Kazak Mitleri ve Mitik Efsaneleri Hakkındayatmaktadır. Bu gibi inanışların açık bir görünüşü, ilk atalarının ortaya çıkışlarını hayvanlara dayandırantotemistik inanışlardır. Geçmişteki totemistik inanışın bu şekildeki bir örneği olarak Kazakların Akkaskır(Ak Kurt) masalını gösterebiliriz. Bu masalda; insan ile kurdun evlenmesi, kurdun insana, ardındanverilen vadenin bozulması sonucunda tekrar kurda dönüşmesi; genel bir ifadeyle, kurtlar âleminin insanâlemi ile aynı kategoride düşünülüp algılanması gibi mitik düşünceler yer almıştır. Belki de buanlatmanın daha önceleri masal olarak değil de sistemli bir hâle gelmiş mit olarak anlatılmış olma ihtimalide vardır. Eski Türklerin kutsal toteminin kurt olduğu herkesçe malûmdur. Mitik düşüncenin ilkzamanlarında ortaya çıkan insanların hayvanlara veya başka yaratıklara dönüşmesinin sebeplerianlatılmamıştır. Daha sonra bu dönüşümün lanet okumaktan, vadeyi yerine getirmemekten, yorulmaktan,cezalandırmaktan meydana geldiği yönünde açıklamalar yapılmış ve bu mitik düşünce sahasında yeni birdönemin başlangıcı olmuştur. “Kazak topraklarındaki yer ve sular, nehir ve göller, dağ ve taşlarla ilgilisöylenen mitik ve toponomik anlatmaların çoğunun bu şekilde bir değişim sonucunda meydana geldiğiyönünde fikirler oldukça yaygınlaştı” (Kaskabasov, 1984: 68-70). Bu değişime, dünya halklarınınmitlerinde de oldukça sık rastlanır.İnsanların kendilerini, çevrelerinden soyutlayamamaları, kopamamaları veya bir başka şekildeifade edecek olursak; nesnel ile öznel, somut ile soyut, tekil ve çoğul, söz ile işaret, zaman ve mekan vb.gibi kavramların açık ve net olarak tasnif edilmemesinden dolayı sınırların belirlenememesi ve esasensadece cisimler ile olayların dış görünüşlerine bakarak bir takım tezlerin ileri sürülmesi, mitik düşüncesisteminin başlıca özelliğidir. “Esasında tekrarlanan, sadece, bir takım benzerlikler dikkate alınıp cisimlerile olaylar bir bütün halinde birleştirilmektedir. Farklılıklar çok olsa da benzerlikleri denkleştirerekinceleme yapmak mit için çok önemli bir şarttır. Böylece somut, elle tutulabilen bir cisim, kendisininbelirgin özellikleri ile birlikte yeni bir cismin sembolüne dönüşür; sonuçta onlar birbirlerine kolaycadönüşebilirler. Sembollerin bu şekilde dönüştürücülük niteliği; bir cismin özelliği ile biçimini, ikincicismin farklılığı vasıtasıyla anlamaya, ortaya koymaya yardımcı olacaktır” (Tokarev vd. 1994).Mitlerde, “cisimlerin meydana gelişini açıklamak demek onların özelliklerini açıklamak, ortayakoymak” veya tam aksine “onların farklılıklarını; kendileri yapan özellikleri ortaya koymak” şeklindeanlaşılabilir (Tokarev vd. 1994: 13). Öyleyse, her halkın gökyüzü cisimleriyle kuşatılmış çevrelerihakkında anlatılan mitlerinden, onların yakından tanıdıkları, iç içe yaşadıkları hayat tarzları vegeleneklerinin tasvirini, görüntüsünü görebileceğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Bu açıdanbakıldığında Kazaklar arasında bilinen mitlerde göçebe hayat geleneği üzerine oturtulmuş görüntülerin dedünyaya, gökyüzü cisimlerinin nitelikleri ile hareketlerine ait tasavvurların içinde yer alması normaldir.‣ Göçüp konan halk: Devamlı hareket halinde olan gökyüzü cisimleri‣ Dört tülik malı (koyun, deve, at, sığır) hırsızlardan, eşkıyalardan korumak: Jetikarakşı, Akbozat,Kökbozat, Arkan yıldızları‣ Yılın her mevsiminde farklı farklı ortaya çıkan av hayvanlarıyla diğer hayvanlar: Üş Arkar,Kambar, Ürker vb.yıldızları‣ Birbirine bağlanıp sağılmayı bekleyen koyunlar (kosaktap savgan koylar): Kempirkosak(Gökkuşağı)‣ Geceleri yola çıkan çobanlara yönlerini ve zamanı gösteren çizelge: Temirkazık, Şolpan,Esekkırgan, Sümbile, Kus Jolı‣ Hava durumunun, mevsimin mallara uygun olup olmadığının tahmini: Ayın nasıl doğduğu,güneşin batışı, yıldızların görünüşleri vb.)İşte bunların hepsi göçebe hayatının mitik düşüncelerle birleşmelerinin, iç içe girmeleriningörüntüleridir. Bütün bunlardan yola çıkarak Kazak mitlerinin mantıksal kuruluşu ile yaratılış sistemidiğer milletlerinki ile aynıdır, denilebilir. Kendine has özelliği olarak da mitik sembol ve kavramlarakendi hayatlarının görüntülerini yüklemelerini gösterebiliriz.355
Şakir İbraevKazak mitlerinin başka bir bölümü insanlar ve onların yaratılışıyla ilgili anlatılan antropolojikmitlerdir. Bunlar toplumsal düşüncenin ne kadar ileri gidebileceğinin kanıtıdır. Çünkü, insanınkendisinin, nereden ve nasıl meydana geldiği hakkında düşünmesi, mitik düşüncenin karmaşık olmayabaşladığı döneme rastlar. İnsan ömrünün türlü safhalarında çeşitli hayvanlara benzedikleri veya onlarıTanrının balçıktan yarattığı şeklindeki çeşitli inanışlar, birçok halka mal olmuş ortak motiflerdir. Kazakfolklorunun tasvir etme usulüne göre yaratılan (bu usule dayanan) masal, efsane, epik jır gibi türlerininhepsinde söylenmeye değecek kadar özel bir yere sahip olan olağanüstü doğum motifinin de kökenimitlerden başlar. Bu gibi motiflere, mitik devir boyunca, başlangıçtan itibaren şöyle bir bakacak olursak;insanın hayvanlardan, balçıktan, taştan, nurdan, ışık kümesinden vb. meydana çıkışından başlayıpKuday’ın yarattığına inanılan çağlara kadarki geçen zamanda, alelâde düşüncelerden başlayıp sistemlidüşünce sistemine kadar birçok safhalardan geçtiğini uzun bir gelişme yolunu izlediğini görürüz. Sonrakizamanlarda böyle düşüncelere İslam dininin de etkileri olmuştur.Normal olarak insanın yaradılışı ve onun hayatı hakkındaki mitler, ölüm ve ölümden sonrakihayat ve onunla ilgili inançlarla birleştirilmiştir. İslam’a kadarki Tenrilik dünya görüşünde, ervahainanmak ve ölen insanların bizlerle beraber öbür dünyada yaşamaya devam ettiği yönündeki inanışlar yeralmıştır. Ölen insanların arkasından verilen büyük, ihtişamlı yıl aşı merasimi onu, dönmemek üzereolağanüstü bir hayata uğurlama geleneği ile aynı işlevi görmektedir. Böyle bir düşüncenin kaynağı elbetteen eski mitik inanışlardır. Etrafımızı kuşatan dünyayı insan şeklinde algılamakla birlikte, ölen insanlarında onların arasına katılacağı; yani kendisinin geldiği yere tekrar döneceği inancı eski, sistematik hâlegelmiş, birbirinden hiç bir zaman kopmamış inançların uzantılarıdır. Böylece dünyanın sonu dediğimiz“ahir zaman” inancını; insanın yaradılışı, ömür sürmesi, ölmesi ve öbür dünyada tekrar ömür sürmesi gibibelli bir sistemin, rutin bir tertibi olan takvimin sonu olarak değerlendirmemiz mümkündür.Eskatolojik (Eschatology) mitler diye adlandırdığımız bu hikâyeler toplumsal düşünceninkarşılaştırmalı olarak seviyesinin yükseldiği zamanın, başka bir ifadeyle mitik düşüncenin klasik seviyeyeulaştığı zamanın ürünleridir. Ahiret zamanı henüz gelmemiş, fakat gelmesi de mümkündür. Mit mantığınagöre bütün dünyanın normal düzeni bozulduğu zaman ahiret zamanı gelecektir. Dünyanın normal düzeni,herhangi bir soyut kavram değil, mitte beyan edilen bir zamanlardaki Kudayların, alpların, demiurgların,ilk kahramanların yapıp yarattıkları düzen ve desturdur. Örneğin yukarıda söylenen Jetikarakşıl mitindekiAkbozat ile Kökbozat’ı yedi hırsız her gün kuşatırlarmış, eğer bu iki atı ele geçirirlerse o zaman ahiretzamanı gelirmiş. Bu, baştan kalıplaşmış, düzene girmiş, mitik zamanlarda yerleşmiş durumlar ile gökyüzücisimlerinin her zamanki alışılmış düzenlerinden ayrıldıkları gün dünya alt – üst olur şeklindeki inanıştandoğmuş olmalıdır. Mitlerde geleceğin nasıl olacağı, mitik zamanlarda yerleşmiş veyahut da kalıplaşmışdurumun bozulup bozulmamasına bağlıdır. Daha sonra bu düşünce eski dinlere de, evrensel klasik dinlerede esas olarak alınmıştır.Miti mit yapan başlıca özelliklerden birisi; mitik zaman kavramıdır. Bu zaman tekrarlanmayan,çok eski zamanlardaki özel bir zaman veyahut da zaman mefhumunun başıdır. Mitik zaman ile şimdikizamanın farkı; sadece aradan çok fazla zamanın geçmesi değil, en başta bizi kuşatan çevrede, dünyadameydana gelen ilk hareketin yapıldığı, ilk harekete başlandığı ve önemli işlerin başarıldığı vakit olarakkabul edilmesidir. Vakti bu şekilde algılamak, dinleyiciyi zamanın dışına çekip çıkarır. Üstüne üstlük“özel olay, özel bir zamanda meydana gelir” şeklindeki bir anlayış, dinleyicinin mitteki olayın ne kadartuhaf olduğuna bakmaksızın onu gerçek olarak kabul etmesini sağlar. Mitik zamanın ilk ve bütün şeylerinyaratılış zamanı olduğunu bildirir. Oysa bundan sonraki, ya da şimdiki zaman olarak daadlandırabileceğimiz zaman o eski zamandaki kalıplaşmış durumların sonucudur; geleneği korumanın veyerine getirmenin zamanıdır. Çünkü ata –babaların düzeni, onların yerleştirdiği gelenek- görenek eninanılır, en doğru yoldur; onların zamanı kutsal vakittir.Mitte gökyüzü cisimlerinin hareketi, dağ, nehir, göl ve tabiat olayları, insanın kesin, kendisininbildiği toplumsal ilişkiler düzeyine indirgenip, onların bazı ufak tefek benzerlikleri denkleştirilip tasviredildiğinden, mit mekanı oldukça geniş ve genel olarak söyleyecek olursak evrensel ölçülerdedir.Anlatma yolu somut, anlamı ise olabildiğince geniş ve yoruma açıktır. Olaylar ve insan faaliyetlerinin bir356
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
ÇEVİRİLER - AKTARMALARANAR, (Çe
- Page 7 and 8:
Minara Aliyeva EsenBiz, Lobnor ağz
- Page 9 and 10:
Minara Aliyeva Esenbazı özellikle
- Page 11 and 12:
A. İrfan AypayAvrupa ile ilgili es
- Page 13 and 14:
A. İrfan Aypayhinto: Macarca. Koç
- Page 15:
A. İrfan Aypaypiştov: İtalyanca
- Page 20 and 21:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 22 and 23:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 24 and 25:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 26 and 27:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 28:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 31 and 32:
Ali Erolkaçınılmazdır: "İmge,
- Page 33 and 34:
Ali Erolbir benzerlik, tabiî olan
- Page 35 and 36:
Ali ErolSamipaşazade Sezaî’ye y
- Page 38 and 39:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 40 and 41:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 42 and 43:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 44:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 47 and 48:
Selma GülsevinGramerlerimizde, gen
- Page 50 and 51:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 52 and 53:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 54 and 55:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 56:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 59 and 60:
Alimcan İnayetbilinçsiz olması b
- Page 61 and 62:
Bahadır Bumin ÖzarslanGirişÜzer
- Page 63 and 64:
Bahadır Bumin ÖzarslanTopluluk me
- Page 65 and 66:
Bahadır Bumin Özarslantemsil edil
- Page 67 and 68:
Bahadır Bumin Özarsland. Üyeliğ
- Page 69 and 70:
Bahadır Bumin ÖzarslanKomisyon, y
- Page 71 and 72:
Bahadır Bumin Özarslan2. Görüş
- Page 73 and 74:
Bahadır Bumin ÖzarslanGaranti ve
- Page 75 and 76:
Bahadır Bumin ÖzarslanD. Dış İ
- Page 77 and 78:
Bahadır Bumin Özarslanyerine gör
- Page 79 and 80:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 81 and 82:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 83 and 84:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 85 and 86:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 88 and 89:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 90 and 91:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 92 and 93:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 94 and 95:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 96 and 97:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 98 and 99:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 100 and 101:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 102 and 103:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 104 and 105:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 106 and 107:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 108 and 109:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 110 and 111:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 112 and 113:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 114 and 115:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 116 and 117:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 118 and 119:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 120 and 121:
Harezm Türkçesinde İkilemelerVI.
- Page 122 and 123:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 124 and 125:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 126 and 127:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 128 and 129:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 130 and 131:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 132 and 133:
Satır Aralarını Okumak Azerbayca
- Page 134 and 135:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 136 and 137: Çuvaşçabulundurulması müphemdi
- Page 138 and 139: Çuvaşça‘evde olan kişi’, at
- Page 140: Çuvaşçavurgulanabilir. Birbirini
- Page 143 and 144: Sir Gerard Clausongrupların bazı
- Page 145 and 146: Sir Gerard Clausonamaçla ortaya ko
- Page 147 and 148: Sir Gerard ClausonTabloları hazır
- Page 149 and 150: Sir Gerard Clauson13 egg yumurtğa
- Page 151 and 152: Sir Gerard ClausonTamamlayıcı Mad
- Page 153 and 154: Sir Gerard ClausonS 89 rub türt- (
- Page 156 and 157: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 160 and 161: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 162 and 163: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 164 and 165: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 166 and 167: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 168 and 169: Uygur Şiveleri Üzerinenogay derle
- Page 170 and 171: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 172 and 173: Diller ve YazıÇinlilerin eski, g
- Page 174 and 175: Diller ve Yazıalet ile ilk mağara
- Page 176 and 177: Diller ve Yazıyazılarının atas
- Page 178 and 179: Diller ve YazıDinlerini Roma’dan
- Page 180 and 181: Diller ve YazıŞekil 4. Mısır Al
- Page 182: Diller ve YazıSlav Rus Karşılı
- Page 185: Şakir İbraevTemirkazık’a bağl
- Page 189 and 190: Şakir İbraevKAYNAKLAR Kaskabasov,
- Page 191 and 192: Liliya İbrahimovagöz açıp kapay
- Page 193 and 194: Liliya İbrahimovaHırpalayıp koym
- Page 195 and 196: Liliya İbrahimovaBu, Türk destanl
- Page 197 and 198: Kalık İbraimovçelişkili zorlukl
- Page 199 and 200: Kalık İbraimov1. Kırgız toplumu
- Page 201 and 202: Kalık İbraimovİnsan ve hayvan il
- Page 203 and 204: Kalık İbraimovörneğin bazı Kı
- Page 205 and 206: Kalık İbraimovne kadar tatlı rü
- Page 207 and 208: Ebrar KerimullinEllili yıllarda ve
- Page 209 and 210: Ebrar KerimullinTablo 3. Kazan:Şeh
- Page 211 and 212: Ebrar KerimullinKazak edebiyatını
- Page 213 and 214: Ebrar Kerimullinİşte bunlar Kazak
- Page 215 and 216: Ebrar Kerimullin5. “Kazak Şekirt
- Page 217 and 218: Ebrar Kerimullinçıkarılan kitapl
- Page 219 and 220: Ebrar KerimullinGördüğümüz gib
- Page 222 and 223: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 224 and 225: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 226 and 227: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 228 and 229: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 230: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 233 and 234: Yunus Memmedovgünümüzde dahi bu
- Page 235 and 236: Yunus Memmedovsb. “Struktura i İ
- Page 237 and 238:
Yunus Memmedov“Ad günü” ifade
- Page 239 and 240:
Bülent Akyay“İç Savaşın Ard
- Page 241 and 242:
Abdullah DemiralÇalışmanın ağ
- Page 243 and 244:
Mustafa Yeniasırbenzerliğine dikk