Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies,Cilt: V, Sayı 2, <strong>Sayfa</strong>: 401-406, İZMİR 2005.ONOMASTİK BİRİMLERLE LÜGAT BİRİMLERİ ARASINDA LEKSİK-SEMANTİK ALAKA*Yunus MEMMEDOVSon yıllarda Azerbaycan dilinin ve bütün Türk dillerinin 1 onomastik 2 birimlerininaraştırılmasında hususî bir ilerleyiş ve canlanma dikkati çekiyor. Dilin onomastik birimleri (Toponimler;yer adları, etnotoponimler; kabile, kavim, halk adları, antrotoponimler; şahıs adları vs.) çeşitli yönlerdeninceleniyor. Hususiyle dilciler onların fonetik, gramatik ve leksik-semantik hususiyetlerini geniş plandaincelemeye çalışıyorlar. Fakat onomastik birimlerin leksik-semantik hususiyetleri konusunda onlarıngünlük sözlerine (lügat birimlerine) ve geçmiş zamanı ortaya çıkaran leksik-semantik değişmelerineyeterice dikkat edilmemiştir. Lakin dikkat etmek lazımdır ki, yer adları, kabile, kavim adları, şahıs adlarıve diğer onomastik birimlerin günlük sözlerden esas farkı şüphesiz onların her birisinin taşıdığı leksiksemantikönem ile ölçülür, ayrıca onların her birisinin kavramla, anlayışla olan münasebeti ile ortayaçıkar. Fonetik ve gramatik bakımdan ise onomastik birimlerle lügat birimleri arasında daha çok benzerlikgöze çarpıyor. Şöyle ki, “Şahsi isimler, sonradan verilen adlarla beraber incelenebilir. Onlar arasındakikurala dayalı farklılıklar belirtilmediği zaman, aynı belirtilere (fonetik, gramatik) diğerlerinde derastlanabilir.” Buna ilave olarak günlük sözlerin onomastik birimlere ve geçmişle alakalı umumî dünyadillerine has ortak hususiyetleri olmakla beraber, her bir dil ailesine mahsus olan ve onu başka dillerdenbu veya başka yönlerden ayıran farklı hususiyetler de vardır. Mesela, Türk dilcilerinde ilk zamanlardanberi işlenen ve son yıllara kadar kısmen başka şekilde kendisini gösteren, şahıslara ikinci bir ad verilmesi,Türk coğrafi adlarında kabile, kavim, halk adlarının nispeten çokluğu, kabile, kavim ve halk adlarının isedaha çok şahıs adları esasında şekillenmesi gibi istikametleri, hadiseleri göstermektedir. Bunları dikkatealarak makalede aşağıdaki konulardan kısaca bahsetmeyi uygun buluyoruz:Azerbaycan Türkçesinde ve umumiyetle Türk lehçelerinde onomastik birimlerin ortaya çıkma veilerleme tarihine dikkat edildiğinde bu süreçte bir sıra istikametin bulunduğu dikkati çekiyor. Günlüklügat birimlerinin onomastik birimlere geçmesinin en yaygın şekli – genel isim: şahıs adı (antroponim),kabile, kavim adı (etnonim), yer adı (toponim) istikametinde gitmiştir. Yani günlük lügat birimleriantroponime, antroponim etnonime ve o da kendi sırasında toponime geçmiştir. Bu gelişme ve ilerlemesırasında birinci halkayı temsil eden umumî isim, günlük lügat birimi çoğu zaman mitolojik kahramanın,halkımızın geçmişte tapındığı varlıkların (gök, güneş, ay, yıldız, yağmur, ağaç, arslan/aslan, uğurlu yol,ateş, deniz, ırmak, kuşlar vs.) adıdır. Bunların bir kısmı geçmişteki Türk halklarının, o dönemAzerbaycanlıların İslâm’dan önceki ongonlarının, Tanrılarının adıdır. Bu ongon, Tanrı ve mitolojikkahramanlardan meydana getirilmiş antroponimler, tabidir ki, daha çok halk kahramanlarına, hakanlara,ordu komutanlarına, onların çocuklarına, gelecekteki kabile ve kavim önderlerine veriliyordu. Buantroponimler ise kendi sırasında onu taşıyan şahsın temsil ettiği, önderlik ettiği kabilenin adı gibikullanılmaya başlanıyor. Bunlar da kavim, kabile ve halkın yaşadığı araziye, şehre, köye ve başka yeradlarına çevriliyordu. Ayrı ayrı şahısların, tabidir ki, daha çok nüfuzlu, adlı-sanlı şahısların adınınbütünlüğünde kabilenin adı gibi kullanılmaya başlaması ilk Türk kabile ve kavimlerinin sonraki inkişafımerhalelerinde de devam etmiştir. Bir tarafta birçok kabile ve kavim birleşerek nasıl ki halk halinegeldiyse, diğer taraftan da belirtilmiş tarihî muhitte birbirine bağlı bir kabile, iki veya daha çok kabileyeparçalanabilirdi. Çoğu zaman böyle parçalanmalar, yeni kabile adlarının ve bunların esasında yenitoponimlerin ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Hayret vericidir ki, bu süreç şimdiye kadar bütünköylerde, şehirlerde bu veya başka şekillerde devam etmiştir. Yakın zamanlara kadar, bazı yerlerde ise* Yunus Memmedov, Onomastik Vahidlerle Lüget Vahidleri Arasında Leksik-Semantik Elage, Uluslararası Türk Dili Kongresi1992, Ankara 1996, 683-692. s.1 Biz, “Azerbaycan Türkçesi ve bütün Türk şiveleri (veya lehçeleri)” şeklindeki kullanımı doğru kabul etmemize rağmen, yazarınmetin içerisinde benzer ifadelerdeki kullanımlarını aynen aktardık.2 Onomastika: (Yunanca isim) 1. Bir dilde olan özel isimlerin hepsi, 2. Dilciliğin özel isimlerle ilgili sahası. Seyfettin Altaylı,Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü II, İstanbul 1994, s. 932.401
Yunus Memmedovgünümüzde dahi bu şekilde, bir köyde birkaç tire (küçük kabile) yaşamaktadır. Mesela, Ermenistan’danSovyetler Birliği’ne geçmiş Basarkeçer şehrinin Yukarı Mağaralı Köyü’nde iki büyük kabile (HacıHasanlılar ve Hacı Sıdıklılar), hem de küçük kabileler; Kerimliler, Gulular ve başkaları vardır.Yakın zamanlara kadar komşu köyden, aynı bölge arazisinde yaşayan ve tanış olmayan insanlarkarşılaştıkları zaman hangi köyden olduklarını birbirlerine sorduktan sonra, ikinci soru çoğu zaman şöyleolurdu: “O köyde kimlerdensiniz?” Cevabında da şahıs, âdet olarak kendi kavminin (kabilesinin), ya daadlı-sanlı soyunun ismini söylerdi.Geçmişte bazı durumlarda şu veya bu sebeple kavmin, kabilenin bir kısmı eski yerinde, obasındaveya köyünde kalır; diğer kısmı ise göçüp başka bir yerde mesken tutardı. Kabilenin göçen kısmı, eskiköyün veya obanın adını da kendileri ile beraber götürüp yeni mesken tutukları yere verirlerdi.Azerbaycanlıların bu nedenle diğer Türk halklarının yaşadığı çeşitli arazilerde aynı etnonim veetnotoponim (Bayat/Boyat gibi. Çakırlı, Karaman, Karakoyun/Karakoyunlu, Kanglı/Kenkerli/Kanlı,Salahlı, Düğerli/Düyerli vs.)’in birkaç defa tekrar edilmesinin bir sebebi de budur. Böyle göçme,parçalanma ve yer değiştirme hallerine ait, tarihî kaynaklarda, sözlü halk edebiyatı örneklerinde ve ilmîedebiyatta istenildiği kadar bilgi bulunabilir.Tarihî kaynaklardan da belli olduğu gibi Türk halklarının oluşmasına iştirak eden Türkkavimlerinin, denilebilir ki, tamamı kavmi oluşturanın veya önderinin adını taşımıştır. Benzeri kavim vekabile adına geçmiş antroponim ise, esasen mitolojik şekiller ve süreçlerin adından ayrılmıştır. İstermitolojiye ait edebiyatta, isterse de ayrı ayrı kaynaklarda kaydedildiğine göre 3 Türklerin en büyük ve ençok kabile birleşmesi Oğuzlardır. Efsane ve rivayetlerde, hem de rivayetlere temel alınan bütünkaynaklarda (M. Kaşgarlı, Reşüdiddin, Ebül Gazi Han ve başkalarının eserlerinde) gösterilir ki, Oğuzlarıntamamı efsanevi Oğuz Han’ın türemeleridir 4 . Bu kaynakların bazısında Oğuz Han, yalnız Oğuzların değil,bütün Türk kavim ve halklarının atası kabul ediliyor. Başka kaynaklarda ise Oğuz Han, efsanevî Yafes’inoğlu olan Türk’ün torunlarından birisidir: Yafes-Türk-Tütek-Amulca Han-Bakuy Dib Han-Göy Han-Alınca/Elince Han-Moğol ve Tatar Han-Kara Han-Oğuz Han 5 .Oğuz adının/sözünün kaynağı hakkında söylenen çeşitli görüşlerin çoğu onu mitolojik şekillereve ongonlara (öküz, ırmak, ağaç, ışık, nesil vs.) bağlıyor. Türk halkları için en meşhur ve mukaddes sözolan Oğuz bizim gösterdiğimiz doğrultuda inkişaf etmiştir (günlük söz-mitolojik şekil-antroponimetnonim-toponim).Tarihin farklı çağlarında bu terim birkaç anlam ve vazifede eşit, paralel şekildeişlenmiştir. Mesela, M. Kaşgari, Oğuz adını üç farklı fonksiyonda kullanmıştır; antroponim (Oğuz Han),etnonim (Oğuzlar), toponim (Oğuz Ülkesi). (Divanü Lügat-it-Türk Tercümesi, 1, 1939, s. 58-59)"Kitab-ı Dedem Korkut" boylarında da Oğuz sözü hem etnonim (kabile birleşmesi, halk) hem deOğuzların yaşadığı arazinin adı (toponim) olarak karşımıza çıkıyor.Türk halklarının tamamı için umumî olan Türk sözü de tahminen yukarıda gösterdiğimiz kaideüzere değişmiştir. Şimdi biz bu sözü iki manada kullanıyoruz; 1. Dar manada Türk dilleri ailesine dahilolan dil ve bu dilde konuşan halk, yani muasır Türkiye’de yaşayan halk ve onun dili. 2. Geniş anlamda budil ailesine dahil olan bütün diller ve bu dillerde konuşan halklar. Lakin Türk sözü şimdiki manadasabitleşene kadar uzun bir inkişaf yolu geçirmiş, önemli anlam değişmesine uğramıştır. Tarihîkaynaklarda bu söz ‘ilk defa milâttan önce etnonim gibi, Eski Hunlar’ın kendilerinden önce bulunanTükyü şekli ve bir başka fonetik şekilde Türk/Tükyü şekli Çinlilerin, Türk şekli ise eski Türk abidelerindeyazılmış yapıdır.’ şeklinde yansımıştır. Türk halkları arasında yayılmış efsane ve rivayetleri, bu rivayet veefsanelere temel alınan kaynaklarda ise bütün Türk halkları, Türk adlı sürecin, efsanevî şahsiyetinintüremeleridir. XI. asırda büyük alim M. Kaşgarlı, "Türk"ü, bilinen rivayeti kaynak alarak Nuh’un büyükoğlunun ve ona mensup olan kabilenin adı gibi takdim eder. O, ifadesinde: "Türk sözü Nuh’un oğlununadı olduğundan bir tek adamı bildirir, ama oğullarının adı olduğundan "beşer" kelimesi gibi çokluk ve3 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi I, Ankara 1989. s. 29-32; 195.4 Abul-Gazi Hivinskiy, Rodosllovnaya Turkmen, M.-L., 1958, s. 50-51.5 Reşid-ed-din, Sbornik Letonisey, 1, M.-L., 1952, s. 76.402
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
ÇEVİRİLER - AKTARMALARANAR, (Çe
- Page 7 and 8:
Minara Aliyeva EsenBiz, Lobnor ağz
- Page 9 and 10:
Minara Aliyeva Esenbazı özellikle
- Page 11 and 12:
A. İrfan AypayAvrupa ile ilgili es
- Page 13 and 14:
A. İrfan Aypayhinto: Macarca. Koç
- Page 15:
A. İrfan Aypaypiştov: İtalyanca
- Page 20 and 21:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 22 and 23:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 24 and 25:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 26 and 27:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 28:
C İmâdü’l- İslâm’da Ünlü
- Page 31 and 32:
Ali Erolkaçınılmazdır: "İmge,
- Page 33 and 34:
Ali Erolbir benzerlik, tabiî olan
- Page 35 and 36:
Ali ErolSamipaşazade Sezaî’ye y
- Page 38 and 39:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 40 and 41:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 42 and 43:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 44:
Ağız Araştırmalarımızda Yayg
- Page 47 and 48:
Selma GülsevinGramerlerimizde, gen
- Page 50 and 51:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 52 and 53:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 54 and 55:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 56:
Seyit Noçi Destanı ve Seyit Tipi
- Page 59 and 60:
Alimcan İnayetbilinçsiz olması b
- Page 61 and 62:
Bahadır Bumin ÖzarslanGirişÜzer
- Page 63 and 64:
Bahadır Bumin ÖzarslanTopluluk me
- Page 65 and 66:
Bahadır Bumin Özarslantemsil edil
- Page 67 and 68:
Bahadır Bumin Özarsland. Üyeliğ
- Page 69 and 70:
Bahadır Bumin ÖzarslanKomisyon, y
- Page 71 and 72:
Bahadır Bumin Özarslan2. Görüş
- Page 73 and 74:
Bahadır Bumin ÖzarslanGaranti ve
- Page 75 and 76:
Bahadır Bumin ÖzarslanD. Dış İ
- Page 77 and 78:
Bahadır Bumin Özarslanyerine gör
- Page 79 and 80:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 81 and 82:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 83 and 84:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 85 and 86:
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesi
- Page 88 and 89:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 90 and 91:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 92 and 93:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 94 and 95:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 96 and 97:
Türkmen Atasözleri Üzerine Karş
- Page 98 and 99:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 100 and 101:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 102 and 103:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 104 and 105:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 106 and 107:
Çolpan ve Jumabayulı’da Anadolu
- Page 108 and 109:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 110 and 111:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 112 and 113:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 114 and 115:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 116 and 117:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 118 and 119:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 120 and 121:
Harezm Türkçesinde İkilemelerVI.
- Page 122 and 123:
Harezm Türkçesinde İkilemeler‣
- Page 124 and 125:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 126 and 127:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 128 and 129:
Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayl
- Page 130 and 131:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 132 and 133:
Satır Aralarını Okumak Azerbayca
- Page 134 and 135:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 136 and 137:
Çuvaşçabulundurulması müphemdi
- Page 138 and 139:
Çuvaşça‘evde olan kişi’, at
- Page 140:
Çuvaşçavurgulanabilir. Birbirini
- Page 143 and 144:
Sir Gerard Clausongrupların bazı
- Page 145 and 146:
Sir Gerard Clausonamaçla ortaya ko
- Page 147 and 148:
Sir Gerard ClausonTabloları hazır
- Page 149 and 150:
Sir Gerard Clauson13 egg yumurtğa
- Page 151 and 152:
Sir Gerard ClausonTamamlayıcı Mad
- Page 153 and 154:
Sir Gerard ClausonS 89 rub türt- (
- Page 156 and 157:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 160 and 161:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 162 and 163:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 164 and 165:
Baytursunov’un 125. Yıl Dönüm
- Page 166 and 167:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 168 and 169:
Uygur Şiveleri Üzerinenogay derle
- Page 170 and 171:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 172 and 173:
Diller ve YazıÇinlilerin eski, g
- Page 174 and 175:
Diller ve Yazıalet ile ilk mağara
- Page 176 and 177:
Diller ve Yazıyazılarının atas
- Page 178 and 179:
Diller ve YazıDinlerini Roma’dan
- Page 180 and 181: Diller ve YazıŞekil 4. Mısır Al
- Page 182: Diller ve YazıSlav Rus Karşılı
- Page 185 and 186: Şakir İbraevTemirkazık’a bağl
- Page 187 and 188: Şakir İbraevKazak mitlerinin baş
- Page 189 and 190: Şakir İbraevKAYNAKLAR Kaskabasov,
- Page 191 and 192: Liliya İbrahimovagöz açıp kapay
- Page 193 and 194: Liliya İbrahimovaHırpalayıp koym
- Page 195 and 196: Liliya İbrahimovaBu, Türk destanl
- Page 197 and 198: Kalık İbraimovçelişkili zorlukl
- Page 199 and 200: Kalık İbraimov1. Kırgız toplumu
- Page 201 and 202: Kalık İbraimovİnsan ve hayvan il
- Page 203 and 204: Kalık İbraimovörneğin bazı Kı
- Page 205 and 206: Kalık İbraimovne kadar tatlı rü
- Page 207 and 208: Ebrar KerimullinEllili yıllarda ve
- Page 209 and 210: Ebrar KerimullinTablo 3. Kazan:Şeh
- Page 211 and 212: Ebrar KerimullinKazak edebiyatını
- Page 213 and 214: Ebrar Kerimullinİşte bunlar Kazak
- Page 215 and 216: Ebrar Kerimullin5. “Kazak Şekirt
- Page 217 and 218: Ebrar Kerimullinçıkarılan kitapl
- Page 219 and 220: Ebrar KerimullinGördüğümüz gib
- Page 222 and 223: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 224 and 225: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 226 and 227: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 228 and 229: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 230: Sarı Uygurlarda Şamanlığın Kal
- Page 235 and 236: Yunus Memmedovsb. “Struktura i İ
- Page 237 and 238: Yunus Memmedov“Ad günü” ifade
- Page 239 and 240: Bülent Akyay“İç Savaşın Ard
- Page 241 and 242: Abdullah DemiralÇalışmanın ağ
- Page 243 and 244: Mustafa Yeniasırbenzerliğine dikk