Arf’in matematiğe ve kuramsal bilimlere yaklaşımını da Prof. Dr. Önder’den<br />

dinleyelim: “ Cahit Arf’ten almış olduğum Cebirsel Sayılar Kuramı dersinde konuları ele<br />

alışındaki olağandışı, olayın daima özünü yakalamaya çalışan, biraz da felsefi yaklaşım tarzını<br />

daha yakından gözlemleme olanağı buldum. Cahit Hoca’nın seminerleri izlerken konuşana<br />

soru soruş tarzı da bu tür bir yaklaşımla yakından ilgiliydi. Kolay bir şey değildi Cahit Hoca’ nın<br />

önünde seminer vermek. Konuşana hep ‘bunu neden yapıyorsun’ diye sorardı. Rastlantılar<br />

üzerine kurulmuş veya sınama-yanılmaya dayanan, sistemli bir düşünüşle elde edilmemiş<br />

sonuçları pek sevmezdi. Sırf bir araştırma olsun diye veya salt genelleme yapmış olmak için<br />

kullanılan yüzeysel yaklaşımlar derhal tepkisini çekerdi. Bu arada hantal bir mekanizma veya<br />

yapay bir teknolojiyle elde edilen sonuçlara da epey içerlerdi. Bu tür kuram ve yöntemlere<br />

‘galaktika’ derdi. Ona göre, bunlarla elde edilen sonuçlar çok daha doğal ve temel<br />

matematiksel kavramlarla işin özüne inilerek elde edilmeliydi. Her değerli kuramın veya ispatın<br />

arkasında aslında doğal, iyi düşünülmüş sistemli geliştirilmiş bir fikir olması gerektiği şeklindeki<br />

temel felsefeyi ilk olarak Cahit Hoca’dan öğrendim.”<br />

Uzun yıllar ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi’nde fizik profesörü olarak çalışan, daha sonra<br />

da Sabancı Üniversitesi’ nde bilim tarihi üzerine çalışmalarını sürdüren ve 2007 yılında<br />

yitirdiğimiz Prof. Dr. Erdal İnönü Cahit Arf’in bilime yaklaşımını şu sözlerle anlatıyor: “Cahit Arf’<br />

in en önemli özelliği, herşeyin aslını anlamaya çalışmak olmuştur. Birisi bir konuşma yaparken,<br />

anlamadığı yeri hemen sorardı. Hiç bir şeyden çekinmezdi, onun için önemli olan anlamaktı;<br />

bilime değer veren bir insan olarak anlamak, araştırıcı zekâsını kullanarak olayların nedenini<br />

anlamak … Onun için anlamak, söz konusu eğer matematikse, birtakım uzun ve karışık<br />

hesaplarla bulunmuş sonucu temel yapının özelliklerinden doğrudan doğruya sezebilmek,<br />

öteki bilimlerde de gözlemlenen olayı gene bir matematiksel model yardımıyla bir nedensonuç<br />

ilişkisi haline getirebilmek demekti. Bu görüşle, sosyal bilimlerde geçerli olacak<br />

matematiksel yapılar arayışını hep özendirdi.”<br />

Aramızdan Ayrılanlar<br />

Türk Fizik Derneği

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!