14.01.2015 Views

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

tc çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü resim ... - Kütüphane

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

24<br />

Dışardan ve her şeyi birbiriyle ilişkilendiren bütünlüklü bakış, Jan van<br />

Eyck’ın Arnolfini’nin Nişan Portresi adlı resminde de kendini gösterir.<br />

Atlar ressamlığının en önemli tür olduğu ülke de, bu dünyevi konu ve<br />

mizansenin mahrem karakteri, kuşkusuz resmi sipariş eden kişinin<br />

milliyeti ile ilişkilidir. Van Eyck ön ve arka planlardaki nesneleri<br />

olağanüstü detaycı ve dikkatli bir yaklaşımla betimlemiştir.<br />

Kompozisyonunun bütünlüğü her şeye damgasını vuran bir ışık ve renk<br />

uyumuyla sağlanır. Resmi homojenleştiren bu teknik, özellikle<br />

Kuzey’de çok erken yaygınlaşan yağlıboyanın bir yansımasıdır.<br />

Yumuşak ve geç kuruyan yağlı boya, ressamın her nesnesini yavaş<br />

yavaş işlemesine ve sürekli değiştirebilmesine, kapatmasına olanak<br />

veriyordu. Çok ince renk tonlamaları ve geçişler mümkündü.<br />

Kumaşların kıvrımları, koyudan açığa mükemmel renk geçişleriyle üç<br />

boyutlu hale getiriliyor, parlak malzemelere noktasal vuruşlarla aydınlık<br />

hissi veriliyordu. Kıyafetler, bedenler ve yüzler o zamana kadar hiç<br />

görülmemiş bir doğallık, üç boyutluluk kazanıyordu” (Krausse, 2005,<br />

26).<br />

XVI. yüzyılın başlangıcı Yüksek Rönesans Dönemi dünya sanat tarihinin en<br />

önemli en parlak dönemlerinden biridir. Bu çağ İtalya’da Leonardo da Vinci,<br />

Michelangelo, Raffaello, Tiziano, Correggio, Kuzeyde ise Dürer, Holbein gibi bir çok<br />

sanatçının kişisel üsluplarıyla sanatı da kişiselleştirdikleri çağdır.<br />

“Sanatçılar artık mekâna, renge, bedenlere, ışığa ve harekete nasıl biçim<br />

vereceklerini mükemmel öğrenmişlerdi. Bundan sonra, 15. yüzyıldaki<br />

gibi gerçekliğin birebir temsili değildi makbul olan. Yaratıcılık,<br />

mucitlik bekleniyordu. Sanatçı doğanın güzelliklerine şiirsel bir tat<br />

katmalıydı; onları sanatıyla yoğurarak yeniden yorumlamalıydı.<br />

Ressamlar, tecrübelerini ve idealizmlerini becerikli bir senteze<br />

kavuşturarak başardılar bunu. Doğa hakkındaki gözlemlerini sanatın<br />

kendi kurallarıyla ve bireysel bakış açılarıyla harmanladılar.<br />

Gerçekliğin izdüşümüyle sanatsal yorum eserlerinde artık öylesine iç<br />

içe geçiyordu ki, kompozisyon kuralları bir yana, <strong>resim</strong>ler asla<br />

yapmacık bir hava taşımıyordu; tersine, her bir eser adeta başka türlü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!