MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Otlamaya giden dostlarının dönüşünü özlemle<br />
bekler oluyor. Sırdaşlık ediyorlar, bu garip<br />
köylü kızına.<br />
Sütleri sağıyor da onları nasıl işleyeceğini, ne<br />
işi yarayacaklarını bilemiyor. Soba üzerinde<br />
koyduğu sütü birkaç kere taşırıp yaktıktan,<br />
bunun için azarlandıktan sonra, artık süt<br />
pişirmenin de ustası oluyor. Ne garip; başardığı<br />
işler için aferin alamazken, yapamadıkları<br />
için defalarca azarlanmaktadır. Kader deyip<br />
geçiyor.<br />
Uzun kış günlerinde yakılacak tezeklerin<br />
yapılıp içeriye alınmasından, kışlık erzakların<br />
yapılmasından, birden bire kendini sorumlu<br />
olarak buluyor. Öyle çabuk büyüyor ki kendi<br />
dahil bu büyüme hızını kimse takip edemiyor.<br />
İlk ekmeğinin ardından her şey hızla gelip<br />
belleğine yerleşiyor. Sabah ve akşam onun<br />
etrafında hızla dönmeye başlıyor. Gece ve<br />
gündüz birbirine ulalıymış gibi öyle tez gelip<br />
geçiyor ki, işleri bitirmek mümkün olmuyor.<br />
O, neden çok çalışmak zorunda, bunu bir türlü<br />
çözemiyor.<br />
Fakir bir aile olmak onların kaderi olmaktan<br />
çıkıyor. Bu öksüz kız onların hanesine bereket<br />
getiriyor. Ahırda hayvanları çoğalıyor, ev<br />
de erzakları birikiyor. Bir düzen ve temizlik<br />
yerleşiyor eve. Yaşı çok küçük ama evin anası<br />
olup çıkıyor.<br />
Evinin her yeri misler gibi tertemiz ve düzenli<br />
olması komşu kadınları imrendiriyor. Artık<br />
onunla yarışıp “ Onu ben yetiştirdim” demenin<br />
rekabetinde bile oluyorlar.<br />
Annesinin övünemediği, annenin,<br />
yetiştiremediği bir genç kız evi çekip çeviriyor.<br />
Bundan sonra yapamadığı ev işleri tarihe<br />
karışıyor. Her işin ustası oluyor da, bahtını<br />
zorluyor. Dayısı evlenmek durumunda ve ona<br />
yardım edecek, dedesini emin ellere koyduktan<br />
sonra kendi kısmetlerini bekleyecektir.<br />
Gençlik hayalleri peşine düşüyor. Her ne kadar<br />
havai hiçbir düşüncem yok dese de, bu duygu<br />
arsız olduğundan ara sıra gelip onun gönül<br />
camını tıkırdatıyor. İlk kalp ağrısı olan bir<br />
delikanlıyla yolunu, dedesi ve dayısını bahane<br />
ederek ayırmak durumunda kalıyor. Onları yüz<br />
üstü bırakmayacağı için ilk ve tek gönül sızısı<br />
tarihe karışıyor.<br />
Onun evlenişini seyretmek zorunda<br />
kaldığında, dünyası yıkılıyor ve öyle bir üzüntü<br />
yaşıyor ki, dünya zevklerini kendine haram<br />
kılıyor. Dünyaya kapalı, içine açık bir dünya<br />
kuruyor ve o dünyasına sorgusuz ve sualsiz bir<br />
tek beni alıyor. Yıllarını; dayısını evlendirip,<br />
dedesini rahat ettirmenin üzerine kuruyor.<br />
Kendi hayatını zamanın insafına bırakıyor.<br />
Anlattıkları onunla benim arama görünmez<br />
bir sevgi bağı oluşturdu. Kimsenin bilmediği<br />
acılarını benimle paylaştı da, ben onları her<br />
hatırlayışımda boğazıma bir düğüm atıldı, ben<br />
o düğümü yutkunarak silmeye çalıştım.<br />
Ben tahsil hayatımın telaşındayken o köylü<br />
kızla beraber birçok arkadaşı hafızamın tozlu<br />
raflarına kaldırmak zorunda kaldım. Kim bilir<br />
birçoğu için ben de aynı tozlu raflarda yer<br />
aldım. Hepimiz geçmişin içinde hatıra olarak<br />
kaldık.<br />
47