You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
olan “Cendrillon”’un baş rolünü ayırmıştı. Prömiyeri 3 mart 1823’de Paris’de 2 yıl önce<br />
açılan Le Pelletier salonunda yapılmıştı ve eserin koreografisini<br />
Albert Decombe yapmıştı.<br />
Besteci 1826’da İmparatoriçenin beklenmedik ölümü üzerine Saint-Petersbourg seyahatini<br />
yarıda kesmek mecburiyetinde kaldı ve Paris’e geri döndü.<br />
Artık “ Gazette musicale”’deki kritikler her konserinden sonra onu göklere çıkarıyorlardı. 26<br />
ocak 1826’da verdiği konserden sonra, onun ne kadar zeki ve<br />
iyi bir besteci olduğundan, çok zor icraları yapabildiğinden bahsettikten sonra ne yazık ki<br />
gitarın sesinin doyurucu olmadığını da ilave ediyorlardı. Fakat<br />
şunu unutmamak lazımdır ki F.Sor gitarı tırnaksız bir teknikle çalıyordu.<br />
Bir yıl sonra bir konser sonrası Fetis: “ne yazıktır ki böyle yetenekli ve armonik bir kafaya<br />
sahip olan Sor, verimsiz bir çalgıyı yenme sabrını gösteriyor”<br />
demişti.<br />
Aynı yazar 1832’deki kritiğinde ise şunları yazıyordu:<br />
“ Mr. Sor gitarla çok güzel şeyler yapıyor, fakat itiraf etmeliyim ki daha geniş imkanları olan<br />
bir çalgı kullanmadığı için müzikal organizasyonu bir bütün<br />
teşkil etmiyor. Mr. Sor’u dinlerken olağanüstü bir artistle tanışıyoruz, fakat, tekrar ediyorum,<br />
o niçin gitar çalıyor?.”<br />
Daha sonra bu fikirler birkaç yıl sonra romantik virtüozlar karşısında değişecektir.<br />
Fernando Sor, iyi bir İspanyol gibi gitarı seviyor ve çalıyordu. Kendi yönünden büyük bir<br />
zevk alıyordu ve özenle çalışıyordu. Kritikleri büyüleyen zengin<br />
bir kontrpuan kullanıyor, aldatıcı tonlar olan re, la ve mi’yi etkili ve kolay olarak kabul eden<br />
diğer gitaristlere bırakarak mi bemol veya la bemol tonlarında<br />
riskler alıyordu.<br />
Buna rağmen Fetis 12 şubat 1831’de Sor için şahane bir kritik yapmıştı. Burada, ondan<br />
evvelkilerle bir mukayesesi de vardı ki bu yazıda Katalan müzisyenin<br />
çok polifonik müziği ile, aslında çok da melodik olduğunu gözlemlemişti. Üstelik Sor’un<br />
metodunun ortaya çıkmasından sonra “ciddi” bir eser olarak yorumlamış<br />
ve şu neticeye varmıştı: “ ...süksesi popüler olamaz ama kalıcı bir yapıt” diyerek bu fırsatla<br />
ona kanıtı da olan bir övgüde bulunmuştu.<br />
Sor’un müzikal birikimi hemen hemen her tür müziğe dokunabilme imkanı verir ve “<br />
Cendrillon” sahne sanatları için tek bir örnek değildir. Gençken, Barselona’da<br />
“Télémaque dans l’ile de Calipso”’yu yazmış, bu eser 25 ağustos 1797’de sahneye konmuş ve<br />
oynanmıştı. Yarıda kalan “Don Trastullo” ise kaybolmuştur. Bir<br />
diğer opera-bale “La Foire de Smyrne” Londra’da 1821’de oynanmış ve bu da kaybolmuştur.<br />
Gene Londra’da aynı yıl “Le Seigneur généreux”’yü “Cendrillon”’un<br />
arkasından, “ Alphonse et Leonore ou L’Amant peintre (1823)”’i, sonra aynı eseri tekrar<br />
Paris’de 11 haziran 1827’de değişik başlıkla “ Le Sicilien”’i oynatmıştır.<br />
Bu bir sahnelik bale-pandomim’de Sor değerli bir yardımcıya, ortağa sahipti: Schneitzhoeffer.<br />
Bu besteci eserdeki uvertürü ve bazı dansları yazmıştır ve<br />
“La Sylphide” balesinin bestecisidir.