MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

90
Bu çalışma, han duvarları ve Maraşlı
Şeyhoğlu’nun günümüz dünyasında, capcanlı
renklerle ete kemiğe bürünmesi.
Han duvarları; yüzyıllardır nice sırları, nice
yüreklerin titreyişini, sesini misafir etti o gani
gönlüne. Sonra o hanların hancıları, yolcuları,
dervişleri, gönül erleri, şairleri bizleri tam da
yüreğimizin orta yerinden etkiledi. Sadece
hanlar, yolcular, yollar mı bizi dağladı? Yetmedi!
Hanlarda konaklayan yolcuların varmak
istediği, özlemini duyduğu şehirler de bize çok
şeyler fısıldadı. İşte, şehirlerin, insanların,
yolların, gönüllerin, dertlerin ve devanın (tek
deva Aşk demiş kitap) anlatıldığı yürekli bir
roman çalışması tanıtacağım sizlere.
Kahramanmaraşlı Araştırmacı-Yazar (ve
Neyzen) sayın Ali AVGIN kaleme almış kitabı.
Roman türünde ve yüreğin sade, samimi ama
içli anlatışına kaptırılan bir üslupla yazılan
kitabın adını “Han Duvarları” koymuş yazar.
Fakat hem kitabın içinde anlatılan “Dervişlik”in
edebine uygun tavır ve duruşlar hem de bizzat
yazarının dervişlik geleneği içerisinde yer
almasından bu edep ve erkanı kitaba üslubu ile
de katması, bizleri han duvarlarından, -romanın
onun çevresinde kurgulandığı- Satılmış’ın hayat
hikayesinden çok ötelere, çok derin mânâlara
götürüyor. Zaman zaman yazar ile Faruk
Nafiz’in de yolları kesişiyor. Zaten, yazar bu
buluşmaları bir vefa borcu gibi görüyor. Ancak
roman, okunduğunda daha iyi anlaşılacak,
duvarlar, şairler ve şehirlerden çok fazla. Fakat
bu çeşitlilik gözünüzü korkutmasın; anlatılan
tüm hakikatler insana ‘insan oluş’un lezzetini
gönül potasında eriterek aksettiriyor. Hemen
kitap kapağının üzerinde iki yazı var. Birincisi
kitabın isminin altında: ‘Kalbe düşen Kor’.
İkincisi kitabın orta yerinde: “Aşkın iki kapısı
vardır ve ikisi hakikate açılır.” Bu iki derin
yazıyı okuduğunuz anda dahi, yazılan romanın
bize hangi hakikat kapılarını açacağına dair
büyük ipuçlarını görüveriyorsunuz.
Nisan 2017’de Eftalya Kitap (Yediveren
Yayınların) dan çıkan “HAN DUVARLARI”
isimli bu romanın hakikatin peşinde olan ve
hem şehirleri, insanları bağlayan yollarda hem
de gönülleri, hasretleri (vuslatı bekleyenleri,
düğününe hasretleri, aşka susamışları)
kavuşturan yollarda derviş misal seyahat
etmeye talip yolculara çok şeyler katacağına,
mânâlı birçok sır vereceğine inanıyorum.
Okuyucularına ‘senin düğünün, senin düğünün’
nidası ile ve büyük bir coşku ile seslenen neyzenyazar
sayın Ali AVGIN beyi bu anlamlı çalışması
için tebrik ediyorum. Siz okuyuculara da ‘iki
hakikat kapısına da ulaşmak arzusunda iseniz’
HAN DUVARLARI romanını içtenlikle tavsiye
ediyorum. Bu anlamlı kitabın ve yazarının
‘yolları’ açık olsun diyorum.
Bu kitabı okuduktan sonra, beni mi sordunuz:
‘Benim kalbime kor düştü…’
MUSİKAR DERGİSİ