AramızdanAyrılanlar

Sayfa 120
Son sözler
Bu yazımızda, Âsım Barut’ un mükemmel bilimsel kişiliğini, çok yönlülüğünü, yaşama bakışını,
onu tanıdığımız ölçüde ve ulaşabildiğimiz tüm kaynaklardan yararlanarak yansıtmaya çalıştık.
Yazımızın giriş bölümünde de belirttiğimiz gibi böyle büyük insanları tam anlamıyla
anlatabilmek çok zor. Çünkü böyle insanlar hakkında ne yazarsak yazalım, ne söylersek
söyleyelim yine de onların büyüklüğünü anlatmak için yetersiz kalıyor.
Beni en çok etkileyen yanı yaşamı çok sevmesi, sadeliği, olağanüstü disiplini ve çalışma
kapasitesi, bilim sevgisiyle dolu yüreğiydi. Kendisinden doğrudan hiçbir şey istemedim. Ama
konuşmalarımız sırasında nelere gereksinimim olduğunu anlayıp, Amerika’ ya döndükten
sonra bir sürü kitap ve makaleyi yollayıp beni ne kadar mutlu ettiğini belirtmek isterim.
Edirne’deki merkezde yapılan bilimsel toplantılarda, sabahları biz henüz uyanırken, o,
çoktan kalkıp sabah sporunu yapıp, kahvaltısını bitirip çalışmaya başlıyordu. Öylesine canlı ve
hayat doluydu. Ona hiç ölmeyecekmiş gibi bakardım. Anî ölüm haberini gazetede okuduğumda
yaşadığım duyguları, duyduğum üzüntüyü kelimelerle anlatabilmem imkânsız!
Barut’ un yaşamı bir sevdaya koşmaktı: Gelişmekte olan ülkelerin bilim ve kalkınmak
sorunlarına kafa yormak; ülkemizin aydınlık dolu bir geleceğe yelken açması için tüm bilim
güçlerinin harekete geçirilmesi, Türk insanının yeteneğine içten bir inanç. O, kendi neslinin
diğer değerli insanları gibi “Çağdaş uygarlık düzeyini aşmak”, “uygarlık âleminde hak ettiğimiz
yeri almak” ülküsünü erişilir buluyor, Türk insanının da, yetenek, azim ve gayretle uygar dünya
insanıyla yarışabileceğine inanıyordu. Bunun için, Türkiye’ den gelen yüksek lisans ve doktora
öğrencilerine sürekli destek oluyordu. Onun bu özelliği, uluslararası fizik camiasında “Türk
Mafyası!” olarak nitelenmesine yol açmıştı. Ne yazık ki, biz bu büyük adamı yeterince anlayıp
değerlendiremedik.
Onun yaşamı tüm gençlere ve bilimcilere örnek olmalı. Gençler bilimin bir meslek değil,
bir yaşam biçimi olduğu gerçeğini erken yaşlarda anlamalılar. İyi bir bilim adamı olmanın kolay
olmadığını, yalnızca seçtiği alanda uzmanlaşmanın iyi bir bilim adamı olmaya yetmeyeceği
gerçeğini görmeliler. Uzmanlaşmanın yanında, yaşamı oluşturan tarih, edebiyat, tüm güzel
sanatlar ve estetik gibi zenginliklerin insan beynini beslediğini ve yaratıcılığı körüklediğini
bilmeliler. Âsım Barut’un yaşamı, uzmanlaştığı alanların yanı sıra tüm bu zenginlik ve
güzelliklerle bezenmişti. Bilimi yaşam biçimi olarak seçen bizler şunu unutmamalıyız: Nerede
bilimsel çalışmalar yapılıyorsa, sanat eserleri üretiliyorsa, nerede hayal gücü, üretkenlik,
yaratıcılık bilinenin sınırlarını zorluyorsa Âsım Barut’ un bize miras bıraktığı dünya orasıdır.
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği