Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERTahsin, sen ülkenin kara bahtı, makus talihisin. Komplosusun, dışmihrakısın. Batı kulüpçüsü şehir şakisi hayvan, varlığın vatana ziyan. İçtiğin rakılar, haramolsun.Söyle haydi, o fahişe seni nasıl kandırdı? Hangi uğursuz rastlantı sizikarşılaştırdı? Yerinde olabilseydim, bu düşüncelerim 180 derece değişir, Serap için sendende beter olurdum, o başka.Desteyi iade etmeye Serap’ın eli varmıyordu. Kaparoyu aynen almıştı.Aslında dolarlardan mı etkilenmişti yoksa? İnceleyeceğim Tahsin Bey, olumlu sonuç verecek bir çalışmasanırım.İşte bu cevap, yeniden doğmak gibi olmuştu. Hele o bakış, kısa bir aniçin de olsa, dünyaya değmişti. Tahsin Bey son söz olarak “iyi günler,” dedikten sonra,yukarıya çıktı. Paltosunu ve çantasını aldı, eşyalarını toplamadı. 14.00’te dönerim.Dediğinde, 38 yaşında, 1.51 boyundaki sekreter, her zamanki gibi,internette “chat” yapmakla meşgul olduğu için, ilgilenmedi. O aralar, herkesi tamamenduymazlıktan gelecek kadar terbiyesizleşmişti zaten. Size çıkıyorum dedim, duymadınız galiba?Kadın ekrandaki mesaja gülümsüyordu, adamı yine takmadı. O andakarşı tarafa cevap yazıyordu: “18, 1.75”“Kaşınıyor, bütün bu ukalaları işten atmalı,” düşüncesiyle Tahsin Bey,yoluna devam etti.Sayfa 100 / 173
Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERHiçbir zaman ciddiye alınmadığı şirkette, kendisini yetkilizannetmekten hayat boyu kurtulamamış bir insanın, o anda da öyle düşünmesi çokolağandı. O şirkete hayatında bir tek eleman aldırtamamış, oradan bir tek eleman daattıramamıştı. Ama soyduğu şirkette, hala şeflik taslıyordu.Diyorum ki Tahsin, vatandaş istatistik bilimine güvense, kişiselsefaletini istikbalde zenginliğe dönüştürmeyi, okumadığı gazetelerin kuponlarına,sokaklarda satılan piyango biletlerine, gökyüzünde yalnız gezen yıldızların fallarına,bireylerinden tek bir ahbap bile edinemediği üst sınıfla evlenmelere, kapısındansokmayacakları şirketlerin borsadaki değerlerine, başka yerlerde faydası olduğu bir kesinlikkazanmamış muhtelif inkılapların faraziyelerine endeksler mi? O güne kadar olmamışşeyler, o gün mü olacak?Tahsin Bey çıkarken, Serap’ın bir kez daha önünden geçtiyse de, tekbir işaretleşme olmadı. Yine bir yazı-turaydı ve Tahsin Bey yine “yazı,” diyordu.Taksi sahil yolunda ilerlerken, kendisini çoktan yeni bir dünyadahissediyordu. Yeni hayat! Bir Fatiha okumuş, hayatı değişmişti. Eski Bodrum’ları unutmuş,halılar, yazlıklar da tümüyle aklından uçmuştu. Artık kimsenin rahatsız edemeyeceği, özgürbir insandı. Yolda reklam panoları geriye kayarak gözünün önünden geçiyor, boş trafiktetaksi, Ekvador’un güneşine doğru yol alıyordu. Güneş kremini havaalanından almaya kararverdi.Bakırköy’deki iki ayrı büfeden çileler çekerek alabildiği dolarlar, pekyer kaplamıyordu. İşin özeti sadece $62.000 tutmuştu, altı cicicik destecik!Sayfa 101 / 173