Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Teller özel bir şekilde sabitleniyordu. Bu, geleneksel bağlanma ile kemanın “cordier”’si<br />
arasında bir görünümdeydi. Molino sağ elin serçe parmağını rozas<br />
ve eşik arasında bir noktada, birinci telin yakınında ön tablaya dayamaya devam ediyordu. Ses<br />
volümü konusunda şöyle diyordu:<br />
“Daha yüksek volümde ses elde etmek için kendime, kendi buluşum olan yeni bir gitar<br />
edindim. Bu gitarın ön tablası hafifçe bombelidir ve bu, çalgıyı daha<br />
volümlü yapıyor. Gitarın sapı diğerlerinden daha küçüktür ve üstü yuvarlakçadır ki bu da,”<br />
bare” basışını epeyce kolaylaştırmıştır.”<br />
Bu buluşların, herkesin zevkine hitap etmediği sanılıyor ve kırıcı kavgalar artıyordu. Gitar<br />
sevenler neredeyse “Carulli’ciler” ve “Molino’cular” olarak<br />
ikiye ayrılmıştı. İtalya’dan gelip Paris’de kabul görenlerin arasında çok genç yaşta ölen<br />
(1812) Filipo Gragnani’yi ve Floransa’lı Matteo Carcassi’yi saymalıyız.<br />
Matteo Carcassi (1792-1853): M.Carcassi 1792’de Floransa’da doğmuştur. Onu gerçek bir<br />
turne esnasında 1820’de Paris salonlarında büyük bir sükse yapmış<br />
olarak görüyoruz. Daha sonra 1822’de Londra, gene 1823 ve 1826’da tekrar Londra, 1824 ve<br />
1827’de Almanya ve 1836’da İtalya’da görüyoruz. Çok dikkat çekici<br />
müzikaliteye sahip etüdleri ve incelikle araştırılmış yazısı ile çok enteresan 300’den fazla<br />
kompozisyonundan meydana gelmiş eseri vardı ve her zaman sabırsızlıkla<br />
yeni baskıları aranıyordu.<br />
Paris bu sefer, sanat değeri yüksek iki İspanyol gitaristi bağrına basacaktı: Dionizio Aguado<br />
ve Fernando Sor.<br />
İspanya’da geleneksel gitar büyük bir engelle karşılaşmadı ve az da olsa gitarı öğretebilecek<br />
öğretmenler vardı. Gitar, Elizabeth dönemi İngiltere’sinde<br />
lavtanın sahip olduğu gibi, aynı popülariteye, aynı unvana sahipti ve geleneksel yaşamın bir<br />
parçası olmaya devam ediyordu.<br />
İspanyol yazar Pablo Pifferer (1818-1848) : “Gitar bayramların bir amblemidir...” diye<br />
yazacaktı. Bu dönemde İspanyol artistlerin yurt dışına gitmeleri<br />
gerekecekti zira, “la Gazette Musicale de Paris”’ de 12 temmuz 1839’da kendi yurttaşlarından<br />
biri tarafından yazıldığı gibi “...en belirgin İspanyol artistleri<br />
uzun zamandan beri İspanya’da yaşamayı bıraktılar. Sanata, ne yazık ki, kendilerini<br />
geliştirmek için rahat şartlar gerekir ki yarım yüzyıldan beri biz<br />
bununla karşılaşmadık...” şeklinde bir makale yayınlayacaktı. Burada Napolyon’un<br />
yenilmesinden sonra yarımadayı sarsmış olan sivil savaşa ima vardır.<br />
Yerel renk onları sürgünde de takip etti ve çalgı tiyatrolarda görülmeye başlandı. Bir çok<br />
opera eserinde, Sevil Berberi’nde olduğu gibi İspanya atmosferi<br />
sağlamak için besteciler gitarı kullandılar. Örneğin:<br />
Beaumarchais: Le Barbier de Seville, Le Mariage de Figaro<br />
Mozart : Les noces de Figaro<br />
Paisiello : 1782, Le Barbier de Seville