16.12.2018 Views

MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY

GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

O gün benim hiç neşem olmadı. Güleç yüzlü<br />

köy kızı bugün ağlamıştı. Hayatının güzel<br />

yönü, bugün zedelenmişti. Yaptığı işlere<br />

yardım etmek geldi içimden. Hiç itiraz etmedi.<br />

Sessizce her işi yaptık. Bana ekmek yapmayı<br />

ve fırın yakmayı öğreteceğine dair söz aldım.<br />

Ben heyecanlandım, o dedi ki, “Bunları öğrenip<br />

ne yapacaksın, ben öğrendim de ne oldu.<br />

Hayatım fırının ve ekmek teknesinin önünde<br />

geçiyor. Sen bunları öğrenme, boş ver” dedi.<br />

Ben öğreneceklerimin bir macera olmasını<br />

istiyordum. Fırında ekmek pişirerek hayatımı<br />

kazanmak veya hayatımın da öyle şekillenmesi<br />

niyetinde değildim. Ben şımarıklığın<br />

özentisinde, o mecburiyetin mahkûmuydu.<br />

Ağlamıştı! Bu gerçeği aklımdan<br />

çıkaramıyordum. Onu tanıdığımdan beri<br />

hiç sormadığım soru ilk kez aklıma geldi.<br />

Sahi, onun annesi yok muydu? Onun annesi<br />

neredeydi? Bütün gün ve ertesi güne kadar bu<br />

soru etrafımda döndüm durdum. Bu soruyu<br />

ona mı sormalıydım, yoksa başka birine mi?<br />

Bilemedim.<br />

Ertesi gün onun yanına hiç gitmedim. Ne<br />

yapacağımı, daha doğrusu nasıl davranacağımı<br />

bilemediğimden, çevresinde dolandım<br />

durdum. Ona küsmeyi bile deneyecek kadar<br />

çaresizdim. Bir bahane bulmalı, ona küsmüş<br />

gibi yapmalıydım. O bunların hepsini<br />

biliyormuş gibi beni ağılın yanı başında<br />

diz çökmüş halde buldu ve “ Hani fırın<br />

yakmayı öğrenecektin, seni<br />

yalancı, gel haydi fırını<br />

yakacağım sen de seyret”<br />

diyerek elimden tuttu ve<br />

evine doğru götürdü. Benim iç çekişmelerimi<br />

hissetmişti. O her şeyin ustası olmuştu. Anne<br />

olmadan anaç olmuştu.<br />

Evine doğru giderken konuşmadık, fırın için<br />

gerekli odunları kollarımın üzerine doldurdu.<br />

“Fırın yakmak önce odun toplamakla başlar”<br />

diye espriler yaptı. Ben çocuk aklımla bir<br />

çırpıda her şeyi unuttum, o da bunu istiyordu,<br />

bütün şen tavırlarıma eşlik etti.<br />

Her şeyi ustaca yapması beni şaşırtıyordu.<br />

Hiçbir işin yabancısı değildi. Benim acemiliğim<br />

onu kahkahalara boğuyordu. Ellerime yapışan<br />

hamurları nasıl temizleyeceğimi öğretirken<br />

ben, her şeyin başı olacak o tılsımlı soruyu<br />

sordum. “Sen bunları kimden öğrendin? Bu<br />

kadar çok şeyi annen mi öğretti?” bu soru,<br />

yanan odunların çıtırtısını bastırdı, masum<br />

köylü kızın dudaklarına titreme yerleştirdi.<br />

O aslında dünden beri gözleri dolu dolu<br />

böyle bir soru sorulsa da, içimi döksem diye<br />

bekliyordu. Dayısı onu ağlatmıştı. Birazda<br />

hani bana bir açıklama yapmak, bazı şeyleri<br />

konuşmak adına anlatmak istiyordu. Dedesi ve<br />

dayısıyla yaşıyordu. Onlara yük olmamak adına<br />

yaptığı işler yeterli görülmedikçe, dahası için<br />

zorlandıkça, böyle isyanlar edesi geliyordu.<br />

“Dayım dün beni çok üzdü” diye söze başladı.<br />

Aslında çok iyi bir insan, bana sahip çıkmasa<br />

ben ne yapardım! Ama bazen o da<br />

çaresizlikten sıkılıp bana fazla<br />

yükleniyor. Ama olsun ben<br />

bunların hepsine alıştım.<br />

43

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!