11.07.2015 Views

e-kitap

e-kitap

e-kitap

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERsöylüyor, bin mimik yapıyordu. Tahsin Bey kıpırdayamıyordu, nedense bu dükkana kanıpek ısınmamıştı. Öylece bakıyordu. Alo? Ne o bilader? Bi durum mu var? Yok da hıı susturu... öhhö-öhhö. Çattık be. Yahu sen bunları n’apacaksın be kaynım? Pek bir kekhalin var. İlk defa mı milli olacaksın? Usta uzatmayalım. Nerede şunlar? Arkaya gel dedik ya, hemşo. Sen ayakta uyuyorsun.Selim önce, dükkanı kilitledi. Sonra yavaş ve geri adımlarla,gerektiğinde yan yan ilerleyerek, yüzü sürekli Tahsin Bey’e dönük kalacak şekilde hareketetti, sonunda bir taraflarda durdu. Aniden bir kapı açıp, arkaya geçti. Kazınmış kafasınınarkası ilk kez görünmüştü ve o dövmeye Tahsin Bey bakakalmıştı; Kızılay Derneği builginç amblemi görse, telif hakkı olarak Selim’e üç misli para teklif ederdi. Bir türlüharekete geçemeyen Tahsin Bey, son bir gayretle yerinden fırlayarak, aynı kapıdan girdi.Selim de beklemekten sıkılmış olmalı ki, tam o anda dışarıya çıkıyordu.Toslaştılar. Eh be kayınço, amma da taş kafaymışsın.Kafasını, Selim’in kafasına vurmuştu. Ayrıca toslaşmanın şiddetiylegeriye fırlamış, omzunu da kapı kenarına çarpmıştı ve fena acıyordu. Yıldızları sayarken“Artık ne olacaksa olsun,” düşüncesiyle içeriye daldı. Şimdi usta, para burada.Birden Selim, tabancayı başına dayadı. Parayı ver.Sayfa 64 / 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!