Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERSokakta beşibiryerde tinerci, prefabrikte maskeli balo/Bilumum ihalede fesat, kimisine nasihat, alabilene tüyo/İlaç işleri kesat, hatlarda fare, artık cepten aramo/Krrrş... krrşşş... anlaşılmadı T. anlaşılmadı T./Cepten aramo bir daha S., no telefonata, anladiko?12 Ekim 1999Şiir patladı, Tahsin peşimde. Denek ceza tehlikesini hissetti, alttan alıyor. Oysa haplarpatlarken, ben onun peşindeydim yıllardır. Tahsin’in kuşkuları artıkça, hastanedeki patlakçuval gibi hissetmekten kurtuluyorum.14 Ekim 1999Günceyi kısa geçiyorum, odalarda ha bire arama yapıyorlar. Ama yine bir haltbulamadıkları bugün, ifşaatlarım aynen sürecek. Yatağımın altındaki yemlik romanıgördüler ve sonradan çalmak üzere, görmezden geldiler. Oysa esas mal, bulamayacakları oyerde. Ancak ben istediğimde bulacaklar, yönetim kuruluna teslim edince!“Köpek gibisiniz kardeşlerim, yalnız burnunuz tıkanmış.”15 Ekim 1999Buket’le mezarlıkta kaçamak yaptık, şarap içtik. “İnsan kadeh dudak, dudak kadehtirsanıyor...” Uzaktaki vapurlar, aşağıdan geçen otomobiller, çevremizde hışır hışır dolaşankaplumbağalar, kararmış mermerler, aşkımızın sırdaşı oldular. Onları kimse konuşturamaz.Sayfa 146 / 173
Tahsin Bey Ekvador'da | Armağan TEKDÖNERBuket’teki ince kumaşlı bir pantolon, daracık, mağara rengi. Bensımsıkı bir sarmaşık, pantolonlar kadar. Paltoların ve tabiatın koruması altında.Alacakaranlıkta, ayakta, yorgunluktan yere yığılana kadar. Kuş seslerinin, saniye başlarındaduyulduğu saadet saatleri, sürtünen kumaşlardan çıkan nefes sesleri. O soğukta sıcakbasıyor, haykıracak kadar. Arazinin eğimli olması, Buket’in lehine olan boy farkınıkapatıyor. Diyagonallerimizin kesiştiği noktalar, üst üste. (Arkada destek olarak bir mezarolması güven verici, hangi canlıdan, hangi canlıya hayır gelmiş? Hangi ölü, hangi canlıyazarar vermiş?) Giyinikken daha uzun sürüyor, daha çok terleniyor, rahatsızlık eşiğiniaşacak kadar. Yaklaştıkça, ritmi yavaşlatmalı. Bitmese... bu an devam etse, ta kıyametekadar... “De-vam, de-vam et sevgilim, sevgilim devam et... sevgilim... acıyor sevgilim...hayır devam et... evet devam et... çok a-cı-yor... yap-ma... yap-YAP! Yap diyorum,yukarıya yap...”(Eyvah, Tahsin geliyor galiba, koridorda sesler var.)Sihirli formül = Eğimli arazi. Herhangi bir yöndeki hareket, her yöndesonuç veriyor, daha sıkı sarılmak gerekiyor. Şarap şişelerini üzerlerine koymak için uyguntaşlar var, tedarikli olunması tavsiye edilir. Girişler, rezervasyonsuz olarak, ziyaretçigibidir. Aşiyan’da aşk, isteyene istediği kadar.(Neyse, odaya uğrayan olmadı.)“Onlar bize rahat vermiyorlar, sen bir dudak şarap daha ver sevgilim.Korkuyorum bizi ayırmalarından. Vakit daralıyor, boğaz sularında ışıklar akıntıya kapıldı.Sen akıp giden zamana aldırma, bir daha öp sevgilim. Korkmuyorum artık ayırmalarından.Şerefine sevgilim.”Sayfa 147 / 173