MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

More documents

Recommendations

Info

GENÇLER YARINLARDIR Oktay HACIMUSALI “Gençler yarının İnsani değerlerinin taşıyıcılarıdır…” Neden başlar hayata bakmağa? İnsan olmanın neresinden başlar ilk önce? Kuşkusuz sevmekten! Sevmek özümüzde var çünkü bizim! Biz ilahî adaleti yeryüzünün değişik ülkelerine götürürken, aynı zamanda insanları sevmeyi de öğrettik gittiğimiz yerlerdeki insanlara. Ama sevdik sonuçta ve sevdiğimiz de bize bakarak gerçek sevginin tadını duydu, farkına vardı. Farkına vardı ki, insanı var eden değerdir sevgi. Tanrı insanı eşrefi mahlukat olarak yaratırken, onun gönlünün baş köşesine bir duygu yerleştirmiş sevgi adında. Günümüzde onu çok farklı yönlere yorumlasalar bile, Yaradan adını ‘İnsan’ koyduğu, mahlukatının en değerlisi kıldığı bizlere sevgiyi bahşederken, her adımımızda, her duyumumuzda bir sevgi zerresinin olduğunu unutmamamızı telkin etmiş bizlere. Sevgi tüm halleriyle ‘‘ben’’den vazgeçmektir. İnsan olmağa doğru yürümektir. Çünkü insan olmanın özünde ferdîlik mevcut değildir. Yani, insan sevdikleri, vazgeçemediği değerler uğruna yaşar… Öyle bir adar ki kendini insan olmağa; günün birinde toplumun örnek kişilerinden birine dönüşür. İnsan olmanın erdemiyle gerçekleşmiştir, bu. Sevmiştir, saymıştır, büyüklerinden hürmeti, küçüklerinden şefkati asla eksik etmemiştir. Milletine, Devletine, Ezanına, Bayrağına, Toprağına öyle bir sahiplenme duygusu yeşermiştir ki içinde, ne yapsa kendini onlardan öne koyamaz. Onların uğruna gözünü kırpmadan her şeyini feda edecek güçtedir, kudrettedir. Evinin kapısını açıp içeriye girdikten sonra kapısını dış dünyaya kapatıveren, toplumla bir ilişkisi bulunmayan, komşusunun, akrabasının aç mı, tok mu olması umrunda dahi olmayan günümüzün sürü düşüncesiyle yaşayan, bencilleşen mahlûkattan değillerdir onlar. Onlar farkındadırlar, neden yeryüzünü şereflendirdiklerinin. Elinde bulunanların tamamını ihtiyaç sahiplerine vererek; haklı, fakat güçsüz olan birisine göğüs gererek, arka çıkarak yaşamayı gaye edinmişlerdir, onlar. 32
Onlar farkındadırlar ve bu yüzden de insandırlar. Ve bu yüzden kalp kırmazlar, aşağılamazlar, hiç kimseyi… Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin severler ve gittikleri yerde öyle bir örnek hayat, yaşam sergilerler ki, dünya yıllar, asırlar geçse bile, yine onları arar. Zira, dünya insan olarak onları görmüş, onları sevmiştir. Biz de ‘Onların’ evlatlarıyız. Dünya nasıl yüzyıl önce onları sözün gerçek anlamında İNSAN olarak görüyor ve onların peşinden gitmeye canı gönülden hazırdıysa, bizlere de bugün o gözle bakmaktadırlar. Bugün dünyanın çoğu yerinde kanlar akıyor, saldırılar düzenleniyor, insanlıktan habersiz güçler yüzünden suçsuz yere anne babalar ölüyor, çocuklar yetim ve öksüz kalıyor. Ve tüm dünyanın nazarı yine Bir İnsan’ın çıkacağı ve onları güçlüklerden, azaplardan kurtaracağı bu coğrafyaya dönmüş durumda. Dünya bekliyor. Bizimse, ecdatlarımızdan bize miras kalmış İnsanlık genlerini kaybetmeğe hakkımız yok… Kaybedersek, yüzünü bu coğrafyaya dönmüş insanlara nasıl cevap vereceğimizi varın artık siz kendiniz düşünün! Dünya bekliyor! Dünya kurtarıcı, gerçek İnsan olarak bizleri bekliyor. Biz ne yapıyoruz, peki? Dünyaya adaleti götürmek için çalışacağımıza, kimi zaman heva ve heves uğrunda kendimizi harcıyor, eşrefi mahlûkat olduğumuzu unutuyoruz. Genç ülkeyiz. Ve nüfusunun büyük çoğunluğunun genç olduğu bu ülkede gençlerin dedelerinden, cedlerinden aldıkları genlerin ölmesine izin vermemeliyiz. Genç nüfusa sahip olmak güzel bir his, ama GENÇ İNSANların milli manevi değerlerine dört elle sarılmasına olanaklar tanınmalıdır. Zira, bizi İnsan, Yaradan’ın eşrefi mahlûkat olarak yaratmasının kodları o milli manevi değerlerde saklıdır. O kodlar bizim yaşam yasalarımız olacaktır! Yolumuzu aydınlatacaktır! Ve bizim dünyanın kanayan yarlarına ilaç olmasını sağlayacaktır! İNSAN olarak milli manevi değerlerine sahip çıkan Gençlere, Selam ve dua ile… 33
Page 2 and 3: 2
Page 4 and 5: 75 ‘Masal Gibiyim’ - Mustafa Ç
Page 6 and 7: Böylesi yanan, yandıran âşıkla
Page 8 and 9: Biz, dergimizin yürüyüşüne ç
Page 10 and 11: GÖKLER GÜRLEMİYOR ARTIK Bahaetti
Page 12 and 13: VASİYET Ali Haydar Tuğ Akşam bir
Page 14 and 15: 14 ‘Niçin benim olan dil, beni y
Page 16 and 17: 16 “… Halbuki; ideal dünyayı
Page 18 and 19: BİLGE PINARINDAN YEŞEREN TOHUMLAR
Page 20 and 21: Geleceğini garanti altına almakta
Page 22 and 23: UZAT ELLERİNİ Ayten Başabaş Dir
Page 24 and 25: Bütün bu hatıraları döne döne
Page 26 and 27: 26 Sibirya’nın kışını anlaya
Page 28 and 29: AKLIMDA BÖYLE KALMIŞ Təranə TUR
Page 30 and 31: 25 m yükseklikten bir ırmağa atl
Page 34 and 35: GAMLI MUSİKÂRLAR 1 Elizaveta Miga
Page 36 and 37: Gece Gecenin serinliğinde doğan A
Page 38 and 39: -O da ne mi öyle? Buz işte bildi
Page 40 and 41: ESKİ TAKVİMLER Halil İbrahim Öz
Page 42 and 43: Ben afacan, o masum bir köylü kı
Page 44 and 45: Y a p t ı ğ ı m bu işleri bana
Page 46 and 47: 46 Önce elekle unu elemesi lazım
Page 48 and 49: Hayat koşturmacasının içinde is
Page 50 and 51: Bilirik ki, insanların m ö v c u
Page 52 and 53: Y ə q i n l i k xüsusunda insan v
Page 54 and 55: 54
Page 56 and 57: Gençler! “Bir mü’minin diğer
Page 58 and 59: Eskiden gönüller genişti diyebil
Page 60 and 61: Geriye kalıyor iki şey: Tebliğ n
Page 62 and 63: Biz gençlere vermek istediğiniz
Page 64 and 65: YAHYA KEMAL’İN 60. ÖLÜM YILDÖ
Page 66 and 67: 66 Sanki birileri onu, beni buraya
Page 68 and 69: ÇOCUKLUĞUM Reyhan DAĞ Sımsıkı
Page 70 and 71: “Sonsuzluğa kanatlanmaya hazır
Page 72 and 73: Gitti garptan şarka savaşla durma
Page 74 and 75: 74
Page 76 and 77: ÖLÜM YOLCUSU Sefa ALPTEKİN Aslı
Page 78 and 79: Her istediği, değişen sistem ile
Page 80 and 81: Muhsin Dede yarıyıldan fazla zama
Page 82 and 83:
Bugün de öyle olmuştu. Tabiat Mu
Page 84 and 85:
KERBELA AH Hasan Tahsin SÜRÜ “K
Page 86 and 87:
Köyünü çevreleyen dağların ö
Page 88 and 89:
88 yAZAR VE ESERİ
Page 90 and 91:
90 Bu çalışma, han duvarları ve
Page 92 and 93:
ir volkan gibi coşup gelen derin b
Page 94 and 95:
Hüseyin Siret Bey, her gün çekti
Page 96 and 97:
96 Mehmet GÜRSOY’un ‘KÜTAHYA
Page 98 and 99:
Hiçbir ahlak kendi kurallarının
Page 100 and 101:
100 ÜMİT PARSIL’IN ÇALIŞMALAR
Page 102 and 103:
Bu şifaya, bu ateşe, bu renge ko
show all

MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?