11.07.2015 Views

e-kitap

e-kitap

e-kitap

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERtutuklanmaya hazırdı. Yüzündeki ifade, zaten her şeyi görsel olarak itiraf ediyordu ama,neyse ki dili tutulmuştu. Yoksa sözel itiraf da an meselesiydi. Polis bir pasaporta, birTahsin Bey’in suratına bakıyordu, Tahsin Bey ise bir yere, bir tavana. İki ayrı düzlemden,iki ayrı seyirci tarafından, bir ping-pong maçının seyredilmesi gibi bu hareketlerin sonunda,polis damgayı vurdu. Tahsin Bey vuruşmuş kadar rahatlamıştı.Bara koşan Tahsin Bey, arka arkaya üç viski içti. Bir eliyledördüncüyü içerken, diğeriyle kuruyemişleri karıştırır gibi, takıntılı bir şekilde Serap’ınbacaklarını okşamaya başlamıştı; eliptik bir hareketle ve saat yönünde, aynı bölgeyi onatmosfer basınçla ovuyordu. Canı tek kelime konuşmak istemiyordu. Serap ne durumaaldırıyordu, ne de bakanlara. Tahsin Bey içinde bulundukları duruma inanamıyordu: Saçmasapan bir cinayet işlemişti ve her şey yolunda gitmişti. Tek anlamadığı Serap’ın müdürümerak etmemesiydi, adamın metresi miydi, değil miydi? Sonunda dayanamayıp, konuyuaçtı. Yahu bugün müdür neden gelmedi dersin? Ay ne biliyim ben. Onunla yattın mı?Sesi yükselmişti. Hiç olur mu sevgilim? Çok sinir bir adam o.Serap hakarete uğramış ayaklardaydı. Bana yalan söyleme. Ayrıca neden sinirmiş? Dünyada son erkek o kalsa, onunla olmam.Böyle klişeler, Tahsin Bey inansın diye düşünülmüş olmalıydı.Alışkanlıktan olsa gerek, Serap gerçeği bile yalanmış gibi ifade etse de, Tahsin Bey onaSayfa 109 / 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!