AramızdanAyrılanlar

Sayfa 107
meslek kuruluşlarıdır, mesleğin ilerlemesi için toplantılar ve yayınlar yapar. Her bir bilim dalı
için yüksek düzeyde ve nitelikte, orijinal çalışmaların basılacağı bilim dergilerinin de
yayınlanması gerekir. Çünkü, yapılan araştırmalar, düzenli olarak, düzeyli bir dergide
yayınlanmazsa kimin nerede ne yaptığını takip etmek mümkün olmaz. Bu dergilerin
uluslararası saygınlığının olabilmesi için, iyi bir süzgeç sistemi kurulmalıdır. Yayınlanacak
yazıların, konunun uzmanlarının hakemliğinde incelenmesi yoluyla, bir süzgeçten geçirilmesi
şarttır.
Sözünü ettiğimiz bu dergileri kimin finanse edeceği sorusu akla geliyor. Bunu, meslek
kuruluşları olan dernekler devletle işbirliği yaparak ya da kendileri finanse edebilirler. Veyahut
da birçok ülkede örneğini gördüğümüz şekilde, yayınlanacak makalelerden ‘yayın ücreti’
alınabilir. Makale yazarının bağlı olduğu kurum da bu yayın ücretini üstlenebilir. Bu sistemin
uygulanabilmesi için, söz konusu dergilerin çok nitelikli ve yüksek saygınlıkta olması gerekir.
Türk ve yabancı bilim insanlarının çeşitli sahalarda çeşitli yerlerde toplanmaları, bilimsel
gelişmenin bütün bir hayat sürmesini sağlayan yaz okulları düzenlenmesi, üniversite
bünyelerinde uç sahalarda araştırma yapan enstitülerin kurulması, sözünü ettiğimiz kendi
kendini düzenleme olayını kolaylaştıracaktır.”
Yaşama Bakışı ve Gençlere Önerileri
İlk önce Âsım Barut’ un çocukluk ve gençlik yıllarına dönelim ve onun hangi üstün
özelliklere sahip olduğunu öğrenelim. Birincisi, Beşiktaş noteri merhum Avni Gebeş’ in, Barut’
un çocukluğunda tanık olduğu bir olayı anlatalım: Barut ortaokul son sınıf öğrencisi iken,
elindeki bir parça kömürü arkadaşlarına göstererek “Bakın günün birinde insanlar öyle şeyler
bulacak ki bu kadar kömürle bir gemi Türkiye den Amerika ya gidebilecek” demiş. Atom
enerjisini kastetmiş olabileceği bu sözleri söylediğinde yıl 1939’muş. İkincisi, kuzeni Tevfik
Barut’ un gençlik yılları için söylediklerini dinleyelim. “Âsım bizler gibi değildi. Gayet sakin ve
içine kapanıktı. Ama içinden ateş fışkıracak kadar cevvaldi. Tüm bunlar, bu gencin sıradan bir
insan olmadığını, üstün vasıflarıyla kendini belli ettiğini gösteriyordu.”
Âsım Barut’u tam olarak anlayabilmek, yaşamı boyunca yaptıklarının değerini
kavrayabilmek için onu en geniş şekilde yorumlamalıyız. Barut’ u sadece, “evrenin
yapıtaşlarını ve bunların etkileşmelerini anlamaya çalışıyordu” diye yorumlamak, onu fiziğin
hatta bilimin kalıplarına hapsetmek doğru olmaz. Onun yaşamı boyunca neler yapmak
istediğini anlayabilmek için 4 Mayıs 1952 tarihinde eniştesine yazdığı mektuptaki duygularını
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği