19.04.2016 Views

AramızdanAyrılanlar

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

Türk Fizik Derneği : " Aramızdan Ayrılanlar"

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayfa 237<br />

Berlin’den, Sefir Paşa’yla arabayla hareket ettik, oldukça sıkı aramalardan geçtikten sonra<br />

nihayet Einstein’in bulunduğu köye gelmiştik. Orman kenarında olan bu köyün ilk göze çarpan<br />

yönü, pek ıssız ve doğal olmasıydı. “Villa Einstein” diye soruyoruz. Kimsenin haberi yok!<br />

Sonunda villaya giden patikaya çıkan yola geldik. Villayı öğrenebildik, villaya giden kum<br />

patikayı izleyerek orman kenarındaki ahşap villaya vardık. Bir dağ yamacında yapılmış olan bu<br />

villanın önünde geniş bir ahşap tarasa vardı. Buna bir merdivenle çıkılıyordu. işte bu arsaya,<br />

villanın tek bir odası boylu boyunca bakıyordu. Bu oda modern tarzda döşenmiş, hem yemek<br />

hem de oturma odasıydı. Artık bu odaya girmiştik. içeride kimse yoktu. Burada<br />

da tekrar “geldiğimizi nasıl haber vereceğiz, evin sakinlerini nasıl bulacağız?” sorunuyla<br />

karşılaştık. Kararsızlığımızdan çıkan gürültü üzerine hizmetçi kız geldi ve geldiğimizi haber<br />

verdik. Önce Madam Einstein bizi çektiğimiz zorlukları bilen bir tavırla karşıladı.<br />

Görüşmemizden dolayı çok memnun olduğunu söyledi. Hemen hizmetçi kız ile Profesör<br />

Einstein’e haber yolladı. Geçen sene telefonu olan bir villada oturduklarını, her gün, her<br />

taraftan (Paris, Londra ve New York’a değin) gelen telefonlarla çok fazla meşgul edildiklerini,<br />

bu sene, bu villada gayet sakin ve rahat yaşayabilmek için kesinlikle telefon almadıklarını ve<br />

hatta izlerini bile gizlemeye çalıştıklarını söyledi. Gerçekten, çok tanınmış olmaktan kaynaklı<br />

bir ters etki olan bu yalınlığı anlamak zor değildi. Einstein, ne Edison gibi her gün kullandığımız<br />

uygar araçların mucidiydine de Pastör gibi hayatımızı kendisine borçlu olduğumuz bir aşıyı<br />

bulmuştu. Gene de en popüler isimlerdendi. Hem de tuhaf olan şuydu ki ünlü Emil Ludwig’in<br />

dediği gibi Einstein’dan bahseden üç yüz milyon kişi olmasına rağmen onu gerçekten<br />

anlayanların sayısı bini geçmez. Büyük savaşlar, ekonomik mücadeleler arasında yorgun<br />

düşen, ezilen insanlık, Einstein görecelik kuramını ortaya koyduğunda hiç olmazsa bir an için<br />

üstünlüğünü hissetmiş ve insan dehasının ne kadar güçlü olduğunu övünerek seyredebilme<br />

fırsatını bulmuştur. işte bundan dolayı Einstein böyle bir popülarite kazanmıştır diyebiliriz.<br />

Nihayet Profesör Einstein geldi. Önce, hangi dilde konuşabileceğimizi sordu, Almanca olmasına<br />

memnun oldu. Kemalettin Sami Paşa profesörün davetine çok teşekkür etti. Profesör Einstein<br />

resimlerindeki gibi hatta belki de daha yumuşak bir izlenim bırakıyordu. Kendisi daha çok bir<br />

sanatçı izlenimini veriyordu. Keten bir pantolon ve üzerine yün bir fanila giymişti. Ayağında<br />

çorapsız bir sandalet vardı. Böylece villasında büyük<br />

bir içtenlik ve yalınlıkla bizi kabul ediyordu. Paşa Türkiye’de Mühendislik Fakültesi’nde de bu<br />

soyut kuramla uğraşıldığını büyük bir zevkle söyledi. Bilimsel konuşmalara girişebilmek için<br />

paşanın bu sözünden yararlanarak, görecelik üzerine Mühendislik Fakültesi’nde verilen dersin<br />

seviyesini anlatmak için, onun kitaplarından başka, Weyl, Eddington, v. Laue, J. Becquerel ve<br />

diğerlerinin kitaplarının okutulduğunu söyledim.<br />

Yapabileceğimizin en iyisini<br />

yapmak insan olmanın bir<br />

gereğidir.<br />

Aramızdan Ayrılanlar<br />

Bunun üzerine Eddington’un “Gravitation and Time, Space”<br />

kitabının yalnızca açıklamadan ibaret olduğunu, fakat “The<br />

Mathematical Theory of Relativity” kitabının çok iyi olduğunu<br />

söyledi.Gerçekten de bu kitabın Almanca çevirisinin sonunda<br />

Hamilton prensibinin uygulamasına ilişkin Einstein’ın bir ek<br />

yazısı vardır. Ben, bu bahaneyle çoğu İngiliz eserinde metafizik<br />

konularının ihmal edildiğinden ve konunun pürüzlü yönlerinin<br />

kapatıldığından şikayet ettim ve Eddington’un kitabına çok<br />

hayran olduğumu ekledim. Önce bu düşünceme katılmıyormuş<br />

gibi göründü. Sonra gözleri parladı, çocuklara özgü bir<br />

gülümsemeyle “Haklısınız” dedi,<br />

Türk Fizik Derneği

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!