MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Böylece benim çocuk<br />
hayallerim saray koridorlarında<br />
dolaştırmaya başladı. Bu<br />
karyola ve aynaya derin manalar<br />
verip, hikayeler uydurmak<br />
istiyordum.<br />
Karyolanın pirinç topuzlarını<br />
külle ovduğunda nasıl<br />
parladığından, aynayı oraya üç<br />
dört kişiyle asabildiklerinden,<br />
hepsinden söz ediyordu da, söz<br />
annesine gelince benim gözlerime<br />
bakıyordu. Yine ağlayacağımdan<br />
korkuyordu. Şimdiye kadar hep<br />
ben biliyordum ya, rollerimiz<br />
değişmişti, bundan sonra o<br />
bilecekti.<br />
Onu şimdiye kadar uydurduğum<br />
yalanlarla öyle keyiflendirmiştim<br />
ki, ‘Onların hepsi yalan’<br />
diyememiştim, hayallerini<br />
yıkmaya kıyamamıştım. Benim<br />
anlattıklarımın üzerine nasıl bir<br />
dünya kurduğunu bilemezdim ve<br />
o dünyayı yıkamazdım. Belki o<br />
da bütün anlattıklarımın yalan<br />
ve abartılı olduğunu biliyordu<br />
da öylesine dinliyordu. Onu<br />
şaşırtmak adına sorduklarına<br />
abartılı cevaplar buluyor, hayret<br />
dolu bakışlarını seyretmeyi<br />
seviyordum. Ama bugün o<br />
anlatacak, ben dinleyecektim,<br />
şaşırtma sırası ondaydı. Ve o<br />
benim gibi abartmalı, yani yalan<br />
söylemeyecek, her şeyi en çıplak<br />
haliyle anlatacaktı. Aslında onun<br />
her yanı öksüzdü ve hayatın<br />
yetim çocuğuydu o!<br />
Öksüz ve yetimliği bulaşıcıydı<br />
sanki annesi de öksüz ve yetim<br />
büyümüş ve sıra kendine gelmişti,<br />
bundan sonra sıra kimdeydi...<br />
Annesini hiç hatırlamadığından<br />
söz ediyordu. Hiç anne sevgisi<br />
tatmadığı için özlemi de canını<br />
benim abarttığım kadar çok<br />
yakmıyordu. Anne ne demekti,<br />
bilmiyordu. Onun için komşu<br />
köy kadınları vardı. Onların eli<br />
altında büyümüştü. Banyosunu<br />
onlar yaptırmış, elbisesini onlar<br />
giydirmişti. Çocuksu korkularını<br />
onların telkiniyle yenmişti.<br />
Her çocuk gibi karanlıktan<br />
korkarmış, illaki bir eteğe<br />
tutunma ihtiyacı duyarmış<br />
da işte o zaman yine komşu<br />
kadınlar yetişirlermiş. Taki,<br />
sekiz yaşına gelip dedesi ona<br />
“Kocaman kız oldun artık,<br />
yemeğimizi ve ekmeğimizi sen<br />
pişir “ diye tembihleyinceye<br />
kadar. İlk kez tarlaya nasıl azık<br />
koyduğunu, bunu yaparken<br />
komşu teyzelerden azar işittiğini,<br />
tarlanın yolunu bilemediği<br />
için kaybolup insanları nasıl<br />
perişan ettiğini, kah gülerek,<br />
kah gözleri dolarak anlatıyordu.<br />
Sekiz yaşındaydı ve tarlaya azık<br />
hazırlaması isteniyordu.<br />
Bir gün ekmek yapmak için<br />
ambara un almaya iniyor, ambar<br />
öyle derin ki, girdiği yerden bir<br />
türlü çıkamıyor. Saatlerce orada<br />
ağlıyor, gözyaşından yüzüne<br />
yapışan unlar hamur oluyor,<br />
yorgunluktan orada uyuya<br />
kalıyor. Dayısı ve dedesi onu<br />
bulmak için epey uğraşıyorlar.<br />
İlk ekmek yapma ve un alma<br />
macerası böyle başlıyor.<br />
Artık büyümüş ya, ekmek<br />
yapması gerekiyor ya, yapmak<br />
zorunda. Gizliden komşu<br />
teyzeleri gözetliyor. Onların<br />
yaptığı her şeyi belliyor. Hamuru<br />
nasıl yoğurduklarına, ne kadar<br />
beklediklerine dikkat ediyor. Her<br />
şeyi belleğine yerleştiriyor ve un<br />
ambarının önüne geçiyor.<br />
Öksüz ve<br />
yetimliği<br />
bulaşıcıydı<br />
sanki annesi<br />
de öksüz ve<br />
yetim büyümüş<br />
ve sıra kendine<br />
gelmişti,<br />
bundan<br />
sonra sıra<br />
kimdeydi...<br />
45