Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies,Cilt: VII, Sayı 2, <strong>Sayfa</strong>: 213-217, İZMİR 2007.UYGURCADAKİ “BÜVİ” KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE * WEİCUYİ **Modern Uygurcada İslam diniyle ilgili “kadın hoca” anlamına gelen büvi kelimesibulunmaktadır. Kadın hocalar, halk arasındaki faaliyetleri bakımından, “kadın şaman” denen kişilerebenzemektedirler. Bununla birlikte, bu kelime, kişi adlarında kadınları göstermek ya da kadınlara saygıifade etmek için kullanılabilir. Büvi kelimesi eski Türkçedeki bögü kelimesinden gelmektedir. Ortaçağda güney batı bölgelerindeki bazı Türk lehçelerinde kelime ortası ve kelime sonundaki g sesindeg > v ya da g > y değişikliği olmuştur. Dolayısıyla, eski Türkçedeki bögü kelimesi Modern Uygurdabüvi ya da büyi e dönüşmüştür. Bu yazıda büvi kelimesinin kökeni toplum tarihinin değişim süreciylebirleştirilerek eski şaman kültürünün yayılması ve değişimi tahlil edilecektir.1Ülkemizin kuzeyinde Türkçe, Moğolca, Mancuca-Tunguzca konuşan milletler epey uzun bir süreşaman dinine inanmış, gök, yer, dağ ve ağaç ilahlarına tapınışlardır. Ülkemizin tarih kayıtlarında,Uygurların ataları olan Gao-che’lerin, 5. yüzyılın ortalarında, bozkırın güney bölgelerinde göğe kurbansunma töreni düzenledikleri zaman, dans edip şarkı söyledikleri, bir araya gelip kurban kestiklerikaydedilmiştir. “Bir araya gelip göğe kurban sunarlardı, kalabalık on binlere ulaşırdı” 1 . O dönemlerdedualar kadın şaman tarafından okunurdu. 8. yüzyılın ortalarında, Uygur Tanrı Kağanı ve kumandanlarısefere çıktıkları zaman, yanlarında samanları götürürlerdi 2 . İlkel dinî inanç söz konusu olan toplumlarda,şamanların yeri çok yüksekti, kabile başkanlarının savaş gibi büyük işlerini yönlendirebiliyorlardı. HattaMoğol hükümdarı Temuçin’e Cengiz Han unvanını verme yetkisine sahip olmuşlardı. Halk arasındaise, şamanlar sık sık tanrılara kurban sunma, fal bakma, kötü ruhları kovma, hastalığı tedavi etme gibiçeşitli faaliyetlere başkanlık ettikleri için, kişilerden saygı görüyorlardı. Kısacası, onlar toplumda önemlikişilerdi hem de örf âdetle ilgili çeşitli faaliyetlerde olmazsa olmaz baş aktörlerdi. Onun için, halkındinî inancı hükümdar tabakasının inancının değişmesi nedeniyle yavaş yavaş değiştikten sonra, bir araitibar sahibi olan şamanlar saraydan el çektirilmiş iseler de, halk arasındaki eski örf âdetler yeni dinîkisve altında yayılma imkanı bulmuştur. Elbette ki, farklı tarihî koşullar altında, bu örf âdetler yinedeğişime uğramıştır.Bögü kelimesi eski Türk-Runik yazıtlarında kağanın hürmet sanı olarak kullanılmış olup“kutsal”, “bilge” anlamlarına gelmektedir. Türk, Uygur ve Kırgız hanlıklarının tarihlerinde hürmetsanı bögü olan kağan veya te-li ( tekin nin ahenk tercümesidir, de-jin diye çevrilmiştir, aşağı yukarı kralaeşittir) ler görülmüştür. Mesela son Türk Hanlığı dönemi ( M. S. 682-744 ) ne ait “Tunyukuk” yazıtında:“bögü kağan bangaru anca ayıdmış” 3 ( Bögü Kağan bana karşı böyle söylemiş ) ifadesi bulunmaktadır.Buradaki bögü kağanın adı değil, hürmet adı ya da hürmet sanıdır. Bögü Kağan, burada “KutsalKağan” anlamındadır. Çince tarih kayıtlarında Tang Hanedanlığı’nın bağışladığı “Alp hizmetkârkağan” unvanına nail olan Uygur Hanlığı’nm hakanı İl Tekin ( M. S. 759-780 yılları arasında tahttaoturmuştur ) in, ayrıca Mou-yu Kağan ve Tann Kağan gibi Uygurca hürmet sanlarının da olduğukaydedilmiştir. Mou-yu, genelde bögü kelimesinin Çince ahenk tercümesi olarak görülmekte olup,“kutsal” anlamındadır 4 . “Deng-li” ise tengri (“gök”) nin ahenk tercümesidir. Bögü kelimesinin kağanınhürmet sam olarak kullanılması, kağanın kutsal kabile lideri olduğunu gösterir. Eski Türk kabilelerinde* Bu yazı Çin Merkezi Milletler Neşriyatı tarafından 1991 yılında yayımlanan “Çin’deki Türk Dilleri Araştırmaları İle İlgiliMakaleler” ( Zhong-guo Tu-jue Yu Yan-jiu Lun-wen Ji) adlı kitaptan alınmıştır.** Merkezi Milletler Üniversitesi, Emekli Öğretim Üyesi.1 Bkz. Wei-Shu. Koçu Hakkında Rivayet, Cilt. 103, s. 2309, Zhong-hua Shu-ju.2 Bkz. Jiu Tang-Shu, Cilt. 195, s. 5206, Zhong-hua Shu-ju.3 Bkz. "Tunyukuk Yazıtı", 34. 50, S. E. Malov: pamyatniki drevnetyurskoy pisymennosti, P. 63, 644 bkz. Liu Yi-tang, "Kuzey Bozkır Uygur Kağanlarının Soy, İsim ve Mahlasları Üzerine Araştırma", Uygurlar ÜzerineAraştırmalar, s. 121, Zheng-zhong Shu-ju.213
Weicuyikurban sunma töreni düzenlenirken önderler “Beylerine başkanlık ederek ata mağaralarına kurbansunarlardı” 5 . Daha eski çağlarda, önder ve şaman aynı kişiydi. Kabile önderi aynı zamanda dinî liderolup, kabilece tanrının bedenleşmiş hâli olarak görülüyordu. Bu, bögü kelimesinin kağanın hürmet sanıolmasının asıl sebebidir. Dolayısıyla, ilkel şamanizmdeki tann inancı da sık sık Türk ve Uygur gibimilletlerin kağanlarının hürmet sanlarına yansıyordu, mesela “tengri”(tanrı), “kün”(Güneş), “ay” vs...Uygurların kökeniyle ilgili eski rivayetlerde, Bögü Kağan tanrının bedenleşmiş hâli olarakgörülmektedir. Yuan döneminde toplanıp derlenmiş olan “Koçu Hanlarının Hizmet Abidesi”ndekaydedilen rivayette, Uygurların atası diye anılan “Bögü Kağan” kutsal ışığın indiği ağaç ilahindendoğmuştur. “...Koçu Hanlarının Soy Kütüğü’ne göre, Uygurların oturdukları yerde Kara-koram adlıbir dağ vardı. Bu dağdan iki nehir çıkardı. Bu nehirlerden birine Tola, diğerine Selenge denirdi. Bir gece,bu iki nehir arasındaki bir ağaç üzerine kutsal bir ışık inmişti. Halk bu ışığı görünce hemen toplanmış vebu ağacı beklemeye başlamıştı. Ağacın gövdesi tıpkı gebe bir kadının karnı gibi şişmişti. Gökten ışığıninmesi devam etmiş ve dokuz ay, on gün geçtikten sonra, ağaçtaki bu şişkinlik çatlayıp içinden beşçocuk çıktı. Kişiler bu çocukları beslediler. Bu çocuklardan en küçüğünün adı Bögü Kağan idi. Güçlüve becerikliydi, ziraat işleri ile meşgul oluyordu. Bundan dolayı kağan oldu” 6 . Yuan dönemine ait tarihkayıtlarındaki “Bögü Kağan”, “Buku Han” ve 13. yüzyılda yaşayan Cüveyni’nin “Tarih-i CihanGüşa”smda kaydedilen ve yukarıdaki rivayete benzer bir rivayetteki “buku tekin” 7 , bögü ~ bukukelimesinin ahenk tercümesidir. Biz burada rivayetteki Uygurların “atası” Bögü Kağan’ın, tarihteyaşayan hangi kağan olduğu meselesi üzerinde durmak istemiyoruz. Zira bu meseleyi pek çok bilimadamı tartışmıştır 8 . Biz sadece onun ahenk tercümesi ve anlamları üzerinde duracağız. Bu kağan aslında“ağaç şişliği”nden doğduğu için, bazı bilim adamları haklı olarak Turfan’da bulunan bir Uygurca metinparçasındaki kağan adı bugug un “Bögühan” olduğunu ileri sürmüşlerdi 9 . Bu kağan ağaç şişkinliği ( buğuğ~ bokuk > boğak “şiş, şişkinlik”) nden dolayı söz konusu adı almış da olsa, bu rivayet yüzlerce yıldırağızdan ağıza, kulaktan kulağa yayılmış, tek tanrılı inancın çok tanrılı inancın yerini aldığı dönemeulaşmıştır. Uygurların, kalplerindeki tanrısal lideri, alışmış oldukları bögü kağan hürmet sanıylaadlandırmaları bir kural olmuştur. Bu kelimenin kullanım alanına baktığımızda, bögü nün kağan,tanrı ya da beylerin hürmet sanı olarak kullanılması aşağı yukarı yüz yıllık yazılı vesikalarda da sıksık görülür. 11. yüzyılda yaşayan Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” adlı eserinde bögü kelimesihürmet sanı olarak yetmişten fazla yerde görülmektedir 10 . Kısacası, rivayetlerdeki Uygurların bögükağanı veya boğak(Ağaç şişliği) kağanı, bizim, ilkel şaman inancını yansıtan “tanrı”nın içerdiğianlamları anlamamıza yardımcı olur.Ülkemizin kuzeyindeki milletler içerisinde, Uygur hükümdar tabakasının samanlığı terk etmesidaha erken olmuştur. M. S. 763 yılında, Uygur Hanlığı’nın hükümdarı Bögü Kağan Mani rahiplerinialarak kuzey bozkıra dönünce, Mani dinini devlet dini yapmıştı. 9. yüzyılın ortalarında, Tang Wu-zongMani dinini yasakladıktan sonra, muhtelif bölgelerdeki Uygur hükümdar tabakaları sırasıyla devletdinini Budizm ve İslam’a değiştirdiler. Şamanlıkfaaliyetleri bir ara “yer altı”na itilmiş gibi oldu. Ancak bögü kelimesinin tanrısal anlamıkaybolmamıştır. Onun farklı bölge ve dönemlerdeki anlamı da farklı olmuş, hatta bazı Türk5 bkz. Bei-Shi. Tu-jue Zhuan (Kuzey Sülaleler Tarihi.. Türkler Hakkında Rivayet), Cilt. 97, s. 3288, Zhong-huaShu-ju.6 Bkz. Yu-ji: Dao-yuanden Parçalar Hakkında Kayıtlar, Cilt. 24, "Uygur Tarihi İle ilgili Materyaller Toplamı"ndanalınmıştır, s. 18, Merkezi Milletler Enstitüsü Araştırma Bölümü tarafından yayma hazırlanmıştır.7 Bkz. Cüveyni: Tarih-i Cihan Guşa, Birinci Cilt, Çeviren: He Gao-ji, s. 63, İç Moğolistan Halk Neşriyatı.8 W. Bang gibi bazı bilim adamları Bögü Kağan’ın Mou-yu Kağan olduğunu, Abe Takeo Huai-xin Kağan olduğunudüşünmektedirler. Başka görüşler de vardır. Bkz. Abe Takeo, Batı Uygur Hanlığı Tarihi Üzerinde Araştırmalar, 3, bölüm, 2.paragraf, Şincang Halk Neşriyatı çevirisi nüshası.9 Le Coq "Koçu’da Bulunmuş Bir Mani Hukuk Vesika Parçası" üzerine yaptığı araştırmasında Uygur Buğuğ Han’ın Bögü Kağanolması gerektiğini ileri sürmüştür. Bang buğuğ ile buku isimlerinin "aynı olmasının mümkün olmadığını", bögü nün"muhtemelen hanın adı", boğuğ un ise "onun çocukluk adı veya mahlası" olduğunu belirtmektedir. Bkz. Dipnot 3. Takeo’nuneseri, s. 154,13210 Bkz. Kutadgu Bilig, III, İndeks, İstanbul 1979, s. 119.214
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
Mustafa TANÇ, Türk Dilinde Edilge
- Page 7 and 8:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaM
- Page 9 and 10:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 11 and 12:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 13 and 14:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 15 and 16:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 17 and 18:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 19 and 20:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 21 and 22:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowak
- Page 23 and 24:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 25 and 26:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 27 and 28:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 29 and 30:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa4
- Page 31 and 32:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa9
- Page 33 and 34:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa1
- Page 35 and 36:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa2
- Page 37 and 38:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 39 and 40:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaT
- Page 41 and 42:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 43 and 44:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaK
- Page 46 and 47:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 48 and 49:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 50 and 51:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 52 and 53:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 54 and 55:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 56 and 57:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 58 and 59:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 60 and 61:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 62 and 63:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 64 and 65:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 66 and 67:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 68 and 69:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 70 and 71:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 72 and 73:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 74 and 75:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 76 and 77:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 78 and 79:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 80 and 81:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 82 and 83:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 84 and 85:
Türkiyədə və Azərbaycanda Xalq
- Page 86 and 87:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 88 and 89:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 90 and 91:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 92 and 93:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 94:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 97 and 98:
Salim Çonoğlukullanmıştır. Kö
- Page 99 and 100:
Salim Çonoğluİmir'in Saraç tara
- Page 101 and 102:
Salim Çonoğluormandan ağaç taş
- Page 103 and 104:
Salim Çonoğlu- Kalkın, -dedi-, -
- Page 105 and 106:
Salim Çonoğluaydınlığı göreb
- Page 107 and 108:
Salim Çonoğluolarak bu kastedilme
- Page 109 and 110:
Fevzi Karademiraraştırmacı, “B
- Page 111 and 112:
Fevzi Karademir‣ Yer altında sı
- Page 113 and 114:
Fevzi KarademirHalk bilmecelerinde
- Page 115 and 116:
Fevzi KarademirAncak mekan olgusu,
- Page 117 and 118:
Fevzi Karademir‣ Kapıda kara oğ
- Page 119 and 120:
Fevzi Karademir2.1.4. Lugaz Kalıpl
- Page 121 and 122:
Fevzi Karademir‣ Ben bugün bir r
- Page 123 and 124:
Fevzi Karademir‣ Ah gidi âdem, i
- Page 125 and 126:
Fevzi Karademir‣ Uzun uzun urganc
- Page 127 and 128:
Fevzi Karademir‣ Kendi gider hind
- Page 129 and 130:
Fevzi Karademir‣ Uzaktan baktım:
- Page 131 and 132:
Fevzi Karademir‣ Babam kandil, de
- Page 133 and 134:
Fevzi Karademir‣ İki ayaklı fil
- Page 135 and 136:
Fevzi Karademir‣ Dünyanın dönd
- Page 137 and 138:
Fevzi KarademirKaynaklar ACIPAYAMLI
- Page 139 and 140:
Hasan Taner Kerimoğluİttihat ve T
- Page 141 and 142:
Hasan Taner Kerimoğluadamları da
- Page 143 and 144:
Hasan Taner Kerimoğlumeşrutiyetin
- Page 145 and 146:
Hasan Taner Kerimoğlutabiiyesi”n
- Page 147 and 148:
Hasan Taner KerimoğluAncak, hükü
- Page 149 and 150:
Hasan Taner KerimoğluCemiyetin yar
- Page 151 and 152:
Hasan Taner Kerimoğluyapılamayaca
- Page 153 and 154:
Hasan Taner KerimoğluEK: Fedakaran
- Page 156 and 157:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 160 and 161:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 162 and 163:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 164 and 165:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 166:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 169 and 170: Nesrin SisYakut-Altay ve Kırgız T
- Page 171 and 172: Nesrin SisYaman ise hatunu içinded
- Page 173 and 174: Nesrin Sis74. Dogran eceŋ bolmasa,
- Page 175 and 176: Nesrin SisAna gezer, kız gezer gar
- Page 177 and 178: Nesrin SisAyal (kadın), ece (1. an
- Page 179 and 180: Mübariz SüleymanliMehemmediyye”
- Page 181 and 182: Mübariz Süleymanli4. Merkezi İda
- Page 183 and 184: Mübariz Süleymanli1912-ci il Balk
- Page 185 and 186: Mübariz Süleymanlibulunuyorlardı
- Page 187 and 188: Mübariz Süleymanliocak 1915 senes
- Page 189 and 190: Mübariz SüleymanliAtatürk ve Ner
- Page 191 and 192: Mustafa TançEkin, Türkiye Türkç
- Page 193 and 194: Mustafa TançBarça bul-u-l-gu kerg
- Page 195 and 196: Mustafa Tançalmıştır. Bu eserde
- Page 197 and 198: Mustafa TançBu dönemde, yine ünl
- Page 199 and 200: Mustafa TançHac yolıdın kilgende
- Page 201 and 202: Mustafa TançHarezm Türkçesinde i
- Page 204 and 205: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 206 and 207: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojia
- Page 208 and 209: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojige
- Page 210 and 211: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiBu
- Page 212 and 213: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiSa
- Page 214 and 215: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 216 and 217: Efsane-Rivayetler ve Yer Adlarıele
- Page 220 and 221: Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin
- Page 222: Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin
- Page 225 and 226: Muvaffak DuranlıPopov’un tek bir
- Page 227 and 228: Muvaffak Duranlı23. “Yakutskie z
- Page 229 and 230: 3. Dipnotlarda "Ad Soyad" sıralama
- Page 231: Milli Kütüphane, Milli Kütüphan