11.07.2015 Views

e-kitap

e-kitap

e-kitap

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERHerif, yaklaşan topuk seslerini resmen bekliyordu. Bu durumlarda,tam hangi hızla yürümek gerektiğini bilen Serap, şimdiden dizginleri ele almıştı. Avcıolduğunu göstermeyecek kadar aheste, avı kaçırmayacak kadar seri. O alımlı yaylanarakyürüyüşüyle, ilerliyordu.Serap garajın ta öbür ucundan gelene dek, biraz beklemekle iyi ettiğifikriyle beklemiş bir adamın, tutup mazeret soracak hali yoktu ya?Arabaya kolaylıkla bindi. Hatta sadece gülümsemesi bile, adamdazorluk çıkarma gücü bırakmamıştı, soru bile soramamıştı zavallı. “Acelem var.” Serap bulafların İngilizce’sini kıvırmıştı ve adam da anlamıştı. Üstelik geçerli bulmuştu! Zatenarabanın yanına kadar gelip de, bir şeyler sorup, binmeden dönecek olsa, bu haksızlığaadam isyan edecekti.Araba otelden çıktıktan kısa süre sonra, ölesiye asılmaktaki herifiatlatabilmek için, rakam sayısı o bölgeyi tutmayacak kadar uydurma bir telefon numarasıyazarak ve yeniden “acelem var,” diyerek, indi. Angut herif bu kez, aynı cümleyi geçerlibulmamakta direniyordu. Oysaki, binmek için acelesi olanın, inmek için de acelesi olmazmıydı?Arapça protestolar eşliğinde, Tunus’tan hareketle, Serap kaderinedoğru yolculuğa çıktı.Tahsin Bey giriş katında bir süre bekledikten sonra, “en iyisi odadabeklemek,” düşüncesiyle yukarıya çıkmıştı. Serap’ı önce banyoda aradı, göremeyince biriskemleye çöküp, beklemeye koyuldu. Viskinin tam sırasıydı.Her şey yolundayken, insan neden acı çeksin? “İşte her planımgerçekleşti, rüyamda bile göremeyeceğim kadın bana ait, ayrıca zengin bir insanım.”Sayfa 118 / 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!