25.12.2014 Views

Hakikat Komisyonları

Hakikat Komisyonları

Hakikat Komisyonları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

HUK’un en fazla tartışılan hamlesi Komisyon’a<br />

af yetkisi verilmesiydi. Verilen bu yetki<br />

sonrasında yargılamalar sürecinin nasıl devam<br />

edeceği en fazla merak edilen konulardan<br />

birisiydi. Af Komitesi’ne yapılan başvuruların<br />

birçoğu Komisyon tarafından reddedilmiş<br />

olmasına rağmen affedilmeyen başvuruların<br />

çoğu herhangi bir yargı sürecine sokulmadı.<br />

Yargı sürecine giren davalardan bazılarının<br />

seyri şu şekilde gerçekleşti: 1989’da devlet<br />

güçleri tarafından öldürülen Rahip Frank<br />

Chikane davasında üst düzey polis yetkilileri<br />

mahkum edildi. Savunma Bakanı Magnus<br />

Malan ve 19 yetkilinin yargılandığı dava<br />

beraatla sonuçlandı. Yargılamalar süreci<br />

verimli bir şekilde ilerlemiyorken, 2005 yılında<br />

yargılama politikası gözden geçirildi. 2007’de<br />

HUK komitesinin verdiği aflara ek olarak yeni<br />

afların hayata geçirilmesini sağlayacak adımlar<br />

Başkan Mbeki zamanında atıldı ve Motlanthe<br />

ve Zuma tarafından bu politika devam ettirildi.<br />

Sivil toplum örgütleri buna karşı pozisyon aldı.<br />

Diğer yandan 2008 yılında Pretoria Yüksek<br />

Mahkemesi, faillerin de facto affedilmesi<br />

manasına gelen bu hükmü anayasaya ve hukuka<br />

aykırı buldu.<br />

Tazminatların mağdurlara iletilmesi hususunda<br />

da ciddi gecikmeler yaşandı. 21.000 mağdura<br />

ödenen tazminat, Komisyon’un raporda<br />

önerdiği miktarın altında kaldı. Hükümet<br />

tazminatların kalan kısmını ödeme konusunda<br />

zorluklar çıkardı. Halka açık oturumlarda ifade<br />

veren mağdurlar büyük ilgiye mazhar olsalar<br />

da, özel görüşmelerde ifade veren mağdurların<br />

tazminat taleplerine cevap almaları bir yılı<br />

buldu.<br />

e. Güney Afrika'da <strong>Hakikat</strong>lerin Ortaya<br />

Çıkarılması Sürecini Diğer Deneyimlerden<br />

Ayıran Özellikler<br />

■ Güney Afrika deneyimi, öncelikli olarak<br />

Komisyon’a tanınmış olan geniş yetki<br />

alanı üzerinden önceki tüm komisyon<br />

deneyimlerinden ayrılır. Komisyon’a yargı<br />

sürecini doğrudan etkileyebilme ve failleri<br />

cezadan muaf tutabilme yetkisi verilmişti.<br />

Bu yetkinin yarattığı olumsuz etki Komisyon<br />

çalışmaları sonrasında da uzun yıllar tartışıldı.<br />

■ Tanık ifadelerinin halka açık bir şekilde<br />

alınması, faillerle mağdurları aynı platformda<br />

buluşturma çabası, hakikat komisyonları<br />

bağlamında ilk kez denenen bir yöntemdi.<br />

Halka açık bir şekilde alınan ifadelerle ırk<br />

bazında ayrışmış bir toplumda barış-inşası<br />

gerçekleştirmek adına yeni bir birlikte yaşama<br />

rejimi kurulmaya çalışıldı.<br />

■ HUK’u diğerlerinden ayıran en temel<br />

farklılık “hakikat” tanımını öncekilerden<br />

farklı yapmış olmasıydı. 106 Ortaya çıkarılan<br />

ilk hakikat türü kişisel olaylar üzerine, ikinci<br />

hakikat türü ise ağır hak ihlallerinin nedenleri<br />

üzerineydi. HUK bu tür hakikati “bilimsel”<br />

ya da “adli” hakikat kategorisi olarak ele<br />

alıp klasik hakikat tanımının ötesine geçti.<br />

HUK’un ortaya koyduğu yeni hakikat tanımı<br />

içerisinde mağdur hikayelerinin anlatılmasına<br />

dayanan ve iyileştirici niteliğe sahip olduğuna<br />

inanılan anlatı hakikati (narrative truth) vardı.<br />

Ayrıca toplumsal ya da diyalog hakikati,<br />

açık duruşmaları ve medya iletişimi yoluyla<br />

toplumla etkileşim halinde ortaya çıkarılan<br />

hakikati tanımlamak için kullanıldı.<br />

■ Alınan ifadeler belirli bir süre kadar mağdur<br />

hikayelerini dinleme odaklı gitmiş olsa da,<br />

sonrasında yalnızca ihtiyaç duyulan bilgileri<br />

edinmeyi amaçlayan işlevselci bir yaklaşım<br />

dolayısıyla, tanıklık yapan mağdurlar yeniden<br />

hatırladıkları acı verici olayların iyileştirici<br />

olabilecek etkilerini yaşayamadılar.<br />

■ Diğer komisyonlarla kıyaslandığında Güney<br />

Afrika deneyiminde en fazla göze çarpan<br />

dinamiklerden birisi de, Başkan Mandela’nın<br />

Komisyon faaliyetlerine kayda değer şekilde<br />

destek olmasıydı. Siyasi aktörlerin Komisyon<br />

faaliyetlerine yeterince destek vermediği ve<br />

ortaya çıkarılan hakikatlerin pratik etkilerinin<br />

pek olmadığı ülkelere kıyasla Güney Afrika<br />

deneyimi oldukça ayrı bir yerde duruyor.<br />

106 Chapman, A. R., Ball, P. 2001:9-12.<br />

HAKİKAT BÖLÜM ADI KOMİSYONU DENEYİMLERİ<br />

95

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!