Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin Kökeni Üzerinelehçelerinde hâlâ “şaman” anlamını korumuştu. Sadece Uygurca Budist ve Maniheist metinlerinde,genellikle, “kutsal”, “bilge”, “hakîm” anlamlarını ifade etmektedir. Mesela Mani metinlerinde bögülerkuvrağında “hakimler meclisinde”, bögü elig küçlügyaruk tenrisiz “Siz kutsal, hâkim, güçlü, aydınlıkTanrısısınız” 11 ; Budist metinlerinden “Altun Yaruk”ta ıduk bögü bilig burhan “kutsal, bilge burhan”gibi ifadeler bulunmaktadır. Ayrıca, bögü kelimesinden türetilen terim, fiil ve ona yakın anlamı olankelimelerden oluşturulan birleşik kelimeler de vardır. Mesela bögülüg “ferasetli”, bögülen- “öncedenbilmek, tahmin etmek”, bilge bögülüg erdemi “bilge feraset erdemi”, on küçlüg ‘bögü biliglig’ uğanarzilar “on güçlü ferasetli bilgisi olan öğreticiler” 12 . Bögü nün kelime türetme kabiliyetinden baktığımızda,o bu dönemdeki Uygurcada sık kullanılan canlı bir kelime olmuştur.Batı bölgelerindeki İslamî Türkçe vesikalarda, bögü kelimesi anlam değiştirmiş olmaklabirlikte, yine de sıkça kullanılmıştır. Karahanlılar ( 10-13. yüzyıllar )a ait vesikalarında, bögügenel olarak eski anlamım korumuştur. 11. yüzyılda yaşamış Kaşgarlı Mahmud “Divanü Lügat’it-Türk”teeski bir halk şarkısını nakletmiştir 13 :Biligni irdedim,Büküni udhurdum,Hikmet aradım,Kutsal önderi seçtim,Ozümni adhırdım,Yalgıl atım yazlınurKendimi ayırdım,Ak yeleli atım kaçtıBu halk şarkısındaki bükü ~ bögü “kutsal önder” anlamına gelmektedir. Ancak Kaşgarh“Divan”da “hakîm, bilge, önder” kelimeleriyle bükü yü izah etmiştir. Yusuf un “Kutadgu Bilig” adlıeserinde, şaman ve şaman hekimliği(kam) ile ilgili kayıtlar da bulunmaktadır. Bunlar, onların odönemdeki toplumda oldukça önemli bir yere sahip olduklarını yansıtır. Müellif büyük hacimli bu epikeserinde sürekli insanların bögü nün sözünü dinlemelerini öğütler. Buradaki bögü saygı gösterilenönder olarak görülmekte, ruhlarla ilişki kurabilen, işleri önceden tahmin edebilen kişileri de ifadeetmektedir, bögü den türetilen bögüle- fiili ise “önceden tahmin etmek”, “önceden bilmek” anlamlarınıifade eder. Meselanegü tir eşitgil ay ilçi bögübögülep kılur ilçi künde ögü 14Bak, dinle, hakîm hükümdar ne diyor,O her gün hikmetiyle her şeyi önceden bilirBuradaki bögü nün şamana özgü gizemli yönü de vardır. Ancak sonraki İslamî Türkçevesikalarda, mesela 14. yüzyıla ait “Codex Cumanicus”ta, 15. ve 16. yüzyıla ait Orta Asya Çağataycavesikalarında ve Osmanlı İmparatorluğu’na ait Türkçe vesikalarda bögü ~ bögi nin temel anlamı“büyücülük, muska” olarak değiştirilmiş 15 , kelimenin “önder, kabile başkam” anlamı kaybolmuştur.Benzer kelimelerin bir araya gelme ilişkisinde de bu değişikliği görmek mümkündür. Çağataycavesikalarda, bögü ile Farsça kökenli cadu (şaman, erkek şaman) bir araya getirilerek cadu-bögü (şaman)birleşik kelimesine dönüştürülmüştür. Bögü kelimesi, bugünkü bazı güney batı Türk lehçelerinde, hâlâmuhafaza edilmektedir. Mesela Türkçe ve Türkmencede büyü > bügü kelimesi “büyücülük, muska” gibianlamlara da gelmektedir. Bu kelimeyi eski şaman inancının dildeki izidir diyebiliriz.2Doğu Türkistan ve Orta Asya, uzun zamandan beri Türkçe, Farsça, Moğolca, Tunguz-Mançucakonuşan milletlerin karışık hâlde yaşadıkları yerlerdir. Moğolların batıya ilerlemeleri, bubölgelerdeki milletlerin temaslarım daha da genişletmiş ve derinleştirmiştir. Bu özel koşul, etnik kökeni11 Bkz. Li Jing-wei, “Uygurca Maitri Simit’in Kumul Nüshası, Cilt. 2 Üzerinde Araştırmalar”, Milletler Dil ve EdebiyatıAraştırmaları İle İlgili Makalelerden alınmıştır, s. 693.12 Bkz. Uygurca Dua Şiiri, Geng Shi-min, Eski Uygur Şiirlerinden Seçmeler, s. 8413 Bkz. Ma-shi, Divanü Lügat-it-Türk, IV, s. 23, Ankara, bükü = bügü.14 Bkz. Yusuf Has hacib, Kutadgu Bilig, Ankara, 3142.15 Bkz. Sir Geraud Clauson: An Etymological Dictionary of Pre-thirteenth Century Turkish, Oxfird, P. 324.215
Weicuyifarklı, ama Türkçe, Moğolca, Farsça ya da Tunguzca bilen aydın idarecileri yaratmıştır. Kültüralanındaki daha gelişen alış-verişlerin çeşitli dillerde karşılıklı olarak etkileşimin izlerini bırakmasıdoğaldır. Büyücülükle ilgili bögü, kam, bahşi gibi kelimelerin karşılıklı ödünç alınarak kullanılması vekelime anlamındaki değişimler, eski kültürün yayılması ve karşılıklı etkileşimi için bize ipucusağlayabilir, birbirine benzer eski örf adetlerle ilgili faaliyetler ise şaman kültüründen kalan örfadetlerin farklı milletler arasındaki yayılmasına delil olabilir.Şamanlığa inanan Kitan ve Moğol kabileleri, 12-13. yüzyıllarda batı bölgelerine göç ettiktensonra halk arasındaki büyücülük faaliyetleri için yeni sosyal koşullar sağlanmış oldu. Şamanlarmuhtemelen bundan dolayı tekrar eski mesleklerine dönmüş olmalılar ki, bu faaliyetlerle ilgili bögü,kam gibi kelimeler daha da canlanmaya başlamıştır. Bu kelimeler sadece Orta Asya’dan Batı Asya’yakadar olan bölgelerdeki Türk lehçelerinde yaygın olarak kullamlmakla kalmayıp, Moğolca ve Farsça’yada girmiştir. Ancak Orta Asya’daki Moğollar’da sonradan oralardaki milletlerle birlikte Müslümanolmuşlardır. Dolayısıyla şamanlar zaman zaman İslam kimliğiyle orta çıkmışlardır.Modern Uygurcada eski Türkçedeki “erkek şaman”, “şaman hekim” anlamına gelen kamkelimesi kaybolmuş ( Ama Gan-zhou Uygurlarının soyundan gelen San Uygurların batı kolunun dilindehâlâ korunmaktadır), onun yerini bahsi kelimesi almıştır, bahsi erken dönem Uygurca vesikalarda“üstad” ve Budizmdeki “evliya” anlamlarıyla görülmektedir. Ming Sülalesi dönemine ait vesika olan“Çince ve Yabancı Diller Tercüme Sözlüğü”nde, bu kelime hem Moğolcada hem Uygurcada “üstad”,“usta” anlamına gelmektedir 16 . Ancak toplumun inanç ve değer yargılarının değişmesiyle birlikte,bahşi Uygurcada “üstad” anlamını kaybetmiş, halk arasında şaman hekimliğiyle uğraşan kişilerin adıolmuştur. Bunlar bize eski şaman âdetlerini sürdüren, halk arasında davul çalıp dans eden, deli gibi dönenve kötü ruhları kovarak hasta tedavi eden bu şaman hekimlerinin aslmda çok saygın bir yere sahipolduklarını düşündürüyor.Bögü den değişerek gelen büvi kelimesi Uygurlar arasında, genelde, İslam’daki sufi hocalararasındaki ruhanî kadın hocaları gösterir. Onlar bu mezheplerde Allah’a yakın olan kutsal kadınlarolarak görülür, kişilerce ölmüşlerin ruhlarına dua etmeleri, hastalar için fal bakmaları ve kötü ruhlarıkovup hastalığı iyileştirmeleri için çağırılırlar. Bu örf âdetler de eski şaman kültürünün yayılmasırasındaki değişmeleridir.Farsça, orta çağda da, Türkçe ve Moğolcadan pek çok kelime almıştır. Farsçada böve (kadınşaman), bahşi (üstad), kam (şaman) 17 gibi kelimelerin görülmesi Türk ve Moğolların Farslar üzerindekikültürel etkilerini yansıtmaktadır.Ancak bir kelime gelişme sırasında parçalanabilir. Farsçadaki bibi (hanım, sahibe) muhtemelenTürkçe böve < bögü deri gelmedir. Doerfer bibi nin Türkçe veya Moğolca kökenli olduğu görüşünüortaya koymuştur 18 . Türkçe kökenli olduğu görüşüne göre, bögü de, bibi de aynı kökten olup, gelişmesırasında ses ve anlam parçalanmıştır. Orta çağdan sonra, Çağatay ve Osmanlı yazılı dilinde, Farsçadakibibi kelimesi tekrar geri alınarak hanımlara hürmet ifade etmek için kullanılmıştır. Bugün, Türkçedebibi (yaşça büyük hanım) ile büyü (büyü, muska) farklı iki kelimedir. Uygurcada ise durum farklıdır.Çağdaş Uygurcadaki bibi “Beş Dilli Mançuca Sözlük”te “kadın keşiş”, yani rahibe diye tercümeedilmiştir 19 . Modern Uygurcadaki büvi, büvü, büve, bübü gibi farklı ağız biçimleri, yukarıdabahsedilen “kadın hoca” ya da “kadın şamanları ifade eder. Ama dinî zatlar ve bazı aydınlar arasındabüvi ile yakın anlamı olan bibi kelimesi de görülmektedir. Bu kelimelerin her ikisi kişi adlarındakadınların işareti veya hürmet sam olarak kullanılmaktadır. Mesela tursunbüvi, bibinur gibi. Uygurcayayakın olan Özbekçede bibi ( büyük anne, hanımların hürmet sam) ile birlikte büvi de yaygın olarak16 Bkz. Çince ve Yabancı Diller Sözlüğü, Editör. Di Bo-fu, Gui-ting Neşriyatı.17 Bkz. Gerhard Doerfer, Turkische and Mongolische Elemente im Nevvpersischen, Wiesbaden, 112, 724, 1409. maddeler.18 Gerhard Doerfer, age., 820. madde.19 Bkz. Beş Dilli Mançuca Sözlük, I, s. 173, Milletler Neşriyatı.216
- Page 1 and 2:
ISSN: 1301-2045EGE ÜNİVERSİTESİ
- Page 3 and 4:
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERG
- Page 5 and 6:
Mustafa TANÇ, Türk Dilinde Edilge
- Page 7 and 8:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaM
- Page 9 and 10:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 11 and 12:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa-
- Page 13 and 14:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 15 and 16:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 17 and 18:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 19 and 20:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 21 and 22:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowak
- Page 23 and 24:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 25 and 26:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 27 and 28:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa
- Page 29 and 30:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa4
- Page 31 and 32:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa9
- Page 33 and 34:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa1
- Page 35 and 36:
A. Ýazberdiýew - M. Hudaýkulowa2
- Page 37 and 38:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaB
- Page 39 and 40:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaT
- Page 41 and 42:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaA
- Page 43 and 44:
A. Ýazberdiýew - M. HudaýkulowaK
- Page 46 and 47:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 48 and 49:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 50 and 51:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 52 and 53:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 54 and 55:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 56 and 57:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 58 and 59:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 60 and 61:
Türk Halk Edebiyatında Anlatım A
- Page 62 and 63:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 64 and 65:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 66 and 67:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 68 and 69:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 70 and 71:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 72 and 73:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 74 and 75:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 76 and 77:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 78 and 79:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 80 and 81:
Dinler Coğrafyası Işığında Bu
- Page 82 and 83:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 84 and 85:
Türkiyədə və Azərbaycanda Xalq
- Page 86 and 87:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 88 and 89:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 90 and 91:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 92 and 93:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 94:
Hisârî ve Eseri “Kit
- Page 97 and 98:
Salim Çonoğlukullanmıştır. Kö
- Page 99 and 100:
Salim Çonoğluİmir'in Saraç tara
- Page 101 and 102:
Salim Çonoğluormandan ağaç taş
- Page 103 and 104:
Salim Çonoğlu- Kalkın, -dedi-, -
- Page 105 and 106:
Salim Çonoğluaydınlığı göreb
- Page 107 and 108:
Salim Çonoğluolarak bu kastedilme
- Page 109 and 110:
Fevzi Karademiraraştırmacı, “B
- Page 111 and 112:
Fevzi Karademir‣ Yer altında sı
- Page 113 and 114:
Fevzi KarademirHalk bilmecelerinde
- Page 115 and 116:
Fevzi KarademirAncak mekan olgusu,
- Page 117 and 118:
Fevzi Karademir‣ Kapıda kara oğ
- Page 119 and 120:
Fevzi Karademir2.1.4. Lugaz Kalıpl
- Page 121 and 122:
Fevzi Karademir‣ Ben bugün bir r
- Page 123 and 124:
Fevzi Karademir‣ Ah gidi âdem, i
- Page 125 and 126:
Fevzi Karademir‣ Uzun uzun urganc
- Page 127 and 128:
Fevzi Karademir‣ Kendi gider hind
- Page 129 and 130:
Fevzi Karademir‣ Uzaktan baktım:
- Page 131 and 132:
Fevzi Karademir‣ Babam kandil, de
- Page 133 and 134:
Fevzi Karademir‣ İki ayaklı fil
- Page 135 and 136:
Fevzi Karademir‣ Dünyanın dönd
- Page 137 and 138:
Fevzi KarademirKaynaklar ACIPAYAMLI
- Page 139 and 140:
Hasan Taner Kerimoğluİttihat ve T
- Page 141 and 142:
Hasan Taner Kerimoğluadamları da
- Page 143 and 144:
Hasan Taner Kerimoğlumeşrutiyetin
- Page 145 and 146:
Hasan Taner Kerimoğlutabiiyesi”n
- Page 147 and 148:
Hasan Taner KerimoğluAncak, hükü
- Page 149 and 150:
Hasan Taner KerimoğluCemiyetin yar
- Page 151 and 152:
Hasan Taner Kerimoğluyapılamayaca
- Page 153 and 154:
Hasan Taner KerimoğluEK: Fedakaran
- Page 156 and 157:
Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 158 and 159:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 160 and 161:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 162 and 163:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 164 and 165:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 166:
Irak Türkmen Şairlerinden Hasan G
- Page 169 and 170: Nesrin SisYakut-Altay ve Kırgız T
- Page 171 and 172: Nesrin SisYaman ise hatunu içinded
- Page 173 and 174: Nesrin Sis74. Dogran eceŋ bolmasa,
- Page 175 and 176: Nesrin SisAna gezer, kız gezer gar
- Page 177 and 178: Nesrin SisAyal (kadın), ece (1. an
- Page 179 and 180: Mübariz SüleymanliMehemmediyye”
- Page 181 and 182: Mübariz Süleymanli4. Merkezi İda
- Page 183 and 184: Mübariz Süleymanli1912-ci il Balk
- Page 185 and 186: Mübariz Süleymanlibulunuyorlardı
- Page 187 and 188: Mübariz Süleymanliocak 1915 senes
- Page 189 and 190: Mübariz SüleymanliAtatürk ve Ner
- Page 191 and 192: Mustafa TançEkin, Türkiye Türkç
- Page 193 and 194: Mustafa TançBarça bul-u-l-gu kerg
- Page 195 and 196: Mustafa Tançalmıştır. Bu eserde
- Page 197 and 198: Mustafa TançBu dönemde, yine ünl
- Page 199 and 200: Mustafa TançHac yolıdın kilgende
- Page 201 and 202: Mustafa TançHarezm Türkçesinde i
- Page 204 and 205: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 206 and 207: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojia
- Page 208 and 209: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojige
- Page 210 and 211: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiBu
- Page 212 and 213: Dilbilimsel Kuramlar ve İdeolojiSa
- Page 214 and 215: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 216 and 217: Efsane-Rivayetler ve Yer Adlarıele
- Page 218 and 219: Türk Dünyası İncelemeleri Dergi
- Page 222: Uygurcadaki “büvi” Kelimesinin
- Page 225 and 226: Muvaffak DuranlıPopov’un tek bir
- Page 227 and 228: Muvaffak Duranlı23. “Yakutskie z
- Page 229 and 230: 3. Dipnotlarda "Ad Soyad" sıralama
- Page 231: Milli Kütüphane, Milli Kütüphan