AramızdanAyrılanlar

Sayfa 116
hem de bilimde, sanatta ekoller kuramazsınız. Örneğin, neden bir Alman (Frankfurt) Felsefe
Okulu var da bir Türk Felsefe Okulu yok.; üzerinde iyice düşünülmesi gerekir.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda ülkemizin ne durumda olduğunu görebilmek için son
25 yılın bilim ve teknolojisinde neler oluyor; ona bakalım:
İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nimet Özdaş, 14-16 Mayıs 1990 da
toplanan I. Bilim-Teknoloji Şûrası’ nda, bilim ve teknolojinin bütün dünyada siyasi gündemin
başına yerleşmesinin nedenleri konusunda şunları söylüyor: “1980’ lerin başına gelinceye
kadar, ileri sanayi ülkelerinin bilim ve teknoloji ile ilgili temel sorunlarını en üst politik düzeye
getirip konuştuklarını görmek mümkün değildi. Bu yaklaşım, Batı ülkelerinin Sanayi
Devrimi’nden beri bir temel doktrin olarak benimseyip uygulamağa özen gösterdikleri bir
politika sonucuydu. Dünyadaki büyük gelişme ve değişmelerin itici gücünü oluşturmuş olan ve
ulusların kaderine en büyük etkiyi yapan etkenlerin başında gelen bilim ve teknolojiye alçak
görüntü (low visibility) vermek biçiminde özetleyebileceğimiz bu politika, dünyadaki bilim ve
teknoloji akımının dışında kalmış yüzden fazla ülkenin uyanmaması amacıyla ortaya
konmuştur.” Prof. Dr. Özdaş 1980’ den sonra , bilim ve teknoloji konusunun ileri ülkelerin
gündemlerinde en üst noktalara, en ön sıralara gelmeğe başlayışını ise, artık ileri sanayi
ülkeleri arasında da tehlikeli boyutlarda bir teknolojik farkın ortaya çıkışı ve bununla ilgili köklü
tedbirler almak gereksinimine bağlıyor. Demek ki, ileri sanayi ülkelerinin kendi aralarında bile,
bilim ve teknoloji de geride kalan ülkeler, uluslararası işbölümünde ya da bir başka deyişle,
dünya nimetlerinin paylaşımında, büyük lokmayı, aynı alanlarda üstünlüğü elinde tutanlara
kaptırmakta ve giderek kendi payı küçülmektedir.
Böyle bir dünyada ülkemizin bugününe baktığımızda manzarayı kısaca şöyle
özetleyebiliriz:
Bilim kurumları ve ülkenin geleceğini belirlemesi gereken diğer stratejik kurumlar, deyim
yerindeyse yerlerde sürünmektedir. Bugünün Türkiyesi’ nde bilime ve teknolojiye yer yoktur.
Oysa unutulmaması gereken nokta, bir ülkenin gerçek gücü ve dünyadaki etkinliği, tek başına
merkez bankasındaki döviz bolluğu ve ödemeler dengesiyle değil, bilim ve teknolojideki
araştırma-geliştirme gücüyle ölçülür. Bilim ve teknolojiye gereken önemi vermeyen, bunun
günümüz dünyasında bir ülkenin var oluşunun olmazsa olmaz koşullarından biri olduğu
gerçeğini kavrayamayan ülkemizde Âsım Barut, Feza Gürsey, Cavid Erginsoy, Oktay Sinanoğlu,
Cahit Arf, Gündüz İkeda, Gazi Yaşargil gibi bilim devlerine de yer yoktur. Çünkü onlar, güven
duygusunun yeşerdiği, biz her uygar ülke insanının başardığı en zor işleri başarırız
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği