tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
78<br />
Modern öncesi sanat yapıtlarının en büyük etkisi, doğanın optik görüntüsü ile<br />
ilgili biçimin, sanatçıyı dar bir algılama sınırı içine soktuğu yönündeki bir görüşte<br />
odaklanıyordu. Böylece geleneksel olan optik görünüş, artık yerini sanatçının<br />
yaratacağı yeni biçimlemelere bırakıyor, başka bir deyişle psikolojik biçime terk<br />
ediyordu. Artık ürünlerde her şeye, her çeşit gerçeğe başkaldırış vardı. Katı ve sert<br />
yapılan <strong>resim</strong>lerde, şiddet ve saldırgan özellik, yeni duyarlılığın en belirgin özelliği<br />
olmuştu.<br />
Ekspresyonizme dönük çözümlemelerde, bireyin hayatı yaşayış ve onun<br />
etkilerini karşılayış biçimi, hem sanatçı olarak bireyi hem de izleyici olarak bireyi<br />
birbirine karşı açan bir bağlamı vurgulamak için kullanılmıştır.<br />
“Endüstrinin yarattığı yeni kent yaşamında gözlenen o zamana değin<br />
görülmemiş toplumsal yapı değişikliklerinin olumsuz koşullarına boyun<br />
eğme sonucu oluşan ruhsal birikimlerin neden olduğu içe kapanık<br />
yaşamın sanattaki anlatımı Post-Empresyonizm yani Ön-<br />
Ekspresyonizm idi. Ancak bu içe kapanış uzun sürmedi ve toplum ile<br />
bireyindeki ruhsal birikimler kimi yeni sanatsal anlatım patlamalarına<br />
zemin hazırladı. Bu içe kapanış sonucu olan psikolojik patlama yada<br />
psikolojik boşalma, sanatçının kendi içinde bulacağını umduğu kişisel<br />
iç dünyasındaki sığınağın, sığınılması, tutunulması olası olmayan<br />
sonsuz bir boşluk, huzur bulunmayan bir mikro evren, bir girdap, bir<br />
başka tehlikeli uçurum olduğunu anlaması ile ilişkili idi” (Turani, 1998,<br />
66, 67).<br />
Ekspresyonistlerin doğa ve mekân anlamlandırmaları, yerleşik algı kültürünün<br />
alışkanlıkları dışında olduğundan, yapıtlar kimi zaman rahatsız edici nesneler gibi<br />
karşılanıyordu. Gerçekliğin ele alınışında sanatçı bireyin kimi zaman kişisel denetimini<br />
tümüyle yitirmiş gibi görünen bir dile getirme pratiğini esas alması, örneğin, <strong>resim</strong><br />
yüzeyindeki elemanların algılanmasına ilişkin tereddütleri canlı tutuyordu. Turani, bu<br />
kuşkunun yine de sanat ürünü yararına sonuçlandığını düşünmektedir:<br />
“Ekspresyonistlerin yapıtlarındaki doğa biçimi, her türlü başkaldırmaya<br />
rağmen henüz tanınırlığını koruyordu. Onlar, doğa biçiminin abartılmış