14.01.2015 Views

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

90<br />

“…Birkaç on yıl önce nasıl fotoğrafın icadı ve gelişimi İzlenimcileri<br />

<strong>resim</strong>de yeni üslup arayışlarına ittiyse, şimdi de durağan <strong>resim</strong>lerin bir<br />

biçimde ard arda gelmesinden oluşan film sanatı <strong>resim</strong>de yeni buluşlara<br />

zorluyordu. Ancak Fütüristlerin yenilenme heyecanı daha da ileri<br />

gidiyordu. Resimlerine yalnız zamanı ve hızı değil, gürültüyü, sesi de<br />

sokmak istiyorlardı. Boccioni’nin Sokağın Bütün Gürültüsü Evin İçinde<br />

adlı eserinde sokaktan gelen tiz ama aynı zamanda melodik sesler<br />

resmin parçalanmışlığı içinde ifade edilmeye çalışılır. Fütüristler motor<br />

sesine duydukları hayranlığı müziğe de dökmüşlerdi. Toplanıp<br />

“bruitist” konserler verirlerdi (Fransızca’da “bruit”, gürültü anlamında<br />

kullanılır)” (Krausse, 2005, 96).<br />

Toplum yavaş yavaş sanatın, hayatın bir parçası olduğu bilincini kabul<br />

etmeliydi, çünkü sanat yaşamın her alanında kendini gösteriyordu. Sanatçılar bunun<br />

için çaba harcıyor, sanatın hayatı yenileyici gücüne yürekten inanıyorlardı. Bu yolda<br />

harcanılan çabalar boşa gitmiyordu belki, ama, tereddütlerle de yok değildi.<br />

“Kavranması zaten çok güç olan soyut sanatın bir de günlük hayatın<br />

parçası haline gelebileceği düşüncesi insanı ilk başta şaşırtabilir. Böyle<br />

bir sanatın hayatla ne ilişkisi olabilirdi ki Sorunun yanıtı gayet basittir:<br />

aslında bir ilişkisi yoktur -ve tam da bu nedenle müdahaleci olabilir.<br />

Dışavurumcuların duygu yüklü yeni bir sanatla “yeni insanı” yaratma<br />

hayali Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra salt bir ütopya olarak tarihin<br />

tozlu raflarına kaldırılmıştı. Ancak kitle kültürünün giderek çoğalan<br />

sinemalarla, spor saraylarıyla, kabare ve varyetelerde yaygınlaşması<br />

sonucu sanatçılar giderek marjinalleşmekten korkmaya başladılar.<br />

Sanatın yeniden günlük hayatın bir parçası haline getirilmesi fikri işte<br />

bu kaygılardan doğmuştur. Ama sanatçılar, yeniden gerçeği taklit eden<br />

bir sanat anlayışına dönmek istemiyorlardı. Dışavurumculukla temelleri<br />

atılmış olan soyut sanatı iyice geliştirmekti niyetleri. Böylece sanat artık<br />

somut gerçeklerle hiçbir şekilde kıyaslanamayacak ve ölçülmeyecek,<br />

tümüyle kendi kıstaslarına göre değerlendirilecekti” (Krausse, 2005,<br />

96).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!