AramızdanAyrılanlar

Sayfa 503
Prof. Dr. Demir İnan
“ Bu yazı Prof. Dr. Numan Zengin’in ölümünden önce kaleme alınmıştır.”
1967 yılında lisans derecemi aldıktan sonra Yüksek Mühendislik tezimi Prof. Dr. Numan
Zengin Yönetiminde magnetik rezonans üzerine yapmaya karar verdim. Karar verdim
diyorum, çünkü o zamanlar Ankara Fen Fakültesi Fizik Bölümünde Yük. Müh. Tezi alabilmek
için seçilecek tez konusuna göre belli derslerden iyi yada pekiyi (Bugünkü şekliyle A yada B)
almak gerekiyordu. Benim birden çok dalda tez yapabilme durumum vardı. Birkaç hocam ile
konuştum Prof. Numan Zengin’le çalışmak bana uygun geldi. Kendisinin de bana tez
verebileceğini söylemesi üzerine tezime başladım. O sıralarda Hacettepe yeni Üniversite
oluyordu ve Fizik Bölümü’nün kurulması işi de Prof. Zengin’e verilmişti. Ben de Prof. Zengin’in
yakınında olan bir kişi olarak ister istemez olayların içine girdim. Numan Hoca ile akşam geç
saatlere dek oturur konuşurduk; bol kahve ve sigarayla tabi. Daha doğrusu Numan Hoca sesli
düşünür, ben de dinlerdim. Ama olayları zamanla benimsediğimden olacak, kendi fikirlerimi
de söylemekten kaçınmaz, başka bir deyişle ukalalıklarımı yapardım.
Numan Hoca Hacettepe Fizik Enstitüsü’nün (o zaman Enstitü deniyordu) kuruluşunda
çok heyecanlı idi. Binaların planları üzerinde laboratuvar masalarına değin uğraştığımız günleri
anımsıyorum. Ancak Numan Hoca’nın üzerinde asıl önemle durduğu nokta, Enstitüye alınacak
elemanların seçimi idi. Her kişi üzerinde titizlikle durur, bilimsel yanının yanında kişisel
davranışları, geçimliliği, aile yapısına dek ayrıntılara inerdi. Ayrıca her kişiye öyle davranırdı ki
ya da en azından bana öyle geldiği için öyle sanırdım, sanki o kişi olmasa Enstitü
kurulamayacak, bu iş yarıda kalacak idi. Sözgelimi, ben bile enstitünün kuruluşunda kendimin
çok önemli rolümün olduğuna inanmıştım.
Numan Hoca Enstitüsü’nün kuruluşundaki elemanları üç grupta seçmişti. İlk önce,
kendisinin en yaşlı olacağına karar vermiş (O zamanlar 42 yaşlarında idi), diğerlerinin
gençlerden seçilmesine özen göstermişti. Kendisinden sonraki ilk yaş grubu, o zamanlar çoğu
dış ülkelerde doktorasını yeni bitirmiş, bir kısmı askerlik görevini yapan grup idi. Hemen hepsi,
sınıf arkadaşı idiler. İkinci yaş grubu, birinciden daha genç olan ve bir kısmı doktoralarını yapan
grup idi. Onların da çoğu sınıf arkadaşı idiler. Üçüncü grup ise, benim içlerinde bulunduğum
sınıf arkadaşları grubu idi.
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği