EurasianStudies_0110..

January-March 2010 JOURNAL OF EURASIAN STUDIES Volume II., Issue 1.
_____________________________________________________________________________________
Danny Boyle’un ‘Slumdog Millionaire’i kendince belgeselden de yararlanan ama aynı zamanda
‘kurgulanmış’ bir günümüz yoksulluk hikâyesidir. Hindistanlı yoksullardan bahsetmekle birlikte,
‘Milyoner’ adeta İngiliz kökenlerine hürmeten ‘Oliver Twist’ hikâyesini izler, Fransız ‘Üç Silahşorler’i de
ucundan işe katar (yarışmanın son sorusudur bu aynı zamanda). Film Hindistan’daki yoksulluğa,
çocukları kör edip dilendirmeye kadar varan şiddete, zor hayat koşullarına değinir ve bir yoksulluk
hikâyesi anlatırken Charles Dickens ve Alexander Dumas’yı, bilinen melodramatik/ popüler kalıpları
izler.
Batılı bir yönetmenin Doğu ile ilgili film yapması çoğu zaman iyi sonuçlar doğurmamıştır. Pek çok
filmde senarist ve yönetmen oryantalizmin tuzaklarına yakalanmış, Doğu’yu egzotik bir kaçış noktası ya
da fantezi ülkesi olarak göstermiştir. Anlattığı toplumun derinine nüfuz etmeden sadece imajı ve yaygın
algılanma biçimi üzerinden hikaye anlatma yüzeyselliği bu filmlerin başlıca handikapıdır. Ancak
Boyle’un filminde Hindistan imajının egzotik hale getirildiğini ya da filmde belirgin bir oryantalist bakış
olduğunu söylenemez. Hatta filmin yargıladığı tek karakter Hindistan'a gelip spirituality bulabileceğini
sanan batılılardır.
Ancak Danny Boyle credits kısmına hintlilerin Bollywood filmlerinde topluca yaptığı ünlü
danslardan koyarak Bollywood'a bir selam göndermeyi de ihmal etmez.
Boyle'ın Trainspotting'den beri alışık olduğumuz tempolu çekimleri ve estetik geçişleri zamanı
aktarma yöntemi olarak flashback, yakın flashback ve o anı seçmiş bir film için zengin bir görsellik
sunuyor. Filmin açılış sekansından sonuna kadar hikaye bu üç zaman dilimi arasında uyumlu bir şekilde
akıp gidiyor. Filmde Trainspotting'dekine benzer bir "tripping" duygusu var. Ancak bu sefer kafayı
buğulandıran Hindistan'ın rengarenk, hayat dolu gettoları, kaosu, kendine özgü keşmekeşi, çocuklarının
sevimliliği.
Film bütün dünyada çok ilgi gördü, pek çok ödül aldı. İnsanlar filmi ve Jamal ile Latika’nın hikayesini
sevdiler çünkü mucizelere inanmak istiyorlar. Slumdog Millionaire de bir tür modern çağ masalı anlatıyor
zaten. Sinemada sık sık karşılaştığımız “büyülü gerçeklik” aracılığıyla global dünyanın kaosundan
korkan ve zaman zaman umutsuzluğa kapılan seyirciye istediğini veriyor.
_____________________________________________________________________________________
© Copyright Mikes International 2001-2010 158