16.12.2018 Views

MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY

GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir volkan gibi coşup gelen derin bir ah çekti,<br />

men zafere sabere, dedi. Sabreden zafere erişir,<br />

Hadis-i Şerifi dudaklarından döküldü.<br />

Hacı Ağa, nezaketi ve zarafetiyle kâmil bir<br />

insandı. Kıyafetinin temizliğine çok dikkat<br />

ederdi. Ayağına giydiği Gülşefteli yemenisi, siyah<br />

Frenkipi şalvarı, her daim pırıl pırıldı. Beline<br />

bağladığı beyaz kuşağı, avcı yeleğinin altında<br />

kendine ayrı bir ağırlık veriyordu.<br />

92<br />

Gayri ihtiyari, gözleri rafta boynu bükük<br />

bekleyen derviş külahına kaydı. Hâlbuki onu,<br />

kendinden bir parça gibi bir ömür baş üstünde<br />

taşımıştı. Şimdi ise onu giyenler, adi bir suçlu<br />

gibi hapse atılıyordu. Yasaklanmasına bir türlü<br />

akıl erdiremiyordu.Zira on yıl önce (25 Kasım<br />

1925) çıkarılan bir kanunla bütün yurtta;<br />

fes, kalpak, sarık gibi başa giyilen geleneksel<br />

kıyafetlerin giyilmesi yasaklanmış, bütün<br />

61devlet memurlarına şapka giyme mecburiyeti<br />

getirilmişti.<br />

Bu kanuna muhalefet edenler, hapse atılıp,<br />

İstiklal Mahkemelerinde yargılanıyordu.<br />

Birçok Maraşlı da bu kanuna muhalefet<br />

etmekten yargılanmış,<br />

ağır hapis cezalarına<br />

çarptırılmış, hatta bazıları<br />

da darağaçlarında can<br />

vermişti.<br />

Hacı Ağa, yasak da olsa<br />

bazen derviş takkesini<br />

gizliden gizliye<br />

dükkânında<br />

başına takıyor<br />

ama onunla asla<br />

sokağa çıkmıyordu.<br />

Onun yerine ecnebilerin giydiği,<br />

fötr ya da sekiz köşeli kasketi, bir türlü başına<br />

geçirmeye de gönlü razı olmuyordu.<br />

Bir an gözleri uzaklara daldı. Maraş kurtuluş<br />

mücadelesini düşündü. İşgalcilerin yaptığı<br />

zulümleri hatırladı. Yanı başındaki Maraş<br />

Mevlevihane’sini Fransızların hunharca<br />

yaktıkları gözünün önüne geldi. Zor şartlarda<br />

düşmanı nasıl kovduklarını, bu vatan için can<br />

veren şehitleri ve gazileri düşündü.<br />

Hüzünlenmişti, göğsünün derinliklerinden<br />

Hacı Ağa, yetmişine merdiven dayamıştı<br />

ama zindeliğinden hiçbir şey kaybetmemişti.<br />

Dükkânında çırak dahi çalıştırmıyor, her işine<br />

kendi koşuyordu.<br />

Siyah gür kaşları, çakır gözleri üzerinde<br />

bir gölgelik gibiydi. Kısa sakalı üzerinden<br />

yanaklarına doğru kavis yapan beyaz pala<br />

bıyıkları, nurani çehresine ayrı bir heybet<br />

katıyordu.<br />

Aksakalını sıvazladıktan sonra,<br />

kontrol eder gibi elini kalbinin<br />

ü z e r i n e g ö t ü r d ü .<br />

Kalbini her<br />

an sızlatanı<br />

yine kalbinde<br />

bulunca, içi<br />

rahatladı. Derin bir<br />

nefes aldı, kendi kendine, sen de<br />

olmasan, deyiverdi.<br />

Çok duygulanmıştı, dükkânın<br />

önüne çıktı. Oradaki hasır<br />

iskemlelerden birini altına<br />

çekti. Çileyle geçen bir ömrün<br />

kollarına kendini bırakır<br />

gibi, sırtını ihtiyar çınara<br />

dayayarak oturdu.<br />

Hacı Ağa’nın sesi güzeldi,<br />

Türk Müziği makamlarına aşina idi.<br />

Dostlarıyla bir araya geldiğinde, çoğu zaman,<br />

ilahiler, kasideler, gazeller okur, yalnız kalıp<br />

efkârlandığında da şarkı söylerdi.<br />

Bu defa da öyle olmuş, çok duygulanmıştı. Bir<br />

mücevher kutusu gibi cebinde taşıdığı gümüş<br />

tütün tabakasını açtı. Yeni kıyılmış, altın sarısı<br />

tütünlerden sardığı sigarasını yaktı. Sigaranın<br />

beyaz dumanı gözünün önünden kavisler çizerek<br />

göğe doğru yükselirken, coşup gelen duygularına<br />

mani olamadı. Güftekârı Hüseyin Siret Bey olan<br />

bir şarkıyı terennüm etmeye başladı:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!