tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
127<br />
Yaşadığı acı tecrübeler ve iç dünyasındaki derin yaralar, Munch’ın <strong>resim</strong>lerinin<br />
temelini oluşturmuştur. Çoğu zaman kötü eleştiriler almasına rağmen, hayatı boyunca<br />
aldığı tepkilere karşı sanatından hiç taviz vermemiştir. Bu kentsoylu geleneksel<br />
beklentilerinin üstesinden gelebilmek için biçimleri açıklığa kavuşturmak açısından<br />
tahta baskıları önemli bir rol oynar. Munch’ ın <strong>resim</strong>lerinde görülen doğa, mekan ve<br />
figürler tanıttığı şeyden daha çok resmin anlamıdır. O şeyin evreni somut bir ortamla<br />
sınırlanmaz.<br />
Resimleri doğrudan yaşam ve deneyimle doldurulan bir nesnelliği içerir. Bu<br />
nesnelliği betimleyebilmek için rengi nesneyi tanımlama işlevinden tamamen<br />
kurtararak bağımsız kılmış, rengin somut varlığının arkasında saklı duran ruhsal gücü,<br />
bütün süslemeci unsurlardan arındırarak geniş yüzeylere taşımıştır. Resimlerindeki ışık<br />
ve doku arayışları, figürlerindeki yalınlaşmalarla beraber renk de bir ifade aracı olarak<br />
kullanılmaya başlanmıştır.<br />
3.5. Örnek E: Jean DUBUFFET (1901-1985)<br />
Gözün görebildiği her şeyin güzel olduğunu düşünen, "çirkin diye bir şey yoktur,<br />
biz her şeyi seviyoruz, güzellik düşüncesi istisna" diyen ve 20. yüzyılın önemli<br />
isimlerinden olan Dubuffet, ham, yabanıl sanat anlamına gelen art-brut anlayışını<br />
kavramsallaştıran bir Fransız sanatçıdır. Kazanılmış kültürün ürünleri olan sanatları<br />
reddetmiş ve 'Art Brut'nun ateşli bir savunucusu olmuştur. Güzellik düşüncesinin<br />
sorumlusu olarak gördüğü Yunanlıları klasik stile bağlılıklarından dolayı suçlaması<br />
sanat tarihi açısından üzerinde durulması gereken çok önemli bir noktadır.<br />
Toplumsal akıl dışılığı irdeleyen sanatçı, sanatın özüne giden yolun burada<br />
başladığını düşünür. Dubuffet'e göre ancak öğrenilmiş her şey unutulduğunda 'sıfır<br />
noktası'na ulaşılabilecek ve yaratmanın özüne inilebilecektir. "Düşünce, betimlemeye<br />
sıkı sıkıya bağlıdır ve ben kulakları yaparken gürültüyü, dudakları yaparken sözü,<br />
dişleri yaparken yiyecekleri düşünürüm” diyen Dubuffet, çocukların, akıl hastalarının,<br />
toplum dışına itilmiş amatör kişilerin çalışmalarını toplamış ve bunların hepsini<br />
modern sanata karşı, yeni bir görme biçimi oluşturmak amacıyla kullanmıştır.<br />
Dubuffet öncülüğünde İsviçre’de kurulan Art Brut Müzesi’nde onun özellikle akıl