üyük bir iþyeri idi. Sonra Sultan Ýbrahim tahta çýkýnca Kara MustafaPaþa’yý þehit ettikleri sene devletin idaresine gevþeklik gelmiþti.Gümrük Emini Ali Aða bu Dimýþkihane’yi devletten alýp katkat Yahudi evleri yaptýrmýþtýr.”Dimiþkihane’nin terk edilmesinin sebebi baþka bir yerde kýlýçhaneninaçýlmýþ bulunmasýdýr. Yoksa kýlýçtan istiðna hâsýl olmuþ deðildi.Bunu da tesadüfen öðreniyoruz. Henüz tarihlerde arþivdekivesikalarda bir kayda rastlayamadýk. Fakat 1284-I867’de Ýstanbul’daSanayi Mektebi açýldýðý zaman bunun Sultanahmet’te AtikKýlýçhane binasýnda açýlmýþ olduðunu o mektup hakkýndaki resmitebliðde münderiç “Atik Kýlýçhane mahallinin mektep ittihazý ileona göre tesviyesi” fýkrasýndan öðreniyoruz. Ýþte bu kayda göreOsmanlý Ýmparatorluðu’nun kýlýç fabrikasý, Atmeydaný’nda ve þimdikiÝktisat Fakültesi’nin arkasýna düþen bugünkü sanatlar mektebininolduðu yerde imiþ. 1807’de bir sanat mektebi açýlmasý düþünüldüðüzaman orada demir dökecek, eritecek ve iþleyecek tesisatýnmevcudiyeti hatýrlanarak mektep halinde ihya edilmiþ demekdoðru olur.Çok özel bir yapýya sahip olan Türk kýlýcýný iyi bir biçimde kullanmak,çok çalýþmak ve beceri isteyen bir vakadýr. Emir Hacip AþýkTimur “Kitab-ý Tuhfetul Müluk Vel Salat’în” adlý eserinde iyi kýlýçkullanma talimatlarýna dair þunlarý yazmýþtýr: “Kýlýç ile vurmayý öðrenmekisteyen bir kimse süvari ise süvarinin yüksekliðinde, piyadeise piyadenin boyunda bir kamýþý saðlamca topraða diker. Sonrabu kamýþ sað tarafýnda kalacak þekilde uzakça bir mesafeye gidiporadan atýný dörtnala koþturur ve kamýþa yaklaþýnca kýlýcýný kýnýndançýkarýp kamýþý þiddetle keser.Her defasýnda bir karýþ kesmek suretiyle yerden bir arþýn yüksekliðindekamýþ kalýncaya kadar bu hareketi tekrarlar. Kýlýçla kamýþýkesmekte tam ihtisaslaþma için beþ adet ok alýnýr ve bunlar süvarininsaðýna gidecek þekilde onar arþýn aralýkla topraða saðlamcadikilir. Süvari atýný son süratle koþtururken oklarý yelelerinin birerparmak aþaðýsýndan muntazam bir þekilde keser. Bu iþte de tamihtisas kazanýnca iki sýra halinde ve onar arþýn uzaklýk ile on adetok dikilir. Ýki sýra arasýndan dörtnala koþuþtururken oklar saðlý sollubiçilir. Kýlýçla vururken kolun bilek mafsalý bükülmelidir.”Kýlýç YapýmýPadiþah Kýlýçlarýnýn Form GeliþimiTürk kýlýcý “kýlýç yumurtasý” ismi verilen üç ile beþ kilogram aðýrlýðýnda,beþ ile sekiz santim çapýnda ve sekiz ile on iki santim yüksekliðindekiçelik kütlesi dövülmek suretiyle yapýlýrdý. Yaþ pamuktanyapýlmýþ ve havaya fýrlatýlan bir yumaðý, tereyaðý keser gibikolayca kesen Türk kýlýçlarýnýn yapýmýnda deðiþik formüller vardý.Kýlýca su verilmesi iþlevi çok önemlidir. Zira az su verilirse eðrilir,çok su verilirse kýrýlýr; onun için tam kývamýnda olmasý þarttýr. Kýlýçlarýnuçtan itibaren iki karýþlýk kýsmý bilhassa keskin olmalýdýr.Kemankeþ Mustafa Aða kýlýca su verilmesine dair þunlarý yazmýþtýr:“Benim kardeþim, sana temren, kýlýç veya býçaða verilen öylebir su yazdým ki, bunu vaktiyle yapmýþlar ve kimya gibi saklamýþlar.Bugün ne bir temrencide, ne de bir kýlýççýda vardýr. Ben dahisaklayacaktým; lakin hayýr duanýzdan mahrum eylemeyiniz diyebunu açýklýyorum. Bu usulü ben bizzat tecrübe ettim. Bu suyuyapmak için aþaðýda cins ve miktarý yazýlan maddeler birbirleriylekarýþtýrýlarak bir kaba konup mayalanmak üzere kýrk gün güneþtebýrakýlýr. Sonra bu kap ateþe konulup imbiktengeçirilerek damla damla toplanýr. Bu þekilde eldeedilen suyun bir okkasý bir kýlýca su vermeyekâfi gelir. Bir okkasý bin altýna deðer. Bu sudan suverilmiþ kýlýç ile bir zýrhavuran paramparça eder.”Kemankeþ Mustafa Aða’nýn reçetesi þu bilgileri içermektedir;MiktarýCinsi1 Okka Sönmemiþ kireç (CaO)1/2 Okka Pelit külü (Valanet gland)1/2 Okka Bevrek-ül Ermeni (Na-Ca-Soda) /1/2 Okka Cenkar (Bakýr çalýðý)1/2 Okka Sarý zýrnýk (AsS-Arsenik Sülfüt)1 Okka Yaban soðaný suyu (Alium Satium)1 Okka Katran (Govdron)Osmanlý padiþah kýlýçlarýnýn form geliþimini, 15. yüzyýlýn ikinci yarýsýndanitibaren gözlemleyebiliyoruz. Fatih döneminden önceyeait, Osmanlý yapýmý olduðu kesinlik taþýyan bir kýlýca rastlanmýyor.Erken Osmanlý Devri (1299-1453), kýlýçlarýndan hiç örnek bulunmamasýnýiki açýdan deðerlendirebiliriz: Bu dönemdeki Osmanlý topraklarýndaçeliðin çok deðerli bir ithal malý olmasý nedeniyle eldekieski kýlýç tabanlarýnýn dövülerek yeni kýlýç yapýmýnda kullanýlmasý,Bursa ve Edirne’deki saraylarda ve silahhanelerde bulunankýlýçlarýn Fetihten sonra Ýstanbul’a getirilmeyip oralarda kalmasýve zamanla zayi olmasý. Bu döneme ait sadece kýlýçlar deðil, diðersilah çeþitlerinden de örnek bulunmamaktadýr. Tek istisna ÝstanbulAskeri Müzedeki Sultan Orhan’ýn (1326-1359) miðferidir.Osmanlý kýlýç örnekleri, Fatih S. Mehmet’in (1541-81) adýný ve unvanýnýtaþýyan dört kýlýçla baþlar. Bunlarýn ve bu döneme ait diðerkýlýçlarýn, ilk bakýþta dikkati çeken ortak özellikleri ileri aþamadabir forma sahip olmalarýdýr. Fatih’in ihtiþamlý tören kýlýcý (ayný zamandaiþlevselliðe de sahiptir) formununestetik olgunluðuylabu devir Osmanlý kýlýçlarýnýnen tipik örneðidir(Env. No: 1/90). Diðerbir kýlýç ise burmalýkýlýçlara güzel birörnektir (Env. No:1/93). Bu tip kýlýçlarkesici olmaktan ziyadedelici bir silaholarak etkilidirler. Bu kýlýcýn bizim için diðer bir önemi; kabzave balçaðýnýn demirden yapýlmýþ olmasý sebebi ile orijinal formunugünümüze kadar muhafaza etmesidir. 15. yüzyýlda deðiþikform gösteren kýlýçlar; tabaný düz ve iki aðýzlý, eðri ve tek aðýzlý, yýldýrým(burmalý) aðýzlý, çatal (Zülfikar) aðýzlý ve meç’tir. Bunlarýn içindemuhakkak ki 15. yüzyýlý belirleyen karakteristik form “eðri vetek aðýzlý” kýlýç formu olmuþtur.Osmanlý Devleti’nin tarihteki en parlak dönemi, Batýlýlarýn “Muhteþem”,Türklerin “Kanunî” unvanýyla andýklarý Sultan I. Süleyman’ýnsaltanat yýllarýdýr. Onun 46 yýl süren padiþahlýðýnda, Osmanlý’nýnaskerlik ve diplomasi alanýndaki rakipsiz üstünlüðünün yaný sýra,ilim ve sanatta da zirveye çýkýlmýþtýr. Ýsmail Hami Daniþmend’inifadesine göre; “Kanunî Sultan Süleyman, týpký birer ordu kuman-35
Kanuni Sultan Süleyman’ýn Topkapý Sarayý’nda sergilenen kýlýçlarýdaný gibi cepheden cepheye ve zaferden zafere koþarak OsmanlýDevleti’ni kuran ve bilhassa imparatorluðu günden güne geniþletenilk on padiþahýn sonuncusudur.” Saltanatýnýn toplam 10 yýl, 3ay, 5 gününü sefer yollarýnda ve harp meydanlarýnda geçirmiþ olmasýve 72 yaþýnýn içinde iken Zigetvar Kuþatmasý’nda vefat etmesi,onun þahsiyetini þekillendiren unsurlar arasýnda askerliðin nederece önemli bir pay teþkil ettiðini ortaya koyar.Kanunî, Osmanlý padiþahlarýnýn çoðunda görüldüðü gibi, cengâverlikte,yani binicilikte ve kýlýç kullanmada maharet sahibidir. MohaçMeydan Muharebesi’nde, üç seçkin Macar þövalyesiyle karþý karþýyagelince, kýlýcýný çekip üçünü birden haklamasý, bu kabiliyetinindelilidir.Kýlýç, Türklerin hayatýnda ve inançlarýnda daimayer almýþtýr. Rýfký Yazýcý’nýn þu tespiti ne kadaryerinde ve isabetlidir: “Tacýn yanýnda asa, kýlýcýnyanýnda dua vardýr.” Elbette ki, kýlýcý kýnýnda tutan,zamanlayan, takvimleyen, bileyen ve “Hadi”diye emirleyen dua sahipleridir. Dua kýlýcahedef ve istikamet kazandýrýr, hatta haysiyetekler. Kanunî Sultan Süleyman keskinlerin keskinibir muhteþem kýlýç ise, Þeyhülislâm HocaSâdeddin Efendi duadýr. Dualarla kýlýçlar, tarihboyunca hep yan yana, iç içe olmuþlardýr.Tek baþýna madde, kuvvettir, öfkedir, emirdir.Yaný baþýnda her zaman manayý da bulabilmeli,onunla frenlenip, onunla þaha kalkmalý,Kanuni’nin yataðanýonunla temellenmeli, onunla köklenmeli ki bütünlüðünü,anlamýný saðlamýþ olsun. Kýlýç dazulmün deðil adaletin tesisi yolunda kullanýlýrsa þan ve þeref taþýr.Aksi takdirde basit bir demir parçasý, kan dökme aracýdýr.Fatih Sultan Mehmet’ten beri devam eden kýlýç formunun KanuniSultan Süleyman ve ondan sonraki dönemlerde deðiþmeden 18.yüzyýl sonlarýna kadar sürdüðünü görüyoruz. 19. yüzyýlda ise Türkkýlýçlarýnda Avrupa etkisi görülmektedir. Bu etki kabza, balçak vetaban biçimlerinde de kendisini hissettirmektedir. Bu yüzyýldansonra Türk kýlýcýnýn orijinal formu unutulmuþtur.Sultan Selim II ve Sultan Mehmet II’ ye ait kýlýç (Env. No: 1/496-486)XVI-XVII. yüzyýl baþlarýna ait Türk kýlýcý formuna örnek olarak gösterilebilir.Sultan Mehmet’in kýlýcýnýn Beyazýt II’ nin kýlýçlarýna çokbenzediði görülüyor. Sultan Osman’a ait kýlýcýn (Env. No: 1/487) gelenekselformdan ayrýldýðý tabanýnýn eninin artmasýndan ve mahmuzçýkýntýsýndan anlaþýlýyor. Sultan Selim II’ ye ait eðri kýlýç (Env.No: 1/499) saf Türk kýlýcý formunun en son örneði olarak gösterilebilir.Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve SultanAbdulhamid’e ait üç kýlýç, Türk kýlýç formunatekrar dönüþün birer temsilcisiymiþ gibi gözükselerde gerek eðriliðin, gerekse tabanýn kýsýmlarýarasýndaki oranlarýn, gözden kaçmayacakderecede bozulmuþ olduðu görülebilmektedir.Sultan Mehmet Reþat’a ait olan örnek ise, o devirAvrupa bahriye kýlýçlarýnýn tamamen aynýsýdýr.Türk kýlýcý özelliklerini göstermemektedir.15.yüzyýl ikinci yarýsý Osmanlý kýlýç kabza vebalçaklarýnda, bu dönem kýlýç tabanlarýnda olduðugibi, uzun bir geliþme aþamasýnýn sonucuolduðu anlaþýlan belirli ve uyumlu bir formlakarþýlaþýyoruz.Fatih Sultan Mehmet adýný taþýyan düz ve ikiaðýzlý kýlýçtan ancak birinin kabza ve balçaðýkalmýþtýr (Env. No: 1 / 376). Kabza tepesi çýkýntýlýdýr. Bu da bize, kýlýcýniki aðzýnýn kullanýldýðýný gösteriyor. Eðri ve tek aðýzlý kýlýç kullanýmýnageçildiði bir dönemde, bazý Memluk kýlýçlarýnda yapýldýðýgibi, kabza eðriltilerek aðzýn tek taraflý kullanýmýna gidilmemiþtir.Buna mukabil Fatih’e ait düz kýlýçta taban kuyruðu hafif eðridir.(Env. No: 1/374) Fatih’e ait eðri kýlýçlardan ilki, balýk diþinden yuvar-36
- Page 3 and 4: BUSAYIDA6Büyük TezhipSanatkarýMu
- Page 5: Sanat, insanoðlunun doðadan etkil
- Page 11: 1976’da Güzel Sanatlar Akademisi
- Page 16: Sadberk Haným müzesinde bulunan N
- Page 19 and 20: Medeniyetler beþiði, dillerin, di
- Page 21 and 22: 20“Mardin ve Midyat, camiler, kil
- Page 23: 22“Medeniyetler beþiði, dilleri
- Page 26 and 27: “Midyatlý ustalardan öðrendið
- Page 28 and 29: leri, bohçalar… El emeði göz n
- Page 30 and 31: Topkapý Sarayý Müzesi Silah Böl
- Page 32: Yemin Törenlerinde KýlýçKýrgý
- Page 35: daha doðrusu gözlerini hafifçe s
- Page 39: Kumaþlarýn KalbineÝþleyen Minya
- Page 45 and 46: Çinide Yeni Bir Yorum:Ebruli Çini
- Page 47 and 48: 12 34 51) Kitre hazýrlanmasý, 2)
- Page 49: Yazý: Rana KAYACIK Fotoðraflar: M
- Page 52: Çorum denildiðinde ilkakla gelen
- Page 57 and 58: 561849 yýlýnda Ýskilip’i ziyar
- Page 59 and 60: Yusuf ILGINSevgilinin mis kokulu te
- Page 61: “Efsaneye göre, bir yapraðýn
- Page 64 and 65: hir edilemeyeneserlerdenoluþuyordu
- Page 66 and 67: Roma ve Bizans dönemlerinden bu ya
- Page 70 and 71: týrýlan Tophane Çeþmesi'nin 170
- Page 73 and 74: dürdü. Faik Hoca böylece 300 yý
- Page 75 and 76: Yazma Eserlerve Düþündürdükler
- Page 77 and 78: 76Ahþap oyma gül desenli kitap,
- Page 79 and 80: m. Rüya tabirin. Ansiklopedik eser
- Page 81: Yýldýz’da Dünya MarkasýBir Po
- Page 84 and 85: Dünyanýn Tanýdýðý Marka; Yýl
- Page 86 and 87:
Anadolu Selçuklularý minyatür sa
- Page 89 and 90:
ÝSMEK Cam Atölyesi’ndenGöz Kam
- Page 92 and 93:
uzamasý nedeniyle eðitimlere geci
- Page 94 and 95:
"Vakýf ve Vakýf Kültürü" minya
- Page 96 and 97:
Geleneksel Sanat FormlarýTuval Üz
- Page 98 and 99:
“Çini Muhteþem Bir Sanat”Çal
- Page 100 and 101:
ÝNGÝLÝZ ÇÝFT PORSELEN TABAKÝn
- Page 102 and 103:
OSMANLI TUÐRALI ÇÝFT ÞEKERLÝKG
- Page 104 and 105:
2006-2007 eðitim dönemi itibariyl
- Page 106 and 107:
Yapýlanlar bizim istediðimiz biç
- Page 108 and 109:
Sanatla IþýldayanBir Sivil Toplum
- Page 110:
Vakýf çalýþmalarý kapsamýnda
- Page 113 and 114:
ÝBB Atatürk Kitaplýðý’nýnGi
- Page 115 and 116:
Müdürlüðün elinde temaþa sana
- Page 117 and 118:
Süreli Yayýnlar Bölümü: Atatü
- Page 119 and 120:
Kütüphaneye gelen araþtýrmacýl
- Page 121 and 122:
Türk ve Ýslam SanatlarýnýnNadid
- Page 123 and 124:
Delailü'l-Hayrat mecmuasýnda Medi
- Page 125 and 126:
ÝBB Atatürk KitaplýðýNadir Ese
- Page 127 and 128:
126
- Page 129 and 130:
Kitaplarýn ReviriRestorasyon Atöl
- Page 131 and 132:
gazete sayfasý yerleþtirilir, rul
- Page 133 and 134:
Ýrfan DAÐDELEN *Coðrafi mekanlar
- Page 135 and 136:
Beyoðlu’na ait genel planbu kuru
- Page 137 and 138:
gabarileriyle gösterilmiþtir. Sem
- Page 139 and 140:
Fadime GELEÞ *Ýstanbul Büyükþe
- Page 141 and 142:
Bir Klasiktir Eyüp OyuncaklarýAra
- Page 143 and 144:
142Çýðýrtkanlar
- Page 145 and 146:
Unutulmaz Kartpostallarve Albümler
- Page 147 and 148:
146E. F. Rochat’ýn Ayasofya Cami
- Page 149 and 150:
148
- Page 151 and 152:
Ýstanbul Panoramasý / Atatürk Ki
- Page 153 and 154:
Ýnanç DünyamýzýnGizemli Objele
- Page 155 and 156:
Muska, gümüþ üzeri telkari süs
- Page 157 and 158:
sým için mühür kazýyanlar üç
- Page 159 and 160:
16. Yüzyýl sonuna dek yapýlan ca
- Page 161:
160