Topkapý Sarayý Müzesi Silah Bölümü’nde yer alan PadiþahKýlýçlarý bahsine geçmeden önce bazý deðerlendirmelerdebulunmak istiyorum. Kýlýç, Türkçe bir ad olup aslý “Kýlýç”týr.Kaynaklarda þöyle tarif edilmiþtir: “Harpte kullanýlan, birtarafý keskin ve saplý, uzunca yassý demir ki daima birkýn içinde olarak bir kayýþla bele takýlýr.” “Tarihte uzunbir dönem kullanýlmýþ el silahý. Uzunluðu, geniþliði, biçimiülkelere ve dönemlere göre deðiþebilen, bir kesiciaðýz ile genellikle siperlikli bir kabzadan oluþur.”“Bele asýlarak taþýnan, siperlikli bir sapa geçirilmiþ,uzun, sivri, çelikten meydana gelen silah.” “Silahýnicadýndan evvel kullanýlan en mühim harp aletininadý”dýr.Üzerlerindeki süslemelerde Kur’an-ý Kerim’denayetler, beyitler, Rumiler, pal metler, þemseler,sal bekler, bitkisel ve figüratif bezemeler ileçeþitli armalar görülür. Osmanlý yataðanlarýüzerinde genellikle Fetih Suresi’nden ayetler,Kelime-i Tevhit, “Cennet kýlýçlarýn gölgesindedir.”“Ali gibi yiðit, Zülfikar gibi kýlýçyoktur” ibareleri ile Ashab-ý Kehf’in isimleribir yüzde yer alýrken diðer yüzde usta,sahip adý ve tarih gibi ibareler yer alýr.Kýlýç; Taban, Kabza, Balçak ve Kýn’danOluþurTaban; kýlýcýn ana gövdesidir. Buna“dermen”, “namlu”, “timur” gibi isimlerde verilir. Kýlýcýn diðer aksamý,sonradan deðiþtirmeler nedeniyleyapýldýðý devre ait olmayabilir.Türk kýlýçlarý; tabanlarýnýn formunagöre düz kýlýç,eðri kýlýç, burmakýlýç, çatalkýlýç gibiisimlerlede anýlýrlar.Düzkýlýçlar,bazen tek,genelde çiftaðýzlý ve düztabanlýdýrlar.Buformdaki kýlýçlar az sayýdadýr. Eðri kýlýçlarýn iki çeþidi vardýr; tekaðýzlý eðri kýlýç ya da Ýranlýlarýn “þimþir” (aslankuyruðu) ismini verdikleriformdaki kýlýçlardýr ki, bunlarýn tabanlarý eðri kýsýmdan itibarenuca doðru gittikçe incelmekte ve sivrilmektedirler.Diðer çeþidi ise Türk ka-vimleri arasýnda X-XI. yüzyýllarda Avarlar’da,IX. yüzyýlda Kaçarlar’da ve diðer bütün Türk kavimlerindeson dönemlere kadar kullanýlan kýlýç tabaný biçimi; eðri, bir aðýzlýve bir-iki kanoluklu veya kanoluksuz, sýrtýnýn 1 / 3 -1 / 4 kýsmý kýlaðýlý(keskin) ve en geniþ yeri kýlaðýlý kýsmýn baþladýðý mahmuzlunoktada olan taban formudur ki bu Türk kýlýcýnýn karakteristik tabanbiçimidir. Burma kýlýç; taban þekli yýlan kavi olan kýlýçtýr. Düzve veya eðri tabanlý olabilir.Kabza; kýlýcýn elle tutulan kýsmýdýr. Yuvarlak, köþeli veya baþ taraflarýkabzanýn elden kaymasýna engel olacak biçimde mahmuzlu(çýkýntýlý) olarak þekillendirilmiþtir. Çoðunda kýlýcý bileðe takmakveya bir yere asabilmek için ip deliði vardýr. Kabzalar üzeri derikaplý, tahta, fildiþi, balýk diþi (som) gibi maddelerden, yeþim taþýve diðer deðerli taþlardan, altýn, gümüþ, demir gibi madenleryapýlmýþtýr. Tahta kabzalar zamanla tahrip olduðundan yenilenmiþlerdir.Kabzalar kýlýcýn en tezyinatlý bölümlerindendir.Balçak; kýlýç tutan eli darbelerden koruyarak siperlik vazifesiniyerine getirir. Genellikle ýþýnsal yýldýz biçimindeolurlar. Üstü kabzaya, altý ise kýnýn aðýzlýðýna geçecekbiçimde yapýlmýþlardýr. Genelde demirden yapýlmalarýnaraðmen deðerlibazý kýlýçlarda altýnveya altýn yaldýzlýgümüþtenyapýldýklarý da görülür.Türk kýlýçlarýnda,XV. y.y.’da kollarýdüz balçak, XV-XVIII. y.y.’da kollarýdüz ve baþlarý yuvarlak balçak, XVIII-XIX. yüzyýllarda kollarý kýlýcýn tabanýnadoðru kývrýk balçak formlarý görülür.Kýn; kýlýcý korumak için tahtadan veyamadenden yapýlmýþ kýlýftýr. Kýlýçlargenelde kýn içerisinde taþýnýrlar.Kýn aðýzlýðý, pabuç ve bilezikgibi aksamlardan oluþur. Tahtakýnlarýn üzeri genellikle deri, nadirende olsa kadife kumaþ, altýnveya gümüþ ile kaplanmýþtýr.Üzerleri deðerli taþlarla tezyinedilmiþleri az da olsa vardýr.Aðýzlýk, çamurluk, aský halkalarýile bilezikleri de demirveya gümüþtendir. Kýnlarda;kabzalar gibi her zaman kýlýç tabanlarýylaayný döneme ait olmayýp,daha geç tarihli de olabilirler.Sýrt; kabzanýn ve balçaðýn altýndaki tabanýnen kalýn olan ve kýlýç eðiminden önceki kýsýmdýr.Kýlýçtaki süslemeler, yazýlar buradan baþlar. Kýlýcýn sýrtý ucunagöre üç veya dört katý kalýnlýktadýr.Kol; kýlýcýn ucunun hafifletilmesi, aðýrlýk merkezinin etkili hale gelebilmesiiçin, tabanýn iki yanýnýn kýlýcýn eðilimine göre boydan boyadengeli bir þekilde inceltilmesine denir.Yalým; kýlýcýn boydan boya keskin yüzüne denir. Kýlýca su verirkenen çok dikkat edilmesi gereken kýsýmdýr.Yalman; kýlýcýn en ucuna denir. Tabanýn sýrtýndan gelen çizgi ileyalým çizgisinin birleþtiði noktadýr.Kan Oluðu; sýrt ve yalman üzerinde kanýn sýzmasý için açýlan ve tabanboyunca uzanan “yiv”dir.Meç (Þiþ); kesici fonksiyonundan ziyade delici bir özelliðe sahiptir.Buna eski hazine kayýtlarýnda “meç kýlýç” ismi de verilir. Ensiz tabanlý,tek veya çift aðýzlý bir kýlýçtýr. Osmanlý Türk kýlýçlarý arasýndasayýsý çok azdýr. Müzede Fatih’in, Kanuni’nin ve I. Ahmet’in isimlerinitaþýyan üç adet harikulade meç vardýr. Meçler genelde Avrupalýustalarca yapýlmýþ ve Avrupa ordularýnda kullanýlmýþtýr.29
en münkeþif (keþfedilmiþ, ortaya çýkarýlmýþ) haddini buldu. Ýranminyatürlerine giren bu tip eðri kýlýçlar, Timur ve oðullarýna aitminyatür okulunun tesiriyledir.”Türk Medeniyetinde Kýlýcýn Yeri ve ÖnemiFatih’in kýlýcýTürk Kýlýçlarýnýn Tarihsel GeliþimiEski devirlerden itibaren “hâkimiyet” ve “istiklâl” kavramlarýný ifadeeden kýlýcýn her ulusta ayrý bir tarihi ve deðeri vardýr. Altay Daðlarý’ndaen eski kýlýcýn Kudurga Kurganý’nda bulunduðu, uzun ve eðribir görünüme sahip olduðu, kabza ve balçaðýnýn daha sonrakiTürk kýlýçlarýnýn tam bir prototipi olduðu ve ayný zamanda kýlýcýn üçbilezikli bir kýnýnýn varlýðý biliniyor. Orta Asya’da bulunan heykellerinbirçoklarýnýn kýlýç kuþandýklarýný görüyoruz. Altay, Tuva, Moðolistanve Iþýk-Göl bölgesinde bulunan heykellerin çoðunluðunun ikikayýþla bel kemerine baðlanmýþ kýnlý eðri kýlýç taþýdýklarý bilinmektedir.Eski Çin kaynaklarýndan edinilen bilgilere göre; Çinliler ileTürkler arasýnda geliþen ticarette Hunlar’dan ýsrarla satýn alýnan veÇin’e götürülen mallar arasýnda kýlýç da bulunmaktadýr.Bahaeddin Ögel, Ýslam’dan sonraki Türk kýlýçlarýnýn kaynaðý itibariyleOrta Asya’ya baðlý olduðunu ve gelen Oymaklar vasýtasý ilegetirildiðini ifade etmektedir. “Volga boylarýndan, Güney Rusyayolu ile Avrupa’ya giden Türk kitleleri ile Ýslamý kabul ederek Ýslamkültürüne giren Türklerin harp aletleri, kýlýçlarý ayný menþei vemahiyeti taþýyorlardý. Selçuk ve Atabeylere ait kýlýçlar ayný tip vekaynaktan geldikleri gibi Osmanlý kýlýçlarý da Kayý Kabilesi’nin izlerinitaþýyordu. Çaðatay, Timur ve oðullarý devrine ait kýlýçlar Osmanlýkýlýçlarý ile ayný geliþme aþamasýna sahiptir. Babür ve oðullarýdevrinde Türk kýlýcýTarihin en eski çaðlarýndan beri Türklerin yaptýklarý büyük fetihhareketlerinde at yetiþtirme ve madencilik önemli etken olan ikisanat dalýdýr. Özellikle demircilikte Türk, Çin ve Arap kaynaklarýndaTürklerin atalarýnýn demirci olduðundan bahsedilmektedir.Türklerle Ýranlýlarýn arasýnda eski devirlerde geçmiþ olan savaþlarýtasvir eden Firdevsi’nin “Þehname” adlý eserinde Türk ordularýnýndemirden, çelikten kurulmuþ bir ordu olduðu anlaþýlmaktadýr. Veyine Türkler silahlar arasýnda en fazla kýlýca itibar etmiþler ve bunukullanmaktaki maharetleriyle þöhret kazanmýþlardýr. BabürÞah der ki: “Dilli topuz, topuz, küçük topuz, ay balta ve baltadanbiri isabet ederse, ancak bir yere tesir eder. Hâlbuki kýlýç isabetederse baþtan ayaða kadar keser. Bundan dolayý kýlýç bütün silahlarýnbaþýdýr.”Kýlýç Türk kavimlerinin toplumsal ve dinî yaþamlarýnda herhangibir harp silahý olmaktan çok daha önemli bir yere sahiptir. KýrgýzlarýnManas Destaný’nda demirci ustasýna “Darkan” diye seslenilmektedir.Manas demirci ustaya soruyor: “Kýlýcý yaptýn mý Darkan?”,“Kýlýcý döktün mü Darkan?” Demirci, Manas’a kýlýcý ve zýrhýnasýl yaptýðýný, yaparken neler çektiðini anlatýyor. Eðelenmesineelli eðe dayanmamýþ, kýrýlmýþ, dövmesine balyozlar dayanmamýþ,daðýlmýþ, keskin yüzünü zehirle tavlamýþ... Manas’ýn rakibi Alp Colay’ýnkýlýcý da þöyle tasvir ediliyor: “Yapmasýna dayanamadan kýrkusta helak oldu, eðelenmesinde kalýn eðe dümdüz oldu, kömürüiçin çok sýk orman kesildi, tavlanmasýnda temiz pýnarýn suyu yetiþmedi,kurudu...” Bunlar elbetteki abartýlý tasvirler olsa da, kýlýcaverilen deðeri, gösterilen özeni ortaya koymasý bakýmýndanönemlidir.30
- Page 3 and 4: BUSAYIDA6Büyük TezhipSanatkarýMu
- Page 5: Sanat, insanoðlunun doðadan etkil
- Page 11: 1976’da Güzel Sanatlar Akademisi
- Page 16: Sadberk Haným müzesinde bulunan N
- Page 19 and 20: Medeniyetler beþiði, dillerin, di
- Page 21 and 22: 20“Mardin ve Midyat, camiler, kil
- Page 23: 22“Medeniyetler beþiði, dilleri
- Page 26 and 27: “Midyatlý ustalardan öðrendið
- Page 28 and 29: leri, bohçalar… El emeði göz n
- Page 32: Yemin Törenlerinde KýlýçKýrgý
- Page 35 and 36: daha doðrusu gözlerini hafifçe s
- Page 37 and 38: Kanuni Sultan Süleyman’ýn Topka
- Page 39: Kumaþlarýn KalbineÝþleyen Minya
- Page 45 and 46: Çinide Yeni Bir Yorum:Ebruli Çini
- Page 47 and 48: 12 34 51) Kitre hazýrlanmasý, 2)
- Page 49: Yazý: Rana KAYACIK Fotoðraflar: M
- Page 52: Çorum denildiðinde ilkakla gelen
- Page 57 and 58: 561849 yýlýnda Ýskilip’i ziyar
- Page 59 and 60: Yusuf ILGINSevgilinin mis kokulu te
- Page 61: “Efsaneye göre, bir yapraðýn
- Page 64 and 65: hir edilemeyeneserlerdenoluþuyordu
- Page 66 and 67: Roma ve Bizans dönemlerinden bu ya
- Page 70 and 71: týrýlan Tophane Çeþmesi'nin 170
- Page 73 and 74: dürdü. Faik Hoca böylece 300 yý
- Page 75 and 76: Yazma Eserlerve Düþündürdükler
- Page 77 and 78: 76Ahþap oyma gül desenli kitap,
- Page 79 and 80: m. Rüya tabirin. Ansiklopedik eser
- Page 81:
Yýldýz’da Dünya MarkasýBir Po
- Page 84 and 85:
Dünyanýn Tanýdýðý Marka; Yýl
- Page 86 and 87:
Anadolu Selçuklularý minyatür sa
- Page 89 and 90:
ÝSMEK Cam Atölyesi’ndenGöz Kam
- Page 92 and 93:
uzamasý nedeniyle eðitimlere geci
- Page 94 and 95:
"Vakýf ve Vakýf Kültürü" minya
- Page 96 and 97:
Geleneksel Sanat FormlarýTuval Üz
- Page 98 and 99:
“Çini Muhteþem Bir Sanat”Çal
- Page 100 and 101:
ÝNGÝLÝZ ÇÝFT PORSELEN TABAKÝn
- Page 102 and 103:
OSMANLI TUÐRALI ÇÝFT ÞEKERLÝKG
- Page 104 and 105:
2006-2007 eðitim dönemi itibariyl
- Page 106 and 107:
Yapýlanlar bizim istediðimiz biç
- Page 108 and 109:
Sanatla IþýldayanBir Sivil Toplum
- Page 110:
Vakýf çalýþmalarý kapsamýnda
- Page 113 and 114:
ÝBB Atatürk Kitaplýðý’nýnGi
- Page 115 and 116:
Müdürlüðün elinde temaþa sana
- Page 117 and 118:
Süreli Yayýnlar Bölümü: Atatü
- Page 119 and 120:
Kütüphaneye gelen araþtýrmacýl
- Page 121 and 122:
Türk ve Ýslam SanatlarýnýnNadid
- Page 123 and 124:
Delailü'l-Hayrat mecmuasýnda Medi
- Page 125 and 126:
ÝBB Atatürk KitaplýðýNadir Ese
- Page 127 and 128:
126
- Page 129 and 130:
Kitaplarýn ReviriRestorasyon Atöl
- Page 131 and 132:
gazete sayfasý yerleþtirilir, rul
- Page 133 and 134:
Ýrfan DAÐDELEN *Coðrafi mekanlar
- Page 135 and 136:
Beyoðlu’na ait genel planbu kuru
- Page 137 and 138:
gabarileriyle gösterilmiþtir. Sem
- Page 139 and 140:
Fadime GELEÞ *Ýstanbul Büyükþe
- Page 141 and 142:
Bir Klasiktir Eyüp OyuncaklarýAra
- Page 143 and 144:
142Çýðýrtkanlar
- Page 145 and 146:
Unutulmaz Kartpostallarve Albümler
- Page 147 and 148:
146E. F. Rochat’ýn Ayasofya Cami
- Page 149 and 150:
148
- Page 151 and 152:
Ýstanbul Panoramasý / Atatürk Ki
- Page 153 and 154:
Ýnanç DünyamýzýnGizemli Objele
- Page 155 and 156:
Muska, gümüþ üzeri telkari süs
- Page 157 and 158:
sým için mühür kazýyanlar üç
- Page 159 and 160:
16. Yüzyýl sonuna dek yapýlan ca
- Page 161:
160