MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Her istediği, değişen sistem ile kendisinin<br />
hizmetçisi ve istenileni yapmakla mahkum<br />
olarak görülen varlıklar anne-baba varken,<br />
kendisi neden kalksın ki? Rastladığım bir olayı<br />
anlatayım sizlere: 11 ve 14 yaşlarında bulunan<br />
iki erkek çocuğunun oturduğu bir ortamda, bir<br />
sofra kuruluyordu: “Kalkıp da yardım edin, bir<br />
tabak getirin” denildiğinde; o çocuklar “işleri<br />
ne ki getirsin onlar” dediler. ‘Onlar’ denilen<br />
kişiler evin hizmetçisi değildi; maalesef,<br />
o kocaman çocukların anneleri, teyzeleri,<br />
halaları, anneanneleri hatta babaanneleri bile<br />
vardı. Artık ‘onlar’(yani kastettiğim o gerçekten<br />
küçükler), kullanmaya o kadar alışmışlar<br />
ki karşısındaki büyüklerini hizmetçi olarak<br />
görmeye başlamışlar. Bir ortama gelen çocuğun<br />
ilk gördüğü şey; büyüklerin elleri değil, biran<br />
önce prize en yakın koltuk... Ağızlarına sakız<br />
olmuş, o iğrenç küfürler ile bu küfürleri sıradan<br />
dostluk kelimesi olarak görmeleri ise bu neslin<br />
en değişen ve en anlaşılmaz özelliği. Zira biz<br />
anneye babaya büyüklerin yanlarında bir şey<br />
demeye çalışırken biri duyacak diye ağzımızdan<br />
korkarken; şimdilerde, hiç sakınmadan bağıra<br />
bağıra o küfürler büyüklere zikrediliyor. Birçok<br />
büyük yaşta insanın bilmediği, ayıp gördüğü<br />
cümleler dökülüveriyor ağızlarından. Annesini<br />
babasını döven evlatlar, gelinler, damatlar<br />
var bu dünyada, hayretler içinde kalsak da…<br />
Büyüklerin karşısına geçmiş, oturacak yer<br />
bırakmadan uzanan gençlerle yaşıyoruz.<br />
Kocaman evlere sığmayan küçücük insanlar<br />
olduk… Tazık bize… Artık evine arabasına<br />
binlerce lira harcayan ve bunlar için borçlar<br />
altına giren insanlar, aldıkları hiçbir maaşı<br />
beğenmeyip yetmediğini iddia ediyorlar.<br />
İnsanoğlunun gözü nasıl da açlaştı? Eskiden<br />
üç kuruşa “Elhamdülillah geçinip gidiyoruz,<br />
yetiyor” denirdi ve o üç kuruşla kaç evlat<br />
nerelere getirildi. Şimdi, binlerce lira gelir, evler,<br />
arabalar hâlâ yetmiyor. Bu kanaati unutmuş<br />
büyüklerin cevapları; evlatlarını okutmanın<br />
zorluğu… Kültürün bile para ile olduğuna inanan<br />
zihniyetler var, günümüzde. Geçmişte o yoklukta<br />
bilginin çoğaltılmasının zorluğunda okuyan,<br />
nice kültür sahibi insan vardı Bilgiye, aktiviteye<br />
bu kadar kolay ulaşabilecek bir çağda ikem<br />
‘yok, bizim gelirimiz yetmiyor’ ile. ‘elimdeki bir<br />
iki tane çocuğu okutamıyorum’ demek; nedir,<br />
ne ola ki? O zaman, aile için, insanlık için bazı<br />
şeylerden fedakârlık etmek nerede kaldı?<br />
Bence evin olmasın, araban olmasın; hadi onlar<br />
olacaksa, bu kadar lüks eşyaların olmasın…<br />
Olmaz mı? Nasıl olurda bu kadar rahat bir<br />
çağda geri kalabilirsiniz, geri ve mahkum<br />
kaldığınızı iddia edebilirsiniz ki. Kendinizden,<br />
zevklerinizden, vaktinizden fedakârlık edin…<br />
Sonuçta o çocuklar sizin dünyaya getirdiğiniz ve<br />
bakmakla yükümlü olduğunuz emanetler.<br />
Küçükler, büyüklere emanet… İşte tam da<br />
burada, bir iki noktayı karıştırmamalıyız: Sen,<br />
evladın için her şeyi yap, okut, eğit, kültürlü<br />
bir birey olarak yetiştir. Bütün bunlar şart…<br />
Ancak kendini bir hizmetçi olarak gösterme,<br />
takdim etme, ortaya serme. Evladının da<br />
ayakları üzerinde durmasını sağla…Çocuğun<br />
da bazı ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu<br />
kendisi yerine getirsin ki zorluğu görsün; sana<br />
ve insana, hatta kendisine saygıyı anlasıné<br />
Sen ona bilgisayar al, telefon al, istediği bütün<br />
oyuncakları al, istediğini yedir istediğini giydir;<br />
tamam! Ama sonra da kalan her şey ile, kendi<br />
lüksünü sağla. Eee, evladın otursun diye, elinden<br />
geleni onun yerine sen yaptıktan sonra bu çocuk<br />
nasıl kalkıp da bir kâğıt karalayacak, bir spora<br />
katılacak, kendini geliştirecek ki? İyi düşünmen<br />
gerek. Aslında, bana kalırsa, küçülmeyi<br />
büyükler tercih etti; küçükler de büyümek<br />
zorunda kaldı…Hem de gerçek ‘büyüklşük’ü hiç<br />
anlamadan, hiç yaşamadan… Böylesi kocaman<br />
‘boşluk’u doldurma için ne yapacaksın, şimdi?<br />
Küçüklere bildikleri her şeyi ailesi; büyükleri<br />
öğretmedi mi, öğretmez mi? Yaşama açılan<br />
perdeleri büyükler açar küçüklere… Büyükler<br />
istedi, küçükler büyüdü; büyükler istedi,<br />
yüzyılın nesli değişti…<br />
78