Cengiz Aytmatov’un Sanatkârane Yaratıcılığında Mitolojik Motiflerderin kanaatimize göre, bütün bunların arkasında yine de esas olarak yazarın at hakkında iç, sezgiselarkaik görüşü yer almaktadır. Herkese malum ki, bütün ömrünü eğerde geçiren eski göçebenin günlük veaskerî hayatında, öncelikli ihtiyacı, arkadaşı, dostu olan at, çok büyük rol oynuyordu. Minnettar insan, atı,eski Türk ve Moğol kabilelerinin inançlarına göre baş tanrı Tengri’nin yaşadığı göklere kadar yücelterek,ona ayrı bir ihtimamla davranıyordu. Kırgızlarda “Tulpar” diye adlandıran kanatlı atın taştaki ilkresimleri, V. Volkov ve E. Novgorodova’nın verilerine göre 13 , M.Ö. 5. binde ortaya çıkmıştır. Fakat butip, M.Ö. 5.-3. asırlarda sadece İskit – Sibirya ve İskit – Sak dünyasıyla sınırlı kalmayıp Sayan Altay veMoğolistan topraklarına kadar yayılarak tanınmış ve ün kazanmıştır. 14Bu resimlerin, insanı en çok hayrete düşüren tarafı, siluet olarak yukarıya doğru sıçrayan ve sankibir anlığına uçuşta donakalan Aytmatov’un yarattığı yürük atın portresini bütünüyle canlandırmışolmalarıdır. Demek ki, göçebenin gözlem gücü o kadar yüksekti ki, yavaş çekimin ortaya çıkışıyla çağdaşinsanın ancak fark edebileceği şeyi yakalayabilmiş, bundan daha ziyade de canlandırabilmiştir.İnsanın “dört ayaklı kardeşinin” tipi, halk masallarında, kahramanlık destanlarında büyük bir yertutmaktadır. O eserlerde at, bir taraftan sahip olduğu birçok yetenekleri yanı sıra insanca konuşmakta vebundan dolayı da zoomorf totemler ve koruyucu ruhlar denilenlere yakınlaşmakta, diğer taraftan da genelkahramanlık ihtirasına bağlı olarak tüm olup bitenlerin bütün haklara sahip katılımcısı (“Manas”destanındaki bizi hayrete düşüren ve Akkula ve Taytoru canlı tiplerini hatırlayalım) olmaktadır. “At herzaman ve her yerde insanın yanındadır. O, insanın manevî desteği, kanatlarıdır.”, diye eskiden beri halkarasında söylenir. Hakikaten hiçbir büyük olay, bir düğün bayramı ya da ölüyü anma töreni, at yarışı, atoyunları olmadan gerçekleşmez. Çoğu zaman insanın mutlu ya da mutsuz olması, onun başarı ya dabaşarısızlıkları attan kaynaklanırdı. At kaybederse insan da kaybederdi. Zafer ise hem atı hem de onunsahibini şereflendirirdi. Bunun içindir ki büyük at yarışı başlamadan önce Aytmatov, Tanabay’ınınheyecanı, Gülsarı’ya: “Göreyim seni, Gülsarı, utandırma beni, diye fısıldıyordu. Ne benim yüzümü karaçıkar, ne de kendini rezil et; çünkü hakkımız yok buna. Anlıyor musun?” 15 diye konuşmasındananlaşılmaktadır.Atın kutsal tipi, insan şuurunda, varlığın yüksek çevresiyle bağ kurarak zaman transformasyonunauğratılıyordu. Bu dönüşüm insan şuurunda zamanla yüksek ahlâki niteliklere, temizliğin ve asilliğinsembolüne, her şeyin en güzel, en yüce şekilde canlandırılmasına dönüştü. Bu fikre K.Asanaliev dekatılır: “Gülsarı bu Tanabay’ın canı.” 16M. Borbugulov ise şöyle yazar: “Ruhu olan hayvan 17 , bizde, Kırgızistan’da ata öyle derler. Belkide siz fark etmiş olabilirsiniz ki, Tanabay insanları, yıldız gibi parlayan Gülsarı’ya karşıyaklaşımlarından ölçer, biçer ve hiçbir zaman yanılmaz. Ne zaman yazarın kahramanı ata “değinirse”insanlık ve gaddarlık, samimiyet ve insafsızlık, karakterin enginliği ve bencilliği açılır, meydana çıkar.Gülsarı’yı idealize etme, atı bir tür ulvileştirme: millî, Kırgız motifidir.”Böylece Gülsarı tipinin kökü, ta eski Kırgız sanatının mitolojik geleneğine, daha açık bir ifadeyleatla ilgili arkaik görüşe dayandığı, rahvan Gülsarı atın ve çoban Tanabay’ın hikâyelerinin esasında, eserinsüjesinde, epik bir yapı olduğu apaçık görünmektedir. Fakat, Aytmatov’un eserindeki tarihî devamlılığıdikkate alarak, biz, asıl millî epik özün istisnaî bir durum olduğunu iddia edemeyiz. Tanabay ve Gülsarıikili tipi, ilk önce çağdaş zirveye ulaşmış sanatkârane düşüncenin ürünüdür.13 V. Volkov, E. Novgorodova, “Olennıe kamni Uşkiyn-Uvera (Mongoliya) V kn. Pervobıtnaya Arheologiya Sibiri” (Uşkiyin-Uver’in Geyikli Taşları (Moğolistan), Sibirya’nın İlkel Arkeolojisi kitabından), L.: Nauka, 1975, s. 78.14 K. F. Smirnov, “Savromatı...”, M.: Nauka, 1964, s. 369. B. A. Litvinskiy, “Drevnie koçevniki “Krışi mira”” (Eski Göçmenler“Dünya Çatıları”), M.: Nauka, 1972, tab. 125. K. A. Akişev, “Kurgan İssık. –V kn.: Vglub’ vekov” (“İssık” Kurganı.“Asırların Derinliklerine Doğru” kitabından), Alma –Ata: Calın, 1974, s. 74.15 C. Aytmatov, Bütün Eserleri:1, Cem yayınevi, Yelken Matbaası, İstanbul 1974, s. 310; (Aytmatov Ç. Prosh’ay Gul’sarı!str.123).16 K. Asanaliev, “Otkrıtiye çeloveka sovremennosti” (Çağdaş insanı keşfetme) - Frunze,Kırgızstan, 1968, s. 13017 M. Borbugulov, “Canıbar-imeyuşiy duşu” (Ruhu olan hayvan) - “Literaturnaya gazeta”, 1968, 5 Kasım, s. 4.369
Kalık İbraimovİnsan ve hayvan ilişkilerine dair dünya sanatında birçok eserler mevcuttur. En çetin ahlâki-felsefîsorunlarının kırlıma merkezi olan Tolstoy’un meşhur Holstomer’ini, ya da insan ve atın, İmanbay veAysarala’nın ilişkileri ile ilgili ilginç bir hikâyeyi içeren Sıdıkbekov’un “Dağlar Arasında” romanını(unutmadan, romanın ikinci kitabı Rusça’ya C. Aytmatov tarafından çevrilmiştir) aklımıza getirebiliriz.Holstomer ve Gülsarı tiplerini eğer karşılaştırırsak, onlar temellerine yerleştirilen derin kavrayışla, insanbiçimindeki tabiatlarıyla gerçekten de birbirlerine yakındırlar. Tolstoy, dört ayaklı kahraman tipiniyaratırken, onda kendisinin fikrî-ahlâki arayışları, hümanizm, ahlâki temizlik ve insan güzelliği, onuntabiata yakınlığı, dünyadaki bütün varlığıyla, bir bütün olarak ortaya çıkar. Fakat Tolstoy’un veAytmatov’un at tipini ferdi yorumlamalarında önemli fark bulunmaktadır. Hem “Holstomer”, hem de“Elveda Gülsarı”, zamanlarının özelliklerini, millî geleneklerini taşıyan özel, kendilerine has sanatkârane– estetik yapıya sahiptirler. Eğer bir zamanlar çok meşhur, ama sonradan insanın duygusuzluğu,merhametsizliğinden yılmış bir şekilde bırakılıp unutulan Holstomer günah çıkararak (itiraf ederek) bize,insanın kendisinin insafsızlığı sebebiyle tabiatla bağlarını kopardığını anlatıyorsa, “Elveda Gülsarı”hikâyesi de sosyo-ahlâki çelişkilerin yansıtılmasıyla yeni Sovyet toplumunun oluşmasını tasvir ediyor.Tolstoy’un “Holstomer’i” neredeyse Russo’ya has derin felsefî düşüncelere dalmakta, Aytmatov rahvanatının his ve düşüncelerini tasvir ederken, ancak ata has hissler seviyesinde duygululuğu, dolu taşkınşiirselliği kullanmaktadır. Öte yandan Gülsarı, Holstomer gibi ulvî hisleri ifade eden tabiatın sembolüdür.Fakat, Tolstoy’un atından farklı olarak Gülsarı, insanın gizli arzu ve isteklerinin sözcüsü olarak ortayaçıkar. Gülsarı, Tanabay’ın mânevi dünyasının poetik sembolüdür. Aynı zamanda Aytmatov tabiatıidealleştirmek, insandaki tabiî başlangıcı fetiş haline getirmekten uzaktır. Gülsarı tipi, yazara insankarakterinin negatif yanlarını daha da açık belirtmek için özel bir katalizör olarak gerekmektedir.Eserin sanatsal yapısında duygu ve anlam yükünü, özellikle de Aytmatov’un kullandığı eskiKırgız ağıtı “Karagul Botom” ile yaratıcılıkla sentezleştirdiği diğer meşhur, folklorik motif içerenKococaş avcı hakkında efsane taşımaktadır. Böyle, bir bakışta, iki muhtelif cinsten oluşturulmuş sanatsistemine, zamanında filozof Saliev karşı çıkmıştır. Saliev şöyle yazar: “... Bazı eserlerinde, yazar kendiisteğine göre eski halk menkıbelerinin şeklini değiştiriyor, örneğin “Elveda Gülsarı” hikâyesinde. Fikiryapısına ve muhtevasına göre farklı sayılan “Kococaş” ve ”Karagul Botom destanları, sunî olarakzorlamayla birleştirilmiştir. Demek ki, hepimizin bildiği Boz Keçi’yi, Kococaş değil de, çıkılamazinilemezsarp bir kayada kendisini bulan ve eninde sonunda kendi babası tarafından vurulan başka biravcının oğlu avlamaktadır ve güya bunun neticesinde Karagul Botom ağıtı ortaya çıkmıştır. “Kococaş”ile “Boz Keçi” nerede, trajik tesadüf sonucu yanlışlıkla oğlunu vuran babanın “Karagul Botom” ağıtınerede? Milletin mânevi dünyası, inancı, folklor malzemesi her kimsenin keyfine göre istenildiği gibişekli, içeriği değiştirilecek şeyler değil ki! 18 ” Yazarın, yaratıcılık özgürlüğünü koruma ve az önce yukarıdabahsettiğimiz yorumu tekzip etme amacıyla, K.Asanaliev 19 ve A.Sadıkov 20 çok geçmeden gereklicevapları vermişlerdi.Gerçekten de halk masallarını, ağıtlarını, efsanelerini ve menkıbeleri işleyen, AytmatovAmerika’yı yeniden keşfetmiyor. Halkta varlığını sürdüren folklorik süjelerinin, fikrî-estetik formdeğiştirme geleneğine ta antik edebiyatta bile rastlanır. Zamanında eski Yunan ve Roma mitolojisi,Rönesans sanat ve edebiyatına, 17. asrın Avrupa akılcılığı ve 19.asrın romantizmine biçimciliğe dayanantemel olarak hizmet etti. Mit yeni estetik şekilleri yaratarak 19.asrın sanat ve edebiyatının sanatkarâneyapısını istilâ etmişti. Örnek olarak T. Mann, T. Elliot, J. Joyce, Dj. Abdyke ve diğer yazarların eserlerinigösterebiliriz. Avcı Kococaş efsanenin ve eski Karagul Botom ağıtının ortak noktaları olmadan onlarınsentezi imkânsızdı. Hem birincisi, hem de ikincisi eski avcıların mitolojik zihin ürünüdür, dolayısıylaancak yaratıcılarına has psikolojik damgayı taşımaktadır. Eski çağ avcısının hayatta kalabilmesi içinhayvanlar ona hem av, hem dost hem de düşman olmuştur. Kendisini kuşatan çevreyi mitolojiyedönüştürerek, insan, avdaki başarı ya da başarısızlığı, tamamıyla hayvanların hamisi, ayrıca dağkeçilerinin de hamisi-Kayberen’in iradesine bağlı olduğuna kutsayarak inanmıştır. Büyülü bir rakam18 A. Saliev, “Vstreça s otçey zemlyoy” (Vatanla buluşma), – Kırgızstan Madaniyatı, 1970, 30 Eylül, s. 1119 K. Asanaliev, “Dvijeniye vo vremeni” (Zamanla ilerleme), – Frunze: Kırgızstan, 1978, s. 261-26220 A. Sadıkov, “Na prostorah kritiki” (Tenkidin muhitinde), Frunze: İlim, 1979, s. 14.370
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
ÇEVİRİLER - AKTARMALARANAR, (Çe
- Page 7 and 8:
Minara Aliyeva EsenBiz, Lobnor ağz
- Page 9 and 10:
Minara Aliyeva Esenbazı özellikle
- Page 11 and 12:
A. İrfan AypayAvrupa ile ilgili es
- Page 13 and 14:
A. İrfan Aypayhinto: Macarca. Koç
- Page 15:
A. İrfan Aypaypiştov: İtalyanca
- Page 20 and 21:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 22 and 23:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 24 and 25:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 26 and 27:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 28:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 31 and 32:
Ali Erolkaçınılmazdır: "İmge,
- Page 33 and 34:
Ali Erolbir benzerlik, tabiî olan
- Page 35 and 36:
Ali ErolSamipaşazade Sezaî’ye y
- Page 38 and 39:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 40 and 41:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 42 and 43:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 44:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 47 and 48:
Selma GülsevinGramerlerimizde, gen
- Page 50 and 51:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 52 and 53:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 54 and 55:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 56:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 59 and 60:
Alimcan İnayetbilinçsiz olması b
- Page 61 and 62:
Bahadır Bumin ÖzarslanGirişÜzer
- Page 63 and 64:
Bahadır Bumin ÖzarslanTopluluk me
- Page 65 and 66:
Bahadır Bumin Özarslantemsil edil
- Page 67 and 68:
Bahadır Bumin Özarsland. Üyeliğ
- Page 69 and 70:
Bahadır Bumin ÖzarslanKomisyon, y
- Page 71 and 72:
Bahadır Bumin Özarslan2. Görüş
- Page 73 and 74:
Bahadır Bumin ÖzarslanGaranti ve
- Page 75 and 76:
Bahadır Bumin ÖzarslanD. Dış İ
- Page 77 and 78:
Bahadır Bumin Özarslanyerine gör
- Page 79 and 80:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 81 and 82:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 83 and 84:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 85 and 86:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 88 and 89:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 90 and 91:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 92 and 93:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 94 and 95:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 96 and 97:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 98 and 99:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 100 and 101:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 102 and 103:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 104 and 105:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 106 and 107:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 108 and 109:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 110 and 111:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 112 and 113:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 114 and 115:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 116 and 117:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 118 and 119:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 120 and 121:
Harezm Türkçesinde İkilemelerVI.
- Page 122 and 123:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 124 and 125:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 126 and 127:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 128 and 129:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 130 and 131:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 132 and 133:
Satır Aralarını Okumak Azerbayca
- Page 134 and 135:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 136 and 137:
Çuvaşçabulundurulması müphemdi
- Page 138 and 139:
Çuvaşça‘evde olan kişi’, at
- Page 140:
Çuvaşçavurgulanabilir. Birbirini
- Page 143 and 144:
Sir Gerard Clausongrupların bazı
- Page 145 and 146:
Sir Gerard Clausonamaçla ortaya ko
- Page 147 and 148:
Sir Gerard ClausonTabloları hazır
- Page 149 and 150: Sir Gerard Clauson13 egg yumurtğa
- Page 151 and 152: Sir Gerard ClausonTamamlayıcı Mad
- Page 153 and 154: Sir Gerard ClausonS 89 rub türt- (
- Page 156 and 157: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 160 and 161: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 162 and 163: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 164 and 165: Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 166 and 167: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 168 and 169: Uygur Şiveleri Üzerinenogay derle
- Page 170 and 171: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 172 and 173: Diller ve YazıÇinlilerin eski, g
- Page 174 and 175: Diller ve Yazıalet ile ilk mağara
- Page 176 and 177: Diller ve Yazıyazılarının atas
- Page 178 and 179: Diller ve YazıDinlerini Roma’dan
- Page 180 and 181: Diller ve YazıŞekil 4. Mısır Al
- Page 182: Diller ve YazıSlav Rus Karşılı
- Page 185 and 186: Şakir İbraevTemirkazık’a bağl
- Page 187 and 188: Şakir İbraevKazak mitlerinin baş
- Page 189 and 190: Şakir İbraevKAYNAKLAR Kaskabasov,
- Page 191 and 192: Liliya İbrahimovagöz açıp kapay
- Page 193 and 194: Liliya İbrahimovaHırpalayıp koym
- Page 195 and 196: Liliya İbrahimovaBu, Türk destanl
- Page 197 and 198: Kalık İbraimovçelişkili zorlukl
- Page 199: Kalık İbraimov1. Kırgız toplumu
- Page 203 and 204: Kalık İbraimovörneğin bazı Kı
- Page 205 and 206: Kalık İbraimovne kadar tatlı rü
- Page 207 and 208: Ebrar KerimullinEllili yıllarda ve
- Page 209 and 210: Ebrar KerimullinTablo 3. Kazan:Şeh
- Page 211 and 212: Ebrar KerimullinKazak edebiyatını
- Page 213 and 214: Ebrar Kerimullinİşte bunlar Kazak
- Page 215 and 216: Ebrar Kerimullin5. “Kazak Şekirt
- Page 217 and 218: Ebrar Kerimullinçıkarılan kitapl
- Page 219 and 220: Ebrar KerimullinGördüğümüz gib
- Page 222 and 223: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 224 and 225: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 226 and 227: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 228 and 229: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 230: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 233 and 234: Yunus Memmedovgünümüzde dahi bu
- Page 235 and 236: Yunus Memmedovsb. “Struktura i İ
- Page 237 and 238: Yunus Memmedov“Ad günü” ifade
- Page 239 and 240: Bülent Akyay“İç Savaşın Ard
- Page 241 and 242: Abdullah DemiralÇalışmanın ağ
- Page 243 and 244: Mustafa Yeniasırbenzerliğine dikk