11.07.2015 Views

Doküman - asmmmo

Doküman - asmmmo

Doküman - asmmmo

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hiç görmedikleri şirketleri birden bire karşılarındabulmaları, karar mekanizmalarından dışlanmalarıve en önemlisi gelecek düşledikleri yaşam alanlarınınşirketler sayesinde tahribata uğratılarak yaşamalanlarının yaşanmaz hale gelmesi kaygısı, yerelhalklar diyebileceğimiz geniş bir kesimin HES’leriistememesine neden olmaktadır.HES inşaatlarının başlamasıyla birlikte şirketlerinbüyük bir doğa katliamına, çevre tahribatınagirdikleri görüldü. Bir dere üzerinde yapılan çoksayıda HES, derelerin gücünü artırmak için başkaderelerin borular yoluyla tek dereye bağlanması,yeraltı sularının yine aynı amaçla çekilmesi, “cansuyu”denilmesine rağmen hiç su verilmediği içinderelerin kuruması, hafriyatın belirlenen bölgeleretaşınmasının maliyetinden kaçarak ormanlıkalanlara dökülmesi, binlerce ağacın katledilmesi,HES’lere destek amaçlı kurulan diğer tesislerin yarattığıtahribatlar, iklim değişiminde, ormanlarınmorfolojik yapısında gözlemlenen değişimler, yenigörülen böcek türlerinin artması, bazı türlerin yokolması, tarımsal üretimlerin zarar görmesi gibi nedenlerdaha başlangıçta karşılaşılan sorunlar oldu.Yerel halk, karar mekanizmalarında dışlandıklarıyetmiyor gibi bir de HES’ler sonucu oluşan olumsuzsonuçlara maruz kalmalarından/kalmak istememelerindenkaynaklı bir arada hareket ederek mücadeleyihem fiili olarak çeşitli eylemlerle hem de hukukiolarak sürdürüyor. Şirketlerin birçoğunun HES yapılmasıkarşılığında istihdam yaratılması, yol, cami veçeşitli yardımlar yapılması sözlerinin zamanla gerçekolmadığı ortaya çıktı. Bu yolla kandırılan insanlarsonrasında HES karşıtı mücadelelere eklemlendiler.HES karşıtı yerel halk, çeşitli basın açıklamaları,mitingler, eylemler, bilgilendirme toplantıları, derenöbetleri, protesto gösterilerigibi direniş biçimleri gerçekleştiriyorlar.Şu ana kadar da sesleriniduyurmakta oldukça başarılılar.HES karşıtlarının bu hareketliliğidevlet tarafından baskı mekanizmalarınınartırılması yoluyla engellenmeyeçalışılıyor. Jandarmave polis işbirliği ile iş araçlarınınbölgeye sokulması, gazlı, joplu,plastik mermili müdahaleler,gözaltılar, tutuklamalar, çeşitlimaddi ve manevi hukuksal cezalarlahalkın direnişi kırılmak isteniyor.Bu konuda en çarpıcı örnekolarak kamuoyunda “Tortumlu Leyla” olarak bilinenkadının aldığı akrabalarıyla görüşmeme cezası veSolaklı’da tutuklanan insanlar göze çarpıyor.Yerel direnişler birçok yerde de kazanımlarla sonuçlanabiliyor.Engellenen ÇED toplantıları sonucuÇED olumlu raporunun alınamaması, mahkemelerinyürütmeyi durdurma ve iptal kararları, Hopa örneğindeolduğu gibi yerel mücadelenin maliyetleriartıracağı korkusuyla şirketlerin geri çekilmesi gibisonuçlar ortaya çıkabiliyor.Sonuç yerineMutlaka eksik bıraktığımız yönler de çok fazladırama bu kadar kısa bir yazıda neler olduğunu anlatmayaçalıştık. Yazının özünde vurgulamak istediğimizise Türkiye’de HES süreci yalnız başına enerjiihtiyacı, temiz enerji üretmek kaygısı ya da enerjide dışa bağımlığı azaltmak değildir. Bu süreci öncelikliolarak şirketler üzerinden okumamamız gerekir.2000’li yıllar sonrası yoğunlaşan HES süreciyazının bütününde de belirttiğimiz gibi tesadüfi birsüreç değil aksine sermaye için yeni bir değerlenmealanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Birikim zorunluluğunundevam etmesi, diğer bir yandan enerji zorunluluğusermayenin değersizleşme krizi ve suyunmetalaşması süreci Türkiye’de HES’leri şirketleraçısından bir çözüm olarak karşımıza çıkarmıştır.Sürecin işleyebilmesi için önemli rol alan AKPiktidarı gerek söylem bazında, gerek hukuksal düzenlemelerleve gerekse de baskı mekanizmalarınıharekete geçirerek şirketlerin önünü açmaya çalışmaktadır.Ortak kullanım alanları özel mülkiyetedönüştürülen ve bunun olumsuz risklerine katlanmakzorunda kalan yerel halklar da bu duruma tepkivermektedir.• ÇEVREBÜLTEN • MAYIS-HAZİRAN 2012 17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!