31.08.2013 Views

Ertan Birol - Turuz.info

Ertan Birol - Turuz.info

Ertan Birol - Turuz.info

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1760 ile XIX’uncu yüzyılın ilk yılları arasında muazzam bir repertuar ortaya çıktı. Alışılmış<br />

derlemeleri önermekten memnun olmayan yayıncılar, periodik<br />

yayınlara başladılar. “Journal de guitare”, “Nouveau journal de guitare”, “Les apres soupers<br />

de la Société”, “Les Etrennes chantée”...v.b. Bazıları çok<br />

kısa süreli olmasına rağmen, diğerleri yayınlarına uzun yıllar boyu devam ettiler. Kenara<br />

ayrılmış derlemelerde olduğu gibi, bütün bu gazete ve dergiler,<br />

bir veya iki gitar için danslar, sonatlar, tanınmış havalar üzerine yapılmış çeşitlemeler, önemli<br />

sayıda eşlikli melodileri ihtiva ediyordu. Moda olan<br />

“brünetler”, “romanslar”, özellikle opera veya opera-komiklerden alınmış kısa “air” veya<br />

“ariet”ler toplanıyor ve halka iletilmek üzere transkripsiyonları<br />

yapılıyordu. Halk havalarının derlemeleri böylece editörlerde görünüyor ve beş, altı yıl<br />

sonunda onuncu veya onikinci kitabın ilanını görmek nadir bir<br />

olay değildi<br />

Önerilmiş eserler sıklıkla yetersiz bir kalitede kalıyordu. Gayet tabiidir ki bunlarda polifonik<br />

yazıdan bahsetmek gerekmiyor, fakat şaşkınlık yaratan şey,<br />

armonik araştırmaların da, aynı şekilde yokluğu oluyordu. Gitarist fakirce süslenmiş melodi<br />

çizgisini muhafaza ederek, katlanan akorları duyurmak sureti<br />

ile kendinden son derece memnundu. Ritmik çeşitlilik ve armonik seslerin kullanımı yazının<br />

fakirliğini maskelemek için deneniyordu. Fakat hiçbir yere ulaşılamıyordu.<br />

Yeni yazım (porte üzerine yazılan nota yazısı) daha yüzyılın başında tablatür sistemine<br />

şiddetle saldırmıştı ve tablatür yazımı kesin olarak terkedilmişti.<br />

Bu dönemden itibaren, Lesage çözülmesi gereken derin zorluğu canlandırmak için “tablatürün<br />

tuzağına düşmek” deyimini kullanmıştı. Bu noktada, bu çeşit<br />

yazının daha önceden edinilmiş bir şöhreti olduğunu söylemek yeterli olsa gerek.<br />

Aynı kolaylaştırma ve basitleştirme düşüncesi ile icracılar, çalgılarının yapımının da daha<br />

sadeleştirilmesini istemeye başladılar. 1775’ler civarında,<br />

aralarından bazıları çift telleri atıp, sadece 5 tek tel kullanmaya başladılar. Bunun sonucu olan<br />

fakirliği telafi etmek için, kalınlara bir altıncı tel<br />

ilave etmeliydiler. Böylece bugün kullandığımız gitara ulaşılmış oluyor ve artık gitar 6 telli<br />

bir çalgı olarak anılmaya başlanıyordu. Bu tel yüzyılın<br />

en sonunda meydana çıktı.<br />

Akort şöyleydi: E-A-D-g-b-e.<br />

Bu akort, bizim modern gitarımızdakinden farklı değildir. Çift telli gitar, bununla birlikte,<br />

rakibinin önünde hemen onun üstünlüğünü kabul etmeyecek ve<br />

en az onlarca yıl boyunca her ikisi de icracıların gözdesi olmayı paylaşacaklardı.<br />

Geleneksel gitara ve antik devre dönme etkisi altında o zaman, çok sayıda melez çalgılar<br />

( yarı lir, yarı gitar) yeşerdi ve Konsüllük ve İmparatorluk dönemleri<br />

boyunca çok canlı bir sükseyle kendilerini gösterdiler. Tek tellerin monte edildiği çalgılar da<br />

icracının daha kolay çalma işlevleri için değil, daha ziyade<br />

dekoratif çizgileri için yaratılıyorlardı. Paris’li bir yapımcı olan Van Hecke, oniki tek telli bir<br />

çeşit gitar icat etti. Le Bissex denilen bu çalgı,<br />

belli bir sükseye sahip olduktan sonra unutulmaya terk edildi.<br />

Ülkelere göre bakacak olursak:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!