Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojigeliyordu: Saussure’ün ünlü satranç benzetmesi dilin bir dizge oluşunun en güzel örneği idi. Satrançtaşlarının hangi maddeden yapıldığı değil, bu taşların kendi aralarındaki ilişki önemlidir; anlamı oluşturanbu ilişkilerdir. Artık klasik mantık önermeleri yerine, bir dizgedeki öğeler arasındaki ilişkiler öneçıkarılıyor, anlamın bu ilişkilerden doğduğu kanıtlanıyordu. Bu ilişkiler göz ardı edilirse doğru anlamaulaşılamayacağı; dilin eşsüremli bir yöntemle incelenmesi gerektiği; dilin sadece kökenbilimsel biraraştırmanın inceleme nesnesi olamayacağı; anlam boyutunun, dizge boyutunun kenarda kalamayacağısöyleniyordu.F.de Saussure göstergelerin nedensiz ve çizgisel olduğunu söyler. Ona göre göstergeler dilseldeğerlerini, yanı başındaki göstergelerle girdiği ilişkilerle kazanır. Başka bir deyişle dilin kendi içinde birişleyişi, bir yapısı vardır. İnsan dildeki bu yapı aracılığı ile düşünür; insan düşüncesi bu dil ile sınırlanır;insan bildiği dil kadar düşünür. Konuşan özne ancak bu dil aracılığı ile bir şeyler söyleyebilir, bir iletigönderebilir. Başka bir deyişle, gücü elinde bulunduran varlık dildir. “Özne bu yapının adeta birfigüranıdır; yapı neyi olanaklı kılarsa, özne ancak onu söyleme ve anlamlandırma iktidarına sahiptir. Dilinyapısı bir meta-dil gibi işler ve dilin yaratacağı iletişimin niteliğini belirler” 13 .Levi-Strauss’un antropoloji alanında, Saussure’ün dilbilim alanında dile getirdikleri düşüncelerve araştırma yöntemleri diğer bilim dallarını da etkiler ve şu şekilde düşünülmeye başlanır: Dilde nasıl biryapı varsa, toplumlar, bazı mitler ve simgelerle kendilerini nasıl açıklıyorlarsa “her tür insan edimi dilselolgular gibi, bir anlam içeren gösterge sistemleri olarak anlaşılabilir ve çözümlenebilir” 14 . Yapı kavramıçerçevesinde baktığımız zaman, diyebiliriz ki Strauss’un kültür kuramı, Freud’ün libido’su, Saussure’üngösterge anlayışı bir noktada örtüşürler: Bu düşünürler insan davranışlarını tek bir yapıya indirgeyerekaçıklamaya çalışırlar. Yapısalcılık daha sonraları bu noktada eleştiri alacaktır; insan davranışlarının, insanedimlerinin tek bir yapıyla açıklanamayacağı söylenecektir. Bu tutum, yapının yüceltilmesi, özneninküçümsenmesi olarak görülecektir. İnsan, evren ve her türlü olgu tek bir yapıya indirgenemez. Evrendediziyi bozan paradigmalar vardır. Bu nedenledir ki günümüz söylem çözümlemelerinde, söylemgöstergebiliminde öznenin öne çıkarılışı söz konusudur.İnsanı hayrete düşüren, betimlenmesi oldukça zor olan dil olgusunu betimlemek gibi bir amacıolan dilbilim, Saussure eleştirisi ile başlayan postmodern bakış açılarıyla günümüzde çok değişikaçılımlar ortaya koydu. İnsan bilimleri arasında sağlam bir yer edinen dilbilim Derrida, Deleuze,Foucault, Barthes, Fontanille, Zilberberg gibi dilbilimcilerle yeni bakış açıları kazandı. Kolay kolay yerisarsılmaz görünen göstergebilim de kendini yenileyerek dile, yazınbilime, eleştiriye yeni olanaklarsunmaya başladı.Derrida gösterilenin devingen özelliğine; öznenin, nesnenin kendi konumlarına göre farklıanlamlar üretebileceğine dikkat çeker; gösterilenin tüketilemeyeceğinden söz eder. Derrida’nın söz ettiği‘yapıbozum’, anlamın bu devingenliği, tüketilemezliği, yoruma açık oluşudur. Derrida, göstergebilimselçözümlemelerde kullanılan ikili karşıtlıklara da karşı çıkar. Derrida için kesin anlam, mutlak doğruyoktur. Söz, söylem her zaman yoruma açıktır. Ona göre “bir metinde daima farklı anlamlar” 15 vardır.Derrida, görüldüğü gibi daha çok özne’yi ve dilin gösterilen boyutunu öne çıkarır; özne’yi belirleyen‘yapı’dan çok, özne’nin ‘yapı’ya anlam verdiğini düşünür. Bu nedenle ‘yapı’yı bozarak özne’yianlamaya, anlamlandırmaya çalışır. Derrida’nın evreni, insanı, söylemi belli bir anlayışa, belli birbütünlüğe, belli bir ‘yapı’ya göre açıklamak gibi bir tutumu yoktur; çünkü mutlak doğrusu yoktur.Gösterilen’in tek bir anlamı olamayacağını düşünür. Yazınsal metinde tek bir anlama ulaşmakolanaksızdır. Çünkü yazınsal metindeki retorik, söz sanatları anlamı örter, anlam çatallanmalarına yolaçar. “Bu yüzden, aynı metne yönelik okumalarda farklı ve hatta çelişkili yorumlara varılmasının nedeni,13 S. S. Üşür, agm. s77.14 S. S. Üşür, agm, s.78–79.15 E. Sözen, Söylem, Paradigma, 1999, İstanbul, s. 63.203
Hilmi Uçanokuma yöntemlerinin ve yaklaşım biçimlerinin farklı olması değil, çelişkilerin, doğrudan doğruya metniniçinde bulunması, metnin oluşum sürecindeki retorik/gramer karşıtlığından doğmasıdır” 16 .Derrida’nın bu bakış açısı yorumbilime kapı açacaktır. Bu anlayışa göre nesnel dedikleri bilgi vesonuçlar da bir yorumdan ibarettir. Günümüz söylem göstergebiliminin öncü isimlerinden J.Fontanille,göstergebilimin de yorumbilime kapılarını açması gerektiğini şu şekilde açıklar: “Metinleringöstergebilimsel çözümlemesi, yöntem olarak, yorumbilimsel (herméneutique) bir gerekliliğe boyuneğmelidir” 17 .F. de Saussure, ünlü dil/söz ayrımından sonra, dilin bireysel boyutunun adı olan söz’ün değil,toplumsal boyutunun adı olan dil’in incelenebileceğini söylerken, günümüz dilbilimi söz dilbiliminden(linguistique de la parole), söylemden, söylem dilbiliminden, söylem çözümlemesinden söz eder.İdeoloji ve Söylem DilbilimiSaussure’ün çalışmaları şüphesiz dil üzerindeki çalışmalara yeni ufuklar açmıştır. Ne var ki dil,özü gereği soyut bir varlıktır ve kimyasal bir madde, fiziksel bir olgu gibi incelenmesi; doğa bilimlerininkullandığı yöntemler ile çözümlenmesi pek de kolay değildir. Kömür, çelik ya da çinko nerede üretilirseüretilsin değişmez, aynı özellikleri gösterir; ama ‘söz’, ancak üretim bağlamına göre anlam kazanır.Elimizdeki, önümüzdeki “bir eve ihtiyacım var” sözcesi, “bir ev satın almak istiyorum” anlamını; “saatinkaç olduğunu biliyor musun” sözcesi, “artık gitmen gerek” veya “gitmem gerek”; “hava çok soğuk”sözcesi de “kar yağacak, paltomu giymeliyim” anlamlarını verebilir. Dil ile düşünsel edim, dil iledavranış arasında doğrudan bir bağlantı vardır. İnsan, dilsel bir sözce üretirken düşünce dünyasında varolan ‘düşünceler’ini önceler veya sonraya bırakabilir. Başka bir deyişle ortaya koyduğu sözcenin görünürsomut anlamından öte başka bir anlamı dile getirmek isteyebilir. Dilin düşünce ile, dilin ideoloji ileçizgisel değil kesik kesik süren böyle bir bağlantısı vardır. Dilin, söylemin ele avuca sığmazlığı da buradayatmaktadır. Dilsel bir söylem, özellikle de yazınsal söylem türlü anlam olasılıkları ile, yan anlamlarlakaynar durur.Yan anlamdan söz edilince hemen okuyucu ağırlıklı bir bakış açısı ve yorumlama öncelikkazanacaktır. Böyle bir tutum da söylemi, söylem dilbilimini, söylem göstergebilimini beraberindegetirecektir. Yapısalcı anlayışta, eşsüremli bir yaklaşımla dil dondurulurken, belli bir zaman kesiti içindebelli bir dildeki yapılar analiz edilirken, söylem göstergebilimi dilsel bir üretimi, bağlamla ilişkilendirerekçözümlemek ister; özne, sözce, sözcelem, söylem kavramlarını öne çıkarır.Yapısalcılığın yükseliş dönemlerinde dil, dilbilim adına söyledikleri ile özgün bir konumda yeralan R.Barthes “söylem dilbilimi”nden, yan anlam dilbiliminden söz eder. Barthes’ın bu önerisi adıkonmasa da söylem göstergebiliminin, söylem kuramlarının habercisidir: “Yeni söylem dilbilimi, henüzgelişmemiştir, ama en azından dilbilimciler tarafından bir ön gerçek olarak ortaya atılmıştır” 18 . Barthes,başkasının söylemine yaklaşırken son derece dikkatlidir. Çünkü o, bir başkasının söylemini, ‘ideoloji’sini,kabul veya retlerini anlamaya çalışmaktadır. Bu söylem içindeki ideoloji bir düşünceyi anlatma, birideolojiyi dayatma, ikna etme, inandırma vb. bir işlevi üstlenmiş olabilir. Barthes, herkesin baktığıpencerenin dışında bir başka pencereden bakmanın çabasını gösterir, başka bir deyişle dil ve söylemüzerinde düşünmeye çalışır. Bu dikkatini de şu cümle ile açıklar: “Gerçekten de çoğu kez hiçbir şeydilbilim kadar doğrudan doğruya ideolojik değildir” 19 . Günümüzde dil, bir iletişim aracı olmanın ötesinegeçmiş, toplumu yönlendiren, kişisel, ülkesel, küresel ideolojileri yayan, meşrulaştıran bir araç, birsöylem durumuna gelmiştir.16 M. Rifat, XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları II, Om Yay. İstanbul, 2000, s.164.17 J. Fontanılle, Sémiotique et Littérature, PUF, Paris, 1999, s.8.18 R. Barthes, Göstergebilimsel Serüven, (Çev.M.Rifat-S.Rifat),YKY, İstanbul, 1993, s.85.19 R. Barthes, age. s.148.204
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
Mustafa TANÇ, Türk Dilinde Edilge
- Page 7 and 8:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaM
- Page 9 and 10:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 11 and 12:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 13 and 14:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 15 and 16:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 17 and 18:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 19 and 20:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 21 and 22:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowak
- Page 23 and 24:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 25 and 26:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 27 and 28:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 29 and 30:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa4
- Page 31 and 32:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa9
- Page 33 and 34:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa1
- Page 35 and 36:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa2
- Page 37 and 38:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 39 and 40:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaT
- Page 41 and 42:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 43 and 44:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaK
- Page 46 and 47:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 48 and 49:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 50 and 51:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 52 and 53:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 54 and 55:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 56 and 57:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 58 and 59:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 60 and 61:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 62 and 63:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 64 and 65:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 66 and 67:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 68 and 69:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 70 and 71:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 72 and 73:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 74 and 75:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 76 and 77:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 78 and 79:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 80 and 81:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 82 and 83:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 84 and 85:
Türkiyədə və Azərbaycanda Xalq
- Page 86 and 87:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 88 and 89:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 90 and 91:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 92 and 93:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 94:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 97 and 98:
Salim Çonoğlukullanmıştır. Kö
- Page 99 and 100:
Salim Çonoğluİmir'in Saraç tara
- Page 101 and 102:
Salim Çonoğluormandan ağaç taş
- Page 103 and 104:
Salim Çonoğlu- Kalkın, -dedi-, -
- Page 105 and 106:
Salim Çonoğluaydınlığı göreb
- Page 107 and 108:
Salim Çonoğluolarak bu kastedilme
- Page 109 and 110:
Fevzi Karademiraraştırmacı, “B
- Page 111 and 112:
Fevzi Karademir‣ Yer altında sı
- Page 113 and 114:
Fevzi KarademirHalk bilmecelerinde
- Page 115 and 116:
Fevzi KarademirAncak mekan olgusu,
- Page 117 and 118:
Fevzi Karademir‣ Kapıda kara oğ
- Page 119 and 120:
Fevzi Karademir2.1.4. Lugaz Kalıpl
- Page 121 and 122:
Fevzi Karademir‣ Ben bugün bir r
- Page 123 and 124:
Fevzi Karademir‣ Ah gidi âdem, i
- Page 125 and 126:
Fevzi Karademir‣ Uzun uzun urganc
- Page 127 and 128:
Fevzi Karademir‣ Kendi gider hind
- Page 129 and 130:
Fevzi Karademir‣ Uzaktan baktım:
- Page 131 and 132:
Fevzi Karademir‣ Babam kandil, de
- Page 133 and 134:
Fevzi Karademir‣ İki ayaklı fil
- Page 135 and 136:
Fevzi Karademir‣ Dünyanın dönd
- Page 137 and 138:
Fevzi KarademirKaynaklar ACIPAYAMLI
- Page 139 and 140:
Hasan Taner Kerimoğluİttihat ve T
- Page 141 and 142:
Hasan Taner Kerimoğluadamları da
- Page 143 and 144:
Hasan Taner Kerimoğlumeşrutiyetin
- Page 145 and 146:
Hasan Taner Kerimoğlutabiiyesi”n
- Page 147 and 148:
Hasan Taner KerimoğluAncak, hükü
- Page 149 and 150:
Hasan Taner KerimoğluCemiyetin yar
- Page 151 and 152:
Hasan Taner Kerimoğluyapılamayaca
- Page 153 and 154:
Hasan Taner KerimoğluEK: Fedakaran
- Page 156 and 157:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159: Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 160 and 161: Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 162 and 163: Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 164 and 165: Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 166: Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 169 and 170: Nesrin SisYakut-Altay ve Kırgız T
- Page 171 and 172: Nesrin SisYaman ise hatunu içinded
- Page 173 and 174: Nesrin Sis74. Dogran eceŋ bolmasa,
- Page 175 and 176: Nesrin SisAna gezer, kız gezer gar
- Page 177 and 178: Nesrin SisAyal (kadın), ece (1. an
- Page 179 and 180: Mübariz SüleymanliMehemmediyye”
- Page 181 and 182: Mübariz Süleymanli4. Merkezi İda
- Page 183 and 184: Mübariz Süleymanli1912-ci il Balk
- Page 185 and 186: Mübariz Süleymanlibulunuyorlardı
- Page 187 and 188: Mübariz Süleymanliocak 1915 senes
- Page 189 and 190: Mübariz SüleymanliAtatürk ve Ner
- Page 191 and 192: Mustafa TançEkin, Türkiye Türkç
- Page 193 and 194: Mustafa TançBarça bul-u-l-gu kerg
- Page 195 and 196: Mustafa Tançalmıştır. Bu eserde
- Page 197 and 198: Mustafa TançBu dönemde, yine ünl
- Page 199 and 200: Mustafa TançHac yolıdın kilgende
- Page 201 and 202: Mustafa TançHarezm Türkçesinde i
- Page 204 and 205: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 206 and 207: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojia
- Page 210 and 211: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiBu
- Page 212 and 213: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiSa
- Page 214 and 215: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 216 and 217: Efsane-Rivayetler ve Yer Adlarıele
- Page 218 and 219: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 220 and 221: Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin
- Page 222: Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin
- Page 225 and 226: Muvaffak DuranlıPopov’un tek bir
- Page 227 and 228: Muvaffak Duranlı23. “Yakutskie z
- Page 229 and 230: 3. Dipnotlarda "Ad Soyad" sıralama
- Page 231: Milli Kütüphane, Milli Kütüphan