Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi ÜzerineBu ifadeye bakılırsa, Seyit sanki Kaşgarda geçinememiştir. Geçim sıkıntısıyla yollara düşmüş,önce Aksu, sonra Kuçar, oradan İli’ye gitmiştir. Ancak buralarda da geçimini sağlayamayınca, son olarakÜçturfan’a gitmiştir. İşin aslında, Seyit bir kanun kaçağıdır. Çünkü hakkında tutuklama emribulunmaktadır. Seyit her ne kadar Keşkirimde kün almak / Tes boldi, kettim dese de, gerçekte Kaşgardankaçmıştır. Eğer geçim sıkıntısı yaşasaydı, annesi ve kardeşi Mehmethan’ı da yanına alması icap ederdi.Seyit’in kaçak durumuna düşmesi, onu biraz da eşkıya tipine yaklaştırmaktadır. Destanın Taşkentvaryantında olduğu gibi “zenginlerin malını çalıp fakirlere dağıtması” onun bu yönünü biraz dahanetleştirmektedir.Diğer taraftan, Seyit’in Kaşgardan çıkıp memleket memleket dolaşması onun açık mekân insanıolduğuna işaret etmektedir. Gerçekten Seyit dışa dönük, hareketli, bir yerde durmayan, mert, korkusuz,aktif bir insandır. O, bu özellikleriyle, yine alp tipine has özelliklerini korumuştur. Onun Kuçar’da tekbaşına altı çeriyle dövüşmesi, şehir kapısını tekme atarak açması, Kof zenginzadeyle olan mücadelesi,onun yiğitliğini, korkusuzluğunu gözler önüne serer. Ama bu mücadele belirli bir ideal uğrunaverilmediği için, münferit kalmakta, dolayısıyla Seyit için öngörülen alp tipi, nitelik değiştirerek kabadayıtipine doğru kaymaktadır. Onun sadece yoksula fakire haksızlık yapan bey, ağa ve yöneticilere karşıkoyması, ama bu haksızlıkların asıl kaynağı olan düzene karşı gelmemesi de bunu kuvvetlendirmektedir.O kendi tipini kendi deyimiyle şöyle anlatır: Kiçikige kiçikmen / Çoñiġa çoñmen. / Pişşiķiġa pişşiķmen /Toñiġa toñmen / Tetürige tetürmen / Oñiġa oñmen. “Küçüğüne küçüğüm / Büyüğüne büyüğüm. /Cimrisine cimriyim / Kabaya kabayım. / Ters olana da tersim / İyisine iyiyim” 13 .Görüldüğü gibi, Seyit kendisine saygılı davranana saygı göstermekte, ama ters davranana aslahoşgörü göstermemektedir. Bu da kabadayı tiplerine özgü bir davranış biçimidir. Burada idealize edilmişbir alp tipi söz konusu değildir. Seyit için hayatın anlamı “kimseyi ezmemek ve kendini kimseyeezdirmemek”tir. Onun bundan daha yüce gayesi yoktur. Kendisine iyi davranıldığı zaman, sadece kendidüşmanıyla değil, milletin, toplumun düşmanlarıyla uzlaşmada bir mahsur görmez. Meselâ, SeyitKaraşehirde kendisini def etmek isteyen yöneticilerin hediye olarak verdiği at karşılığında, şehri terketmeye razı olmuştur. Üçturfan’da, vali Ma Şaovu’nun daveti üzerine, sarayda kalır, kadınlarla yatıpkalkar, yiyip içip gününü gün eder. Makul dep Seyit Noçi / Ordida turup ķaptu. / Pülep yel bériş, mahtaş /Cayiġa bérip ķaptu. / Aķ tenge bilen çokan / Künmu-kün kélip ķaptu. “Peki diye Seyit Noçi / Saraydadurup kalmış. / Meth ve övgüler / Son noktaya gelmiş. / Para ve kadınlar da / Gün be gün gele kalmış” 14 .Halbuki, vali Ma Şaovu istilacıların timsalidir, aynı zamanda düzeni de temsil eder. Buradahemen şunu ifade etmek gerekir ki, Ma Şaovu yaşamış tarihi şahıstır. O, Yunnalı Müslüman Çinli olupYang Zengşin’in güvendiği subaylardandı. 1914 yılında Kuça garnizon komutanlığına, sonra da Üçturfanvaliliğine tayin edilmiştir. 1927 yılından sonra Doğu Türkistan’ın güneyinde en yüksek rütbeli memurolmuştur. Nanking hükümetinin sadık adamlarındandır 15 . Ma Şaovu, Seyit’i sevdiğinden değil, onuniradesini zayıflatarak yok etmek amacıyla bir tuzak kurmuştur. Seyit, vali Ma Şaovu’nun isteğineuymakla hem istilacılarla hem düzenle uzlaşmış gözükmektedir. O yönetime ve düzene o kadar güveniyorki, kendisine tuzak kurabileceklerini asla düşünmez. Seyit daha da ileri giderek, başlangıçta karşı çıktığı,yok etmek istediği yönetimden makam bile tamah eder. Ma Şaovu, Seyit’in idam mektubunu yazıp kendieline vererek Kaşgar’a yolcu ederken şöyle der: Bu hétimni apirip / Ber Titeyniñ özige. / Séni başliķ ķipķoyar / Töt davziniñ birige. “Bu mektubu götürüp / Ver Titey’in kendisine / Seni baş yapar belki / Dörtkapının birine” 16 .Seyit, belki küçük bir makam uğruna, yolda Hızır’ı temsil eden Tuzcu Dede (Tuzçi Bovay)ninciddi uyarmasına rağmen, koynunda taşıdığı mektubu açmayı reddeder. Diyor ki: Amanetke hiyanet /13 Abdulkerim Rahman, age., s. 53.14 Abdulkerim Rahman, age., s. 61.15 Andrew D. W. Forbes, Doğu Türkistan Harp Beyleri, Çeviren: Envercan, Doğu Türkistan Vakfı Yayını, İstanbul 1991, s. 457-458.16 Abdulkerim Rahman, age., s. 64.223
Alimcan İnayetNamert işidur. / Palaketniñ amriġi / Korkkan kişidur. “Emanete hıyanet etmek / Namerdin işidir. /Felaketin sevdiği / Korkak kişidir” 17 .Mertlik, destanda Seyit’in ısrarla vurgulanan özelliklerinden biridir. Seyit mertlikten hiç tavizvermez. Kaşgar valisi Ma Titey’in çerileri onu tutuklamaya geldiğinde, o hiç karşılık göstermeden“hanniñ vacip yarliġi” 18 diyerek ellerini uzatır. Onun için mertliğin yanında hayatın o kadar önemi yoktur.Kelse ecel navada / Cannı aladur. / Sular akıp astida / Taşlar kaladur. “Ecel gelirse eğer / Canı alacak. /Sular akıp dibinde / Taşlar kalacak” 19 .O kendi idam mektubunu Kaşgar valisi Ma Titey’e sunduktan sonra, Ma Titey kurnazlıkla onuidam etmeye kıyamadığını ifade eder. Bunun üzerine mert Seyit, Ma Titey’in ikilemde kalmaması, hanakarşı suçlu duruma düşmemesi için hemen kendisini idam etmesi gerektiğini söyler.“-Ey ambal” – dedigañguñ / Teñlikte turup kalma. / Hanniñ aldida asi / Gunakar bolup kalma. / Çeriklerge éyt derhal /Miltiġiġa ok salsun. / Moytuñziġa ép çiķip / Hayalsiz cénim alsun. “-Ey Ambal 20 dedi Noçi, / Arada durupkalma. / Han'ın karşısında asi / Günahkâr olup kalma. / Askerlere emret derhal / Tüfeğini hazırlasın /İnfaz meydanına götürüp / Hemen canımı alsın” 21 .Burada hemen şunu da ilave edelim ki, Ma Titey de yaşamış tarihi şahıstır. Tarihte Ma Fuşingadıyla bilinmektedir. Ma Fuşing Yunnanlı Müslüman Çinlidir. 1911 yılında Urumçide Mançu Qingsülalesi tarafından toplanan Çinli müslüman askerlerinin başına tayin edilmiştir. 1915’te Yang Zengşintarafından Kaşgar valiliğine atanmıştır. 1924 yılına kadar Doğu Türkistan’ın güney bölgesinde terörlehüküm sürmüştür. 1924 yılında Yang Zengşin’in emriyle Ma Şaovu tarafından öldürmüştür 22 .Seyit, kendisini tutuklamaya gelen askerlere şaşırtıcı bir şekilde Hiç guna yok silerde/Hanniñvacip yarliği. “Hiç günah yok sizde / Han’ın vacib fermanı” der 23 . Bu ifade Seyit’in otoriteye itaat etmeyide mertliğin, yiğitliğin gereği olarak gördüğünü göstermektedir. Seyit’in bu anlayışının, Türklerindevletine bağlı olma anlayışından kaynaklandığı kesindir. Ancak burada şu husus asla gözardıedilmemelidir ki, buradaki devlet meşru devlet değildir, istilacılar tarafından oluşturulan, yasa dışı,adaletsiz, zorba bir devlettir. Hanniñ vacip yarliği ancak bir milletin meşru hakimiyeti için kullanılabilirifadedir. Seyit’in bu ifadeyi gayri meşru bir hakimiyet için kullanması, onun niteliği ne olursa olsun,otoriteye körü körüne itaat etme eğilimini göstermektedir ki, bu da onun saflığını, cahilliğini bir kere dahaortaya koyar.Seyit, idam edilirken kendisini vuracak cellâda daha isabetli ateş etmesi için para bile verir. Meniatsañ ustañ at / Na ustañ yéķin kelme. / Sol köksümni çellep at / Ca ustañ yéķin kelme. / Me, heķķiñge aķteñge. “Beni vursan ustan vur / Acemin yakın gelme. / Sol göğsümü nişan al / Sahte usta yakın gelme! /Al, hakkına akça” 24 .Destancı, bir taraftan Seyit’i mertliğiyle yüceltmek isterken, diğer taraftan da, Seyit’in cahilliğini,saflığını, düşmanın kurnazlığını, 20. yüzyılın gerçeklerinin farklı olduğunu, yiğitliğin, mertliğin artık tekbaşına yeterli olmadığını, bilgili olmak gerektiğini vurgulamak istemektedir. Seyit’in idam edilirkensöylediği şu sözler de bunu doğrular: “Hey Keşkerlik, Keşkerlik / Meni untup kalmañlar. / Mendekbolmay diseñlar / Hergiz nadan bolmañlar. / Nadanlik elip yigitlikte başimni. / Meniñdek elip ketken /Haşimdek adaşımni. / Hetni bilmigen adem / Béşida kezer matem. / Het bilmes nadanlarġa / Karañġuiken alem.“Ey Kaşgarlı, Kaşgarlı / Beni unutup kalmayın. / Benim gibi olmayım derseniz, / Sakın cahil17 Abdulkerim Rahman, age., s. 66.18 Abdulkerim Rahman, age., s. 74.19 Abdulkerim Rahman, age., s. 66-67.20 Ambal
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4: TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6: ÇEVİRİLER - AKTARMALARANAR, (Çe
- Page 7 and 8: Minara Aliyeva EsenBiz, Lobnor ağz
- Page 9 and 10: Minara Aliyeva Esenbazı özellikle
- Page 11 and 12: A. İrfan AypayAvrupa ile ilgili es
- Page 13 and 14: A. İrfan Aypayhinto: Macarca. Koç
- Page 15: A. İrfan Aypaypiştov: İtalyanca
- Page 20 and 21: C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 22 and 23: C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 24 and 25: C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 26 and 27: C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 28: C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 31 and 32: Ali Erolkaçınılmazdır: "İmge,
- Page 33 and 34: Ali Erolbir benzerlik, tabiî olan
- Page 35 and 36: Ali ErolSamipaşazade Sezaî’ye y
- Page 38 and 39: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 40 and 41: Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 42 and 43: Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 44: Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 47 and 48: Selma GülsevinGramerlerimizde, gen
- Page 50 and 51: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 52 and 53: Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 56: Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 59 and 60: Alimcan İnayetbilinçsiz olması b
- Page 61 and 62: Bahadır Bumin ÖzarslanGirişÜzer
- Page 63 and 64: Bahadır Bumin ÖzarslanTopluluk me
- Page 65 and 66: Bahadır Bumin Özarslantemsil edil
- Page 67 and 68: Bahadır Bumin Özarsland. Üyeliğ
- Page 69 and 70: Bahadır Bumin ÖzarslanKomisyon, y
- Page 71 and 72: Bahadır Bumin Özarslan2. Görüş
- Page 73 and 74: Bahadır Bumin ÖzarslanGaranti ve
- Page 75 and 76: Bahadır Bumin ÖzarslanD. Dış İ
- Page 77 and 78: Bahadır Bumin Özarslanyerine gör
- Page 79 and 80: Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 81 and 82: Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 83 and 84: Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 85 and 86: Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 88 and 89: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 90 and 91: Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 92 and 93: Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 94 and 95: Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 96 and 97: Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 98 and 99: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 100 and 101: Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 102 and 103: Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 104 and 105:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 106 and 107:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 108 and 109:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 110 and 111:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 112 and 113:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 114 and 115:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 116 and 117:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 118 and 119:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 120 and 121:
Harezm Türkçesinde İkilemelerVI.
- Page 122 and 123:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 124 and 125:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 126 and 127:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 128 and 129:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 130 and 131:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 132 and 133:
Satır Aralarını Okumak Azerbayca
- Page 134 and 135:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 136 and 137:
Çuvaşçabulundurulması müphemdi
- Page 138 and 139:
Çuvaşça‘evde olan kişi’, at
- Page 140:
Çuvaşçavurgulanabilir. Birbirini
- Page 143 and 144:
Sir Gerard Clausongrupların bazı
- Page 145 and 146:
Sir Gerard Clausonamaçla ortaya ko
- Page 147 and 148:
Sir Gerard ClausonTabloları hazır
- Page 149 and 150:
Sir Gerard Clauson13 egg yumurtğa
- Page 151 and 152:
Sir Gerard ClausonTamamlayıcı Mad
- Page 153 and 154:
Sir Gerard ClausonS 89 rub türt- (
- Page 156 and 157:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 160 and 161:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 162 and 163:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 164 and 165:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 166 and 167:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 168 and 169:
Uygur Şiveleri Üzerinenogay derle
- Page 170 and 171:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 172 and 173:
Diller ve YazıÇinlilerin eski, g
- Page 174 and 175:
Diller ve Yazıalet ile ilk mağara
- Page 176 and 177:
Diller ve Yazıyazılarının atas
- Page 178 and 179:
Diller ve YazıDinlerini Roma’dan
- Page 180 and 181:
Diller ve YazıŞekil 4. Mısır Al
- Page 182:
Diller ve YazıSlav Rus Karşılı
- Page 185 and 186:
Şakir İbraevTemirkazık’a bağl
- Page 187 and 188:
Şakir İbraevKazak mitlerinin baş
- Page 189 and 190:
Şakir İbraevKAYNAKLAR Kaskabasov,
- Page 191 and 192:
Liliya İbrahimovagöz açıp kapay
- Page 193 and 194:
Liliya İbrahimovaHırpalayıp koym
- Page 195 and 196:
Liliya İbrahimovaBu, Türk destanl
- Page 197 and 198:
Kalık İbraimovçelişkili zorlukl
- Page 199 and 200:
Kalık İbraimov1. Kırgız toplumu
- Page 201 and 202:
Kalık İbraimovİnsan ve hayvan il
- Page 203 and 204:
Kalık İbraimovörneğin bazı Kı
- Page 205 and 206:
Kalık İbraimovne kadar tatlı rü
- Page 207 and 208:
Ebrar KerimullinEllili yıllarda ve
- Page 209 and 210:
Ebrar KerimullinTablo 3. Kazan:Şeh
- Page 211 and 212:
Ebrar KerimullinKazak edebiyatını
- Page 213 and 214:
Ebrar Kerimullinİşte bunlar Kazak
- Page 215 and 216:
Ebrar Kerimullin5. “Kazak Şekirt
- Page 217 and 218:
Ebrar Kerimullinçıkarılan kitapl
- Page 219 and 220:
Ebrar KerimullinGördüğümüz gib
- Page 222 and 223:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 224 and 225:
Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 226 and 227:
Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 228 and 229:
Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 230:
Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 233 and 234:
Yunus Memmedovgünümüzde dahi bu
- Page 235 and 236:
Yunus Memmedovsb. “Struktura i İ
- Page 237 and 238:
Yunus Memmedov“Ad günü” ifade
- Page 239 and 240:
Bülent Akyay“İç Savaşın Ard
- Page 241 and 242:
Abdullah DemiralÇalışmanın ağ
- Page 243 and 244:
Mustafa Yeniasırbenzerliğine dikk