19.04.2016 Views

AramızdanAyrılanlar

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sayfa 226<br />

boşluğu, Brookhaven gibi bir fizik kâbesi kolay kolay dolduramazken, biz adımızı kitaplara<br />

geçirecek bir Türk bilim insanını daha kimbilir ne kadar bekleyeceğiz. Onun enerjisi ve cerbezesi<br />

sayesinde açılacak nice laboratuvar açılmadan kalacak. Türkiye’deki, üniversitelere, araştırma<br />

kurumlarına yapmayı düşündüğü hizmetlerden sonsuza dek mahrumuz. Fakat toplumun en<br />

büyük kaybı kuşkusuz bir örneği kaybetmek oldu. En derin anlamda bir aydın, dengeli bir insan,<br />

başlıca ihtirasları mükemmellik ve topluma hizmet olan bir âlim ve heyecanlı bir vatanperver<br />

örneği. O bu topluma, en çok gençlere bir örnek olarak öncülük edecekti.”<br />

Erdal İnönü, Cavid Erginsoy’la nasıl tanıştıklarını ve onunla ilgili olarak neler<br />

düşündüğününü şöyle dile getiriyor: “Cavid Erginsoy’la ilk karşılaşmamız Ankara’da Yüksel<br />

Palas Oteli’ nin lokantasında 1953 yılında olmuştu. Ben o zamanlar Ankara Üniversitesi Fen<br />

Fakültesi’ nde fizik bölümünün asistanıydım. ABD de kuramsal fizik doktorası yapmış ve geri<br />

dönmüştüm. Cavid de İngiltere’de Queen Marry Koleji’nde doktora yapmış ve dönmüştü.Ama<br />

ben kendisini tanımıyordum. O gün lokantada yemekten sonra yabancı görünen bir grup ve<br />

yanlarında tanımadığım Cavid Erginsoy vardı. Bana doğru gelerek beni tanıdığını söyledi, elimi<br />

sıktı. Sonra bir çırpıda, yanındaki insanların Etibank’ta inceleme yapmak üzere Amerika’dan<br />

gelmiş bir grup olduğunu, onlara eşlik ettiğini , kendisinin de Londra’da kuramsal fizik doktorası<br />

yaptığını ve geri döndüğünü anlattı. Halinden çok ilginç bir insan olduğu anlaşılıyordu. Gözleri<br />

parlıyordu konuşurken, gayet canlı bir tutumu vardı. İlk tanışmamızda sıradan bir insan<br />

olmadığını anlamıştım. Bir iki gün sonra buluştuk ve o yaşama veda edene kadar devam eden<br />

arkadaşlığımız o gün başlamış oldu. O Etibank’ta çalışıyordu o zamanlar. Ama bilim yaşamına<br />

tutkusu olduğu belliydi. İngiltere’ye elektrik mühendisi olmak için gitmişti. Bunu yaparken asıl<br />

yeteneğinin ve özleminin bilimde araştırma yapmak olduğunu keşfetmiş; diplomasını aldıktan<br />

sonra da doktora yapmak için orada kalarak, kalıcı buluşlar içeren çok güzel bir doktora<br />

çalışması yapmıştı katı hal fiziğinde. Ama döndükten sonra Etibank’ta çalışıyordu. Bunun<br />

dışında Cavid’in sanatsal ve toplumsal konulara büyük merakı, hevesi ve yeteneği vardı. O<br />

günlerde Cavid beni üniversiteye görmeğe gelirdi. Hatırlarım, mekanik ders kitabı yazıyordum<br />

fen fakültesindeki odamda ve kâğıtlarım önümde bir taraftan da çay içiyorum. Beni görünce<br />

bayağı özlediği bir hayatın orada yaşandığını fark etti. Anladım ki asıl özlemi fiziğe dönmekti<br />

ama Etibank’ta mühendis olarak çalışıyordu. O dönemde de bilimle ilgisini kesmemişti. İstanbul<br />

da ayda bir kez toplantılar olur, özellikle yurtdışından dönmüş gençlerin çalışmaları veya<br />

İstanbul Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar dinlenirdi. Cavid ve ben de o toplantılardan birinde<br />

kendi çalışmalarımızı anlatmıştık.<br />

O tarihlerde, Türkiye’de atom enerjisi konusunda bir girişim olmuştu. Bu programa<br />

Cavid çok ilgi gösterdi. Reaktör fiziğini bilmiyordu ama bunun yakın gelecekte araştırma için<br />

çok verimli bir alan olduğunu fark etmiş ve bir yandan Etibank’ta çalışırken, bir yandan da<br />

reaktör fiziğini kitaplardan okumaya başlamıştı. Sonunda reaktör fiziği ile ilgili kuram<br />

üretebilecek duruma geldi. Bunları da yayınladı. Böylece kendisini hem Türkiye’de hem<br />

Dünya’da nükleer enerji ile ilgili insanlara tanıttı.<br />

… Brookhaven’de çalıştığı dönemde kanallama olayını birçok kimse açıklamaya çalıştı<br />

ama Cavid öne geçti. Gerek oradaki genel olanakları, gerek bilgisayar olanaklarını kullanarak,<br />

kanallama olayını en iyi açıklayan kuramı ortaya attı. Bu kendisine bir ün sağladı. Bu ünü<br />

sayesinde her yere çağrılmaya başlandı. Çeşitli konferanslar düzenledi ve tam istediği havaya<br />

kavuşmuş oldu. Bilim yaşamında bir öncü durumuna gelmişti; konferanslara gidiyor, yayınlar<br />

yapıyor. Yani çok mutlu bir döneme gelmişti. O günlerde biz onu ODTÜ’ye çağırdık. Ben o<br />

zaman kuramsal fizik bölümü başkanıydım. Feza Gürsey de bize katılmış, değerli gençlerle<br />

beraber fizik alanında daha çok kurama ağırlık vererek çağdaş bir araştırma merkezi kurmaya<br />

yönelmiştik. Ve hakikaten dünyada ilk defa yapılan, duyulan araştırmalar yapılıyordu.<br />

Aramızdan Ayrılanlar<br />

Türk Fizik Derneği

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!