tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
15<br />
dünyaya ve onun bilinmezliklerine yönelik yeni bir bilim ve teknoloji<br />
gerekiyordu. O dönemin birçok buluşu, örneğin; saatler, haritalar ve<br />
daha başka birçok mekanik alet bu ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.<br />
İnsanların çevrelerindeki doğayla ilgilenmeye başlamasıyla birlikte<br />
<strong>resim</strong> sanatında da o güne kadar görülmemiş ölçülerde bir gerçekçilik<br />
akımı doğdu” (Krausse, 2005, 7, 8).<br />
Sanatta yaşanacak olan bu değişimin ilk ipuçları XIII. yüzyıl kitap <strong>resim</strong>lerinde<br />
görülmeye başlamıştır. XIII. yüzyılda bazı sanatçılar kutsal bir anlatının geleneksel<br />
biçimlerine saygı göstermekle birlikte bu biçimleri daha gerçekçi kılmanın yollarını da<br />
aramaya girişmişlerdir. Kimi zaman kilisenin saptadığı kalıpları bir yana bırakıp, kendi<br />
ilgilerini çeken şeyleri betimlemeye başlamışlardır. Bu nedenle elinde çizim araçlarıyla<br />
doğaya açılan sanatçı modeli önemli bir değişimin habercisidir ve bu sanatçıların<br />
gerçekten doğaya benzer bir şeyler çizmiş olmaları çok önemlidir. 1255 yılında Fransa<br />
kralı Louis tarafından İngiltere kralı III. Henry’ ye gönderilen ‘fil’in imgesini yapan<br />
Matthew Paris’in gerçekçi oranlara gösterdiği özen dikkat çekicidir. Ancak benzer bir<br />
çok örneğe karşın ortaçağ sanatının büyüsünü paramparça edip onun kalıntıları<br />
altından Antik Dönemin bulgularını; nasıl insan bedeninin açık koyu değerlerle<br />
oylumlandığını, kısaltım teknikleriyle mekânın ve nesnenin nasıl ilişkili hale<br />
getirdiğini bulgulayan ilk sanatçının Giotto olduğunu söylemek gelenek haline<br />
gelmiştir.<br />
Giotto’nun ele aldığı konuların yine dinsel konular olmasına karşın o, kalıplaşmış<br />
kuralları bir ölçüde de olsa yıkmaya çalışmıştır. Yaptığı doğa gözlemlerinde toplumsal<br />
gerçeklikleri ele almış ve kullandığı figürlerdeki ifadelere önem vermiştir. Kısaltımla<br />
gösterilmiş kollar, yüzün ve bedenin oylumlanışı, vurgulanmış gölgeler ve akıp giden<br />
kıvrımlarla düz bir yüzey üzerinde derinlik yanılsaması yaratmayı başarmıştır. Giotto’<br />
nun resminin ortaçağ resminden ayrılan en önemli farkı resmin, yazılı sözün yerine<br />
geçen şey olmasının çok ötesinde bir gerçekliği olduğunu kavramasıdır. Ortaçağ<br />
ressamı olayı gerçekte olduğu gibi betimleme gereği, mekânsal bir inandırıcılık<br />
endişesi duymazken Giotto izleyiciyi sahnede oynanan gerçek bir olayın tanıkları<br />
haline getirmeye çalışmıştır.