11.07.2015 Views

e-kitap

e-kitap

e-kitap

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERkudurmuş gibi bir hali vardı. Bir-iki saniye kadar bakışlarıyla yiyiştiler. Serap masalarabakmış gibi yaptıktan sonra dışarıya çıktı. Kısa bir yürüyüşle, Sıraselviler’de az ötedeki,henüz müşteriye açılmamış bir bara ulaştı. Personelle şakalaştı, bir bira verdiler. Beşdakika sonra da, kafedeki garson oraya geldi, o da şakalaştı ve bir bira aldı.İçinde hiç gündüz olmayan o barın, asma katındaydılar sonunda. Hertarafına önceki geceden kalma bira ve kül sıvaşmış bir masanın üzerinde, Serap bacaklarınıayırmış oturuyor, kafası araya yumulmuş garsonun uzun saçlarını okşuyordu. Eteği ayakbileklerindeydi, yırtacak kadar zorluyordu daracık kumaşı. Garsonun altında da, hiçağırlığını vermediği, yapışacak kadar masaya yaklaşmış bir sandalye vardı. Uzatmadılar,ikisini de iş bekliyordu kahretsin!Garson 12 dakika içinde yeniden çalışmaya döndüğü halde, şefindenzılgıt yemişti. Servisi iyice geciktirerek, acısını müşterilerden çıkarıyordu. Serap isetamamen rahatlamış, bir taksinin arka koltuğunda diyagonal pozisyonda aldırışsızcakaykılmıştı. O arabaya biner-binmez, öne eğerek bacaklarına odakladığı tespihli dikizaynasından sürekli bakan şoföre soruyordu: Niyetli misiniz? Evet abla. Allah kabul etsin. Amin abla, cümlemizin.Uğurlu sayıların hikmetiyle ilgili sohbeti, radyoyu yavaşça kısarakkesen şoför, el çabukluğuyla teybe bir kaset itiştirdi, belli etmeden sesi yükseltti: “İsyanımvar...”Sayfa 46 / 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!