AramızdanAyrılanlar

Sayfa 205
Prof. Dr. Ali Girgin
1910 yılında İstanbul’da doğdu.İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da yapan Cavid Ener 1929
yılında , İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi.Aynı yıl devlet sınavını kazanarak, fizik öğrenimi için
Almanya’ya gönderilen Ener önce Berlin Üniversitesi’nde Almanca kurslarına katılarak,
Almanca dilini geliştirdi ve daha sonra, 1930 sonbaharında kaydolduğu Breslau Technische
Hochschule’yi 1935 yılında, Diplon Ingenieur ünvanıyla bitirdi. 1936 yılı başlarında Türkiye’ye
döndükten sonra, İÜ FF Denel Fizik Kürsüsü’ne asistan olarak atanan Cavid Ener yaklaşık 1,5 yıl
sonra, 1937 – 38 döneminde, askerlik görevini yapmak üzere, kürsüden ayrılmış ve bu görevini
tamamladıktan sonra, tekrar aynı kürsüdeki asistanlık görevine dönmüştür.1941 yılında, o
zamanki kürsü başkanı olan Prof. Dr. Harry Dember’ın yönetiminde doktora çalışmasını
tamamlayan Cavid Ener 1943 yılında da, Saf Gümüşün İyonizasyon Potansiyeli Üzerine Sodyum
Atomlarının Tesiri adlı tezi ile fizik doçenti olmuştur. Doçentliğe yükseldikten sonra öğrenim
ve araştırma çalışmaları yanında yönetim görevleri de üstlenen Ener, 1940 – 50 yılları arasında
Washington D.C.’deki Catholic University of America’da ultrases konusunda çalışmalar yapmış
ve 1951 yılında kürsüdeki görevine dönmüştür.1957 yılında tekrar ABD’ye giden Prof. Dr. Ener,
Brown University’de ziyaretçi Profesör ve araştırma asistanı olarak bir süre çalışmıştır.
Türk Fizik Derneği kurucu üyesi de olan ve 1965 yılında profesörlüğe yükseltilen Prof. Dr.
Ener, İÜ FF Fizik Bölümü Başkanlığı da yaptığı sırada, yaş sınırı nedeniyle, 23.5.1980 tarihinde
emekli oldu ve 10 Aralık 1981 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Prof. Dr. İsmet Ertaş
Ben öğrenci iken Cavid Bey Doçent idi. Ondan Ultrases dersini aldım. Cavid Bey babacan bir
öğretim üyesi idi. Bize öğütler verir, kendimizi iyi yetiştirebilmemiz için tavsiyelerde
bulunurdu. “ Çocuklar, bir yabancı dili mutlaka iyi öğrenin.” derdi. “Yazılı bir eser ortaya
koymaya başlarsanız, onun mükemmel olması için zaman harcamayın. Mükemmel iyinin
düşmanıdır. Mükemmel sanılan bir eserde bile eksikler ve hatalar vardır. Elinizdeki hazırlığınız
yararlı olabilecek ise bekletmeden hizmete sokun….” mealinde öğütlerde bulunurdu.
1954 yılında başlayan asistanlık döneminde onunla daha yakın olduk. Odasının kapısını
vurup “Girin!” sesini duyduktan sonra içeri girdiğimde bir süre etrafa göz gezdirerek onu
aranırdım. Daima masalarının üzeri kitap ve dosya yığınları ile dolu olurdu ve Cavid Hoca’yı bu
yığınların birinin arkasında çalışır bulurdum. Fotoğraf çekmeye çok meraklı idi. Fotoğraf
banyolarını ve basımını kendisi yapardı. Onun ilk kez Enstitüde yaptığı renkli slayt gösterisine
hayran kalmıştım.
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği