Cengiz Aytmatov’un Sanatkârane Yaratıcılığında Mitolojik Motifleryayımlanan genç yazarların kolektif seçme kitabının ön sözünü yazan Anatoliy Kim, bu hikâye hakkındaşöyle der: “Hikâyede sinematografik şeyler çok, yani oldukça gözle görülür, tam sinema araçlarıylabeyaz perdeye aktarılacak unsurlar çok.” 24Buna bağlı olarak belirtmekte yarar var ki, 60’lı yıllardan itibaren atların acıklı hayatını tasviretmede orijinal ve konuyla ilgili oldukça parlak çözümleri sunarak en çok emek sarf eden ve bu konuyusıkça işleyenler, senaristlerdi. Örnek olarak, Alber Lyamoris’in “Beyaz Yele”, C. Aytmatov’un “ElvedaGülsarı” eserinden uyarlanan “Rahvan Atın Koşusu”, “Braslet-2” filmlerini sıralayabiliriz. Bu konununişleyişinde Kırgız ve Özbek sinematograficilerin emeği bir hayli büyüktür. Burada, ilk önce T. Okeev’in“Bunlar Atlar”, “Çocukluğumuzun Gökyüzü” ve Özbek sinema yönetmeni Damir Salimov’un (kendisenaryosu) “Daire” filmlerini sıralayabiliriz.Şklovskiy’in anılarında, Mayakovskiy bir ara şöyle demiş: “Atlar, konuşmayı bilmediklerinden,hiçbir zaman kendi aralarında ilişkilerini zora sokmazlar, bunun için de onlarda intihar olayları yaygındeğildir.”Bütün sorun, suçsuz, suskun atın acılarının, ölümünün insandan kaynaklanmasıdır. Yukarıda sözettiğimiz sinema sanatının her bir eseri, esas itibarıyla, bu ebedî hakikatin şu ya da bu düğüm anlarınıanlatır. At yaşamının bir çok anları (doğum, anne memesi, yayladaki kaygısız, gamsız yaramaz tayçocukluğu, korkunç kovalama, üzerine çıkan binicinin ağırlığından sırtındaki şiddetli ağrılar, binenidüşürmek için boşu boşuna hareketler, gayretler, dudaklarını kana boyayan gemler, acı küskünlük, bütündünyaya olan kızgınlık, iradesini öldüren hücre, sonra da arı yuvası gibi uğuldayan hipodrom, çalınan çansesi, hızlı koşular, salhane, kasabın tam kalbe doğru saplanan kanlı bıçağı, zavallı atın parlayan ılık gözyaşları...) söz ettiğimiz T. Okeev’in bantlarında olağanüstü dokunaklı bir güç ile gösterilmiştir. Elbette kibu, zavallı hayvanlara acıyarak et yemeklerini reddeden dindar bir vejetaryanın protestosu değildir. Hiçde öyle değildir. T. Okeev’in ihtiraslı filmleri tabiat ve uygarlığın, ilim ile teknolojik ilerleme ve manevîahlâkîkültürün, çökmekte olan millî etnik enstitü ve çağdaş sanayileşme ve şehirleşmenin arasındakiçelişkili ilişkileri heyecanlı bir kavrayış sonucu ortaya çıkmıştır. Bu sanatsal mekânın bir kutbundakendisiyle dünyanın başlangıç durumunu temsil eden asil at bulunmaktadır; ondan evreni ile bağlı bütünbir kavrayış yayılmaktadır. Başka bir kutupta ise iş ve düzen durumlarının akıbetini işaretlerle haberdareden çağdaş uygarlığın her tür sıfatları, tip sembolleri bulunmaktadırlar. Bu kutupların kızışması,çarpışması süje ve dramların kıvılcımını çıkarıyor.Örneğin, Rabiev’in hikâyesinde, bu zıtlı kutupların umumileştirilmiş tipik kategorileri olarak biryandan şehir, diğer yandan ise at olduğunu fark edebiliriz. Bunun için, kurallara göre, özgün şartlarındikkati altında, şehirde atları bulundurmak katiyen yasaktır. Bundan dolayı kanunun her harfinebütünüyle uyarak hizmet eden ilçe polisi, hiç tereddüt etmeden sahibini savaş yıllarında mutlak ölümdenkurtaran ve onunla tâ Berlin’e kadar varan, Ahmad’ın can dostu ve atı Bura’yı salhaneye gönderir. Tabiiki de kanun kanundur. Fakat hayat sadece kanunlardan ibaret değildir. Kutsal sayılan ve insanı insan,hayatı ise hayat yapan vicdan, insanlık, merhamet gibi anlamlar da vardır. Atın şehirdeki acıklı hayatı veonun için çabalayan ihtiyar ve çocuğun asil (aydın) tipleriyle yazar, sanki okuyucuları hayatımızın uçköşeli taşları olan bu kutsal değerler üzerinde ciddi ve sorumluluğu üzerine alarak düşünmeye davetediyor gibidir. Hikâyenin son sayfalarında, yazar çocuğun saf çocuksu hayallerini anlatmaktadır. “ Şimdiona Bura’yı geri verirler ve Atı Kurtarış Günü başlayacak. O üzengiyi ele alacak ve Bura’yı evegötürecek. Polis trafiği durdurarak önde gidecek. Bütün kaldırımlarda içleri sevinçle dolu insanlar, buharika manzarayı görmek için toplanacak. Şehrin her köşesinden çocuklar gelerek onun arkasındankoşarlar ve at üzengisini tutan çocuğa kıskançlık dolu gözlerle bakarlar. Evet, bu gerçek bir bayramolacak! Sonra o, Bura’ya her sabah kovada su ve bir avuç şekerle gelir. O, otlar üzerine uzanır ve sıradışı güzelliklerle ilgili hayaller kurar. Sonra ise uykuya dalar ve çocukların hiç biri hiç bir zaman onun24 A. Kim “...İ jit’ çestno. –V kn.:Galimov R. Skazoçnik. Rabiev A. Kogda uşol dorvoz. Veselova N. Ot otsa k materi” (“ŞerefliYaşamak”, R. Galimov. Masalcı., A. Rabiev. Dorvoz Gittiğinde., N. Veselova. Babadan Anneye, kitabından)- M.: MolodayaGvardiya, 1982, s. 7.373
Kalık İbraimovne kadar tatlı rüyaları gördüğünü öğrenemez.!” 25 “... ve rüyasında o kendisini, sanki kadifeden bir otunüzerinde koşarken görüyordu, etrafında ise ince ayaklı, uzun yeleli taylar hoplayıp zıplıyorlardı. Ve nekadar da canı, ruhu sevinçliydi, ve arkasından kanatlar uzuyor, ve o taylarla yarışıyor. Ve güzel, iyikalpli dünya onlara doğru uçarak gelmektedir...” 26“Daire” filminde ise, kaygısız tayken kader yazgısıyla, esarete, uzaktaki şehrin hipodromunagönderilen atın sahibi Almaz’ın sevdiği atını kurtarmayı hayal eden saf ve aydın tipi ile tanışıyoruz. Film,çocuğun, zavallı atların hapsedildiği hipodrom kapılarının açılması ve bu hayvanların güneşin ilkışıklarıyla aydınlanan sonsuza doğru giden yoldan, ilk defa güneş ışığını, dünyayı gördükleri kutsalyaylalarına dönmelerini dileyen hayal duasıyla sonuçlanır.Böylece insan gerçek yaşamında yapamadığı şeyleri, hiç olmazsa hayallerinde gerçekleştirmeyeçalışır. Gerçek ise, bilindiği gibi, yeni ve eskinin, uygarlığın ve arkaiğin, ataerkilliğin ve şehirleşmenin,doğal ve sunî tabiatın karmaşık yığışımıdır. Uygarlık günümüzde, uzak sayılan ve önceden at ile zorvarılan dağlık yaylalara kadar yayılmıştır. Uygarlığın hücumunu, dağlarda yol alan kuvvetli büyükkamyonlar, kayaları parçalayan patlamalar ve bu patlamalardan ürkerek, bu korkunç felaketten kurtulmakiçin gözünün gördüğü her tarafa koşarak kaçan zavallı atlar temsil etmektedir. “ÇocukluğumuzunGökyüzü” filmindeki kurtulmak için kudurmuşçasına ufuklar boyunca sürülerin kaçışı, atların kişneme veinleyişleri, ayak patırtısı, toz, böğürtü: bunların hepsi çok şey ifade eder. Arkaiklik ve çağdaş şehirleşme,sanayileşme ve çok tanrılık başlangıçları (temelleri) uzlaşmazca, acımasızca çarpışmaktadırlar.“Hayatım boyunca at resimlerini yaptım,- diyor meşhur ressam Mark Şagal. – Ben onları,dedeminkinde, Liyozno’da görmüştüm. Dedemin sıkça yakınlardaki köylere giderken beni de yanınaalmasını hep rica ederdim, çünkü o oralara kendi et dükkanına mal almaya giderdi. Dedem hayvanıavluda, hangar altında keserdi.Bütün gördüğüm atlar coşkun bir durumda bulunduklarından dolayı, ben şöyle düşündüm: belkide onlar bizden daha mutlular? Atın önünde tamamen rahatça diz çöker dua okuyabilirsiniz. Büyük alçakgönüllülüğünden dolayı bu hayvanlar her zaman gözlerini indirirler. Benim içimde at tapırtısının nasılyansıdığını hissedebiliyorum. Ben, at üzerine sıçrayarak, gözlerimi kapalı tutarak ileriye, parlayan hayatsahnesine, atılabilirdim. Ben tabiatımı aşarak düşüncelerini ancak Allah’ın bildiği, bu suskun hayvanlararasında kendimi yabancı hissetmemek isterdim... Ben, “nasıl yaşayabilirim, nasıl kendi kendimden,dünyadan kaçabilirim, kime koşabilirim, nereye gidebilirim?” sorularını sormak için atın arkasındankoşardım.” 27Düşünüyoruz ki, “ At gibi dünyayı hisseden ve düşünen, kendisini at düşüncesiyle kavrayan”(Gaçev), yaratıcılığında şöyle ya da böyle zavallı atın hayatı ve kaderine değinen her hangi bir yazar,Şagal’ın bu sözleri altına kendi imzasını atardı.Çeviren: Bakıt İmanak SAGINBEKOV *25 A. Rabiev, “Posledniy kon’. V kn.: Nad propastyu (tadjikskie povesti)” (Son At, “Uçurumun Kenarında” (Tacik hikâyeleri)kitabından), -M.: Hudojestvennaya Literatura, 1987, s. 528-529.26 A. G. K. s. 519.27 Mark Şagal, “Vs’o eto es’t’ v moih kartinah” (Bunların Hepsi Benim Resimlerimde Mevcut), Literaturnaya Gazeta, 1985, 16Ekim, s. 15.* Arş. Gör.; <strong>Ege</strong> Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü.374
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
ÇEVİRİLER - AKTARMALARANAR, (Çe
- Page 7 and 8:
Minara Aliyeva EsenBiz, Lobnor ağz
- Page 9 and 10:
Minara Aliyeva Esenbazı özellikle
- Page 11 and 12:
A. İrfan AypayAvrupa ile ilgili es
- Page 13 and 14:
A. İrfan Aypayhinto: Macarca. Koç
- Page 15:
A. İrfan Aypaypiştov: İtalyanca
- Page 20 and 21:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 22 and 23:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 24 and 25:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 26 and 27:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 28:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 31 and 32:
Ali Erolkaçınılmazdır: "İmge,
- Page 33 and 34:
Ali Erolbir benzerlik, tabiî olan
- Page 35 and 36:
Ali ErolSamipaşazade Sezaî’ye y
- Page 38 and 39:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 40 and 41:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 42 and 43:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 44:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 47 and 48:
Selma GülsevinGramerlerimizde, gen
- Page 50 and 51:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 52 and 53:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 54 and 55:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 56:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 59 and 60:
Alimcan İnayetbilinçsiz olması b
- Page 61 and 62:
Bahadır Bumin ÖzarslanGirişÜzer
- Page 63 and 64:
Bahadır Bumin ÖzarslanTopluluk me
- Page 65 and 66:
Bahadır Bumin Özarslantemsil edil
- Page 67 and 68:
Bahadır Bumin Özarsland. Üyeliğ
- Page 69 and 70:
Bahadır Bumin ÖzarslanKomisyon, y
- Page 71 and 72:
Bahadır Bumin Özarslan2. Görüş
- Page 73 and 74:
Bahadır Bumin ÖzarslanGaranti ve
- Page 75 and 76:
Bahadır Bumin ÖzarslanD. Dış İ
- Page 77 and 78:
Bahadır Bumin Özarslanyerine gör
- Page 79 and 80:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 81 and 82:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 83 and 84:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 85 and 86:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 88 and 89:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 90 and 91:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 92 and 93:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 94 and 95:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 96 and 97:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 98 and 99:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 100 and 101:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 102 and 103:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 104 and 105:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 106 and 107:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 108 and 109:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 110 and 111:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 112 and 113:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 114 and 115:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 116 and 117:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 118 and 119:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 120 and 121:
Harezm Türkçesinde İkilemelerVI.
- Page 122 and 123:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 124 and 125:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 126 and 127:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 128 and 129:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 130 and 131:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 132 and 133:
Satır Aralarını Okumak Azerbayca
- Page 134 and 135:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 136 and 137:
Çuvaşçabulundurulması müphemdi
- Page 138 and 139:
Çuvaşça‘evde olan kişi’, at
- Page 140:
Çuvaşçavurgulanabilir. Birbirini
- Page 143 and 144:
Sir Gerard Clausongrupların bazı
- Page 145 and 146:
Sir Gerard Clausonamaçla ortaya ko
- Page 147 and 148:
Sir Gerard ClausonTabloları hazır
- Page 149 and 150:
Sir Gerard Clauson13 egg yumurtğa
- Page 151 and 152:
Sir Gerard ClausonTamamlayıcı Mad
- Page 153 and 154: Sir Gerard ClausonS 89 rub türt- (
- Page 156 and 157: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 160 and 161: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 162 and 163: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 164 and 165: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 166 and 167: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 168 and 169: Uygur Şiveleri Üzerinenogay derle
- Page 170 and 171: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 172 and 173: Diller ve YazıÇinlilerin eski, g
- Page 174 and 175: Diller ve Yazıalet ile ilk mağara
- Page 176 and 177: Diller ve Yazıyazılarının atas
- Page 178 and 179: Diller ve YazıDinlerini Roma’dan
- Page 180 and 181: Diller ve YazıŞekil 4. Mısır Al
- Page 182: Diller ve YazıSlav Rus Karşılı
- Page 185 and 186: Şakir İbraevTemirkazık’a bağl
- Page 187 and 188: Şakir İbraevKazak mitlerinin baş
- Page 189 and 190: Şakir İbraevKAYNAKLAR Kaskabasov,
- Page 191 and 192: Liliya İbrahimovagöz açıp kapay
- Page 193 and 194: Liliya İbrahimovaHırpalayıp koym
- Page 195 and 196: Liliya İbrahimovaBu, Türk destanl
- Page 197 and 198: Kalık İbraimovçelişkili zorlukl
- Page 199 and 200: Kalık İbraimov1. Kırgız toplumu
- Page 201 and 202: Kalık İbraimovİnsan ve hayvan il
- Page 203: Kalık İbraimovörneğin bazı Kı
- Page 207 and 208: Ebrar KerimullinEllili yıllarda ve
- Page 209 and 210: Ebrar KerimullinTablo 3. Kazan:Şeh
- Page 211 and 212: Ebrar KerimullinKazak edebiyatını
- Page 213 and 214: Ebrar Kerimullinİşte bunlar Kazak
- Page 215 and 216: Ebrar Kerimullin5. “Kazak Şekirt
- Page 217 and 218: Ebrar Kerimullinçıkarılan kitapl
- Page 219 and 220: Ebrar KerimullinGördüğümüz gib
- Page 222 and 223: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 224 and 225: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 226 and 227: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 228 and 229: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 230: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 233 and 234: Yunus Memmedovgünümüzde dahi bu
- Page 235 and 236: Yunus Memmedovsb. “Struktura i İ
- Page 237 and 238: Yunus Memmedov“Ad günü” ifade
- Page 239 and 240: Bülent Akyay“İç Savaşın Ard
- Page 241 and 242: Abdullah DemiralÇalışmanın ağ
- Page 243 and 244: Mustafa Yeniasırbenzerliğine dikk